Gibı Çeviri Portekizce
127 parallel translation
Askerler peşimizde, her zamanki gib.
As tropas escorraçam-nos, como sempre.
Bir stadyum veya otel inşa eder gib toplama kampı yapılıyor :
Um campo de concentração é construído como se fosse um estádio ou um hotel :
Sanki benim için dün gib.
Parece que foi ontem.
Dediğim gib, içki ruhsatına sahip biri için çalışıyorum.
Como disse, eu trabalho para um tipo que tem licença.
Gib her!
Dê-me a sua.
Umarım işler senin için de iyi gidiyordur. Dostun, Gib.
Espero que também te corra tudo bem.
P.S. Yukarıdakilerin hepsi yalan.
O teu amigo, Gib. PS : Tudo o que escrevi é treta.
- Şu Gib hakkında ne düşünüyorsun?
- O que achas do Gib?
- Sana, Gib.
É para ti, Gib.
Güney Kaliforniya diyorum, Gib. Dışarısı 80 derece.
Gib, estão 27 graus cá fora!
Dinle.
Gib, escuta.
Sana işaret veriyorlar. - "Kaliforniya'ya gel."
"Gib, Gib, vem à Califórnia."
- Evet. O kız çantada keklik ahbap.
Ela está no papo, Gib.
- Gib sen misin?
És o Gib?
- Alison, bu Gib.
- Alison, este é o Gib.
- Ve Gib, bu Alison.
- Gib, esta é a Alison.
Gib, iyi misin?
Gib?
İyi geceler, Gib.
Boa noite, Gib.
Çocuklar, bu, size bahsettiğim Gib.
Pessoal! Este é o Gib.
Gece, bu gecedir, Gib, dostum.
Hoje é a grande noite, Gib.
Hadi git al onu, bunu hakettin.
Atira-te a ela, Gib.
Biraz bizim gib.
Como nós.
- Dediğim gib, Kersey aradığımız adam.
Asseguro-te que Kersey é o nosso homem. - Sinto aqui dentro.
- Tıpkı Attila gib- - - Seni küçük- -
Como a Attila, a Hu...
Jane Goodall ve şempanzeleri gib.
Como Jane Goodall e os chimpanzés.
Çıksa bile bu nöbetten önceki gib olamaz.
Se sair, não ficará como estava antes desta crise.
Evet, ben Gib.
Yeah, é o Gib.
Evet, Gib, Harry'yi biliyorum.
Yeah, Gib, eu conheço o Harry.
- Başka bir şey ister misin, Gib?
- Mais alguma coisa, Gib?
- Merhaba, Gib.
- Olá, Gib.
- Görüşürüz, Gib.
- Até logo, Gib.
- Merhaba, Gib.
- Olá, Gib!
Hapishaneden kaçmışlar.
Evasão, Gib.
Bana inanmalısın, Gib.
Tem de me acreditar, Gib.
Uğursuzluk getirmeyi istemediğin gib mi?
- Como assim, para não azarar?
Sen veya Harry gib ;
Como tu, como o Harry.
Zengin, canlı. Dünyagerçekliği gib.
Foi um lugar maravilhoso.
Aferin sana Gib.
- Assim é que é, Gib!
Aramıza hoş geldin Gib.
Bem-vindo à corporação, Gib!
Vanilla Ice gib.
Seu Vanilla Ice.
Ne yapabiliriz?
V-gib!
Buranın Mystic Pizza filmindeki gib bir yer olduğunu anlıyorum. Saatlerin yaşamımıza hükmetmesine izin vermiyorsunuz.
Eu percebo o Mystic Pizza, de uma pequena cidade, o não-andamos-ao-favor-do-relógio.
- Herhalde fanila gib bir şeydir.
- Devia ser de flanela.
- Radar Subayı. Ayrıca GIB de denir. Tek B'yle.
Oficial de Intercepção de Radar, ou GNT, "Gajo na Traseira", um "T".
Bu ruhunda bir aynan olması gib bir şey.
É assustador. É como ter um espelho na alma.
Ban ruhunun rehberiymişim gib bak.
Olha para mim como o teu guia espiritual.
Bunu tekrar yaşıyormuşum gib hissediyorum.
Sinto-me como se esteja a reviver isto.
Bilmiyorum bazen herşey çok basitmiş gib gözüküyor ve sonra...
Não sei. Ás vezes tudo parece muito simples e depois...
- Ne yapıyorsunuz buralarda?
- Que fazem por aqui? - Estivemos no "Gib" a dar umas passas.
her zaman ki gib, Dr. Watson, mesleyi anlamaktan çok uzaksınız.
Como sempre, Dr. Watson, deixou coisas subtis para trás.
Sen ve Jimmy'nin kemikli sırtına bakarsak, Micheal'ın bu kuş gib vücüdu nerden aldığını söyleyebilirim.
Entre as tuas costas ossudas e as do Jimmy já percebo porque é que o corpo do Michael parece o dum pássaro.