Flippers Çeviri Portekizce
80 parallel translation
Tilt makinesi refleksler için en iyi egzersizi sağlıyordu.
A máquina de "flippers" era para os reflexos um excelente exercício.
Tilt makinasının yanındaki adam.
O tipo junto à máquina de flippers.
Plütonyum'u aldım ve onlara içi tilt makinesi parçaları ile dolu bir bomba verdim.
Fiquei com o plutónio e dei-lhes um invólucro de bomba cheio de peças de flippers.
Langırt oynamaya gidin.
Vai jogar flippers.
Haydi, langırt oynayacağım.
Vá, quero jogar flippers.
Sorgusunu okudum Tilt masası üzerinde toplu tecavüz.
Li o interrogatório. Violada em grupo em cima dos flippers.
Benimle tilt oynamak ister misin?
Queres jogar flippers?
"Benimle tilt oynamak ister misin?"
"Queres jogar flippers?"
"Tilt oynamak ister misin?"
" Queres jogar flippers?
Bir grup adam arka tarafa tilt oynamaya gitti.
Uns tipos foram para a sala do fundo jogar flippers.
Eliyle boğazımı sıkıyordu, Beni tilt makinesinin üzerine itti Ve gömleğimi yırttı.
Apertava-me a garganta com a mão, e empurrou-me para cima da máquina de flippers, e arrancou-me a camisa.
Ayrıca tilt makinesinin üzerindeyken gözlerinizin çoğunlukla Kapalı olduğunu söylediniz.
Disse ainda que enquanto esteve em cima da máquina de flippers, teve os olhos fechados a maior parte do tempo.
Bayan Tobias, tilt makinesinin üzerindeyken Hiç "İmdat" ya da "Tecavüz var" diye bağırdınız mı?
Miss Tobias, enquanto estava em cima dos flippers, alguma vez gritou "Socorro" ou "Violação"?
Çok geçmeden Bob'la birlikte tilt oynayıp içmeye devam ettiler.
E começaram a jogar flippers com o Bob e a beber muito.
Yani Sarah Tobias o tilt makinesinin üzerinde tutulurken Diğerlerinin bilmediği bir şeyi?
Em todo o tempo que Sarah Tobias esteve presa, deitada nos flippers os outros não sabiam?
Pinball makinelerini elimizden alıp, televizyon oyunları verdiler.
Levam a máquina de flippers e dão jogos de vídeo.
Ben çelik toplar istiyorum. Vuruş düğmelerini istiyorum! Berberimi istiyorum!
Quero flippers, quero bolas de metal e quero o meu barbeiro, raios!
Andy, bu yüzgeçler yüzmüyor.
Andy, estes flippers não flipam.
Eski tilt makinesini sever misin?
Gostas das máquinas de Flippers?
- Peki ya şu yeşil olan? - Evet? Bu Flippers denilen bir yerde çekilmişti.
A outra fotografia, essa verde, foi tirada numa coisa chamada Flippers.
Duvarlara çarpıyor.
Ele bate na murada, e faz ricochete como uma bolinha de flippers.
Benim aptal yaramazlıklarım çocukları langırt ve frengiden daha çok etkiledi.
A minha dança matou mais mentes que a sífilis e os flippers.
Bu dünyada iki tip insan vardır. Kumar makinesi ve video oyunu tipi.
Há dois tipos de gente neste mundo, os de "flippers" e os de jogos de vídeo.
Sen Freddy, kumar makinesi tipisin.
Tu, Freddy, és dos "flippers."
- Peki ya şu yeşil olan? - Evet? Bu Flippers denilen bir yerde çekilmişti.
A fotografia verde foi tirada em Flippers.
Tilt oynamakla mı?
A jogar flippers?
Pinball!
Flippers!
- Hayır.Pinball'dan nefret ederim.
Não, eu odeio flippers.
Ama erkek arkadaşına pinball makinesi alırsan, hayat bozu güzel görünür.
Mas se comprares uma máquina de flippers para o seu namorado, ela fica bonita para toda a vida
Tamam, çocuklar.Para çekme zamanı... Birinci Pinball Ulusal Bankası'ndan.
Chegou a altura de abrir os cofres do primeiro Banco Nacional de Flippers
Pinball makinem nerede benim?
Onde está a máquina de flippers?
Evet, pinball oyununu deli gibi severdi.
Ele adorava jogar flippers.
Romanın yayınlanacağını öğrenince nasıl ilgilendi.
Ela ficou toda acesa que parecia uma maquina de flippers quando ficou a saber que o teu romance ia ser publicado.
Seninle barda kırkayak oyununun orada tanışmıştık.
Conheci-te no bar, na flippers.
Nicky Flippers, burada ne işin var?
Que fazes aí, Nico Badanas?
- Bizi yanlış anladılar Bay Flippers.
Ele percebeu tudo ao contrário!
- Senin ismin neden Flippers?
Por que o chamam Badanas?
Dur biraz Flippers, yani o bir polis mi?
Espera lá, Badanas, dizes que este gajo é polícia?
- Bu fotoğrafları bastım Bay Flippers.
- Já revelei as fotos!
Hayır Bay Flippers. İşlediğim tek suç, tatlılarımın baştan çıkaracak kadar lezzetli olmaları.
Não, o único crime que cometi foi fazer os meus doces ilegalmente deliciosos.
Bay Flippers.
Sr. Badanas!
Belki de sen pinball oynamalısın.
Talvez devas ir jogar flippers.
Siktiklerim, orada sekip götüne giriverir farketmezsin bile ama büyük bir eklem büyük eklemlere denk gelirse koçum, işte o zaman kemikler gider sen de "Siktir" dersin.
As filhas da mãe parecem bolas de flippers, mas rasgam-nos todos. As balas grandes só partem ossos ; são uma treta.
Tilt oynamaya ne zaman başladın?
Jogas flippers desde que idade?
Hayır, o zaman tilt oynamak için yüksek bir sandalyeye çıkmam gerekiyordu.
Não, nessa altura tinha de me sentar numa cadeira para jogar flippers.
Tilt oynamasını baban mı öğretti?
Foi o papá quem te ensinou a jogar flippers?
Baban da tilt sever miydi?
- O papá também gosta de jogar flippers?
Bugünlerde beni kafelere tilt oynamaya o götürüyor.
Agora, é ela quem me leva... aos cafés e a jogar flippers. - Ai sim?
Bayan Tobias, Oldukça çok içki içmiştiniz, Esrar kullanmıştınız,
Miss Tobias, tinha bebido bastante, tinha fumado marijuana, a televisão estava acesa, a música a tocar, estava numa sala cheia do barulho dos jogos de vídeo e dos flippers, tinha os olhos fechados, às vezes,
Tilt.
Como num jogo de flippers.
Şu oyun paralarına ne oldu?
Apostei só o dinheiro dos flippers.