Gelebildiğine sevindim Çeviri Portekizce
170 parallel translation
Gelebildiğine sevindim, Jack.
Ainda bem que pudeste vir, Jack.
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que chegou.
Hey! Jerry Ryan! Gelebildiğine sevindim.
- Jerry Ryan, ainda bem que vieste.
- Gelebildiğine sevindim.
- Folgo em ver que chegaram.
- Gelebildiğine sevindim.
- Ainda bem que conseguiste chegar.
- Gelebildiğine sevindim yavrum.
- Ainda bem que pudeste vir.
Pekala, hepinizin içeri gelebildiğine sevindim, çünkü bugün dışarısı çok sıcak sanırsam.
Fico feliz por terem conseguido todos entram, porque hoje estava calor.
- Arthur, gelebildiğine sevindim.
- Arthur, ainda bem que vieste.
- Gelebildiğine sevindim.
- Ainda bem que vieste.
Sonunda gelebildiğine sevindim, dostum.
Ainda bem que vieste.
Gelebildiğine sevindim.
Que bom teres vindo.
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que pôde vir.
Dick gelebildiğine sevindim.
Dick! Ainda bem que veio.
Bu kadar kısa sürede gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que pudeste vir, tão em cima da hora.
Gelebildiğine sevindim Brit.
Que bom teres vindo, Brit.
Gelebildiğine sevindim. - Selam, Hank.
- Ainda bem que vieste.
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que pudeste vir.
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que apareceste.
Gelebildiğine sevindim Guenter, çünkü aileleri onurlandırma haftasının şerefine sana özel bir süprizim var.
Em honra do fim-de-semana dos pais, tenho uma surpresa.
- Gelebildiğine sevindim, ahbap.
- Obrigado por vires...
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que pudeste vir. Vou-me embora.
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que vieste.
- Gelebildiğine sevindim.
- Olá, Joyce. - Estou feliz por ter vindo.
Gelebildiğine sevindim.
- Ainda bem que pudeste vir.
- Gelebildiğine sevindim, Albay.
Ainda bem que veio, Coronel. Não ia perder isto por nada.
Kelso, adamım, gelebildiğine sevindim.
Kelso, meu, ainda bem que conseguiste vir.
N'aber çocuklar? - Barney, gelebildiğine sevindim.
- Barney, ainda bem que pôde vir
- Gelebildiğine sevindim.
- Que bom teres vindo.
Merhaba! Gelebildiğine sevindim!
Tu vistes!
Gelebildiğine sevindim Luthor.
Ainda bem que pudeste vir, Luthor.
Gelebildiğine sevindim.
Obrigada por ter feito a viagem.
- Ne? Gelebildiğine sevindim.
Fico contente que tenha vindo.
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que conseguiste.
- Babamın gelebildiğine sevindim.
- Ainda bem que ele chegou. - Também acho.
Gelebildiğine sevindim, Jorge.
Que bom que vieste, Jorge.
Gelebildiğine sevindim.
Ainda bem que apareceu.
Gelebildiğine çok sevindim.
Estou tão contente por ter vindo.
Gelebildiğine çok sevindim!
Ainda bem que pudeste vir.
Gelebildiğine çok sevindim George.
Ainda bem que pôde vir, George.
- Richard... Gelebildiğine çok sevindim.
Richard, ainda bem que veio.
Sevgilim, gelebildiğine çok sevindim! Pardon.
Querida, que bom teres vindo!
Gelebildiğine çok sevindim.
Ainda bem que pôde vir.
Gelebildiğine çok sevindim.
Estou tão feliz que tenhas conseguido.
Gelebildiğine çok sevindim.
Ainda bem que vieste.
Gelebildiğine çok sevindim.
Ainda bem que apareceste, Lisa.
Gelebildiğine çok sevindim.
Vieste!
- Elaine, gelebildiğine çok sevindim. - Evet.
Elaine, estou tão contente que tenhas aparecido.
Gelebildiğine çok sevindim.
Ainda bem que pudeste vir.
Gelebildiğine çok sevindim tatlım.
Ainda bem que veio, querida.
Gelebildiğine çok sevindim.
Estou tão contente por terem vindo.
- Antonio, gelebildiğine çok sevindim.
- António, fico contente por teres vindo.