Gittim Çeviri Portekizce
12,008 parallel translation
- Ben gittim. Durumu iyi.
- Acabei de ver, ele está bem.
D.C. gittim değil mi?
Fui até Washington, não fui?
Neden üniversiteye gittim ki ben?
Porque é que fui para a faculdade?
Yedi yaşımda Seattle'a geldim. Tıp fakültesine gittim, ihtisasımı yaptım.
Seattle quando tinha sete anos, depois, faculdade, especialização.
Size söylediğim gibi depoya Noel Baba kostümümü almak için gittim ve ortağınızın o kadın tarafından öldürülmek üzere olduğunu gördüm.
Tal como lhe disse, passei pelo armazém para ir buscar o meu fato de Pai Natal e vi a tal mulher prestes a matar a sua parceira.
Ama Şef sana diyorum ki, 19 kez Rush'ın konserine gittim, unutma ki her bir konser bir öncekinden daha iyiydi.
Mas, Comandante, estou a dizer fui ver os Rush, 19 vezes, lembro-me que cada concerto era muito melhor que o anterior.
Dokuz konserinize gittim.
Fui a nove concertos vossos!
Biraz ileriye gittim.
Fui preso durante um tempo.
Ofisine gittim ama ışıkları kapalıydı.
Fui à sala dele e as luzes estavam apagadas.
Ve sonrasında araba yolundaki harekete duyarlı korkunç ışıklar yandı. Bu yüzden kalktım ve pencereye gittim.
E depois as horríveis luzes sensíveis ao movimento acenderam-se na entrada, por isso levantei-me, fui à janela.
Sadece bir kez seminere gittim orada da, ellerin arkadan bağlıyken bir arabanın bagajından kaçmayı öğretiyorlardı.
A única vez que fui a um seminário foi sobre como escapar da mala de um carro com as mãos atadas atrás das costas.
Karmadan ötürü olduğunu düşünüp bisikletime atladım ve hemen dedeme gittim.
Pensei que fosse carma, por isso, montei na bicicleta e pedalei até casa do meu avô.
Arkadaşlarımla gittim.
Estava com amigos.
Oraya gittim çünkü başarıp başarmadığını görmek istedim.
Fui lá hoje ver se ele tinha realmente conseguido.
Bu cehennemi başkalarının da yaşamasına engel olma düşüncesiyle hukuk fakültesine gittim.
Então pensei que se estudasse Direito seria capaz de impedir que isso acontecesse com outras pessoas.
Ama yine de gittim.
FOTO DA SALA DE VISITAS INST. DE CORREÇÃO DE FOX LAKE
Hepsine gittim, yollar buzluyken bile.
Ia a todas elas, mesmo que tivesse tudo gelado.
Bu sabahın ilk saatlerinde başka bir koya bakmaya gittim ve suda bir yetişkinle oynayan iki küçük yavru buldum.
Fui até uma enseada, encontrei duas crias a brincar na água com um adulto.
Ama ben sadece ateş yakmaya gittim.
Pois, mas só lá estive por causa da fogueira.
Ateş yakmaya gittim sadece.
Eu só lá estava por causa da fogueira.
"Eve gittim, yatağıma yatıp uyudum."
Voltei para casa, fui para a cama e dormi.
Scott beni arayınca ben de o gün öğlen evlerine gittim ve internetten cep telefonu kayıtlarını yazdırdık. Sadece yaptığı aramaları görmek, arayıp sorabileceğimiz diğer arkadaşlarının numaraları var mı diye bakmak için.
O Scott ligou e eu fui lá a casa nessa tarde e imprimimos os registos do telefone dela da Internet, para ver as chamadas que tinha feito e se encontrávamos números de amigos.
O tarafa gittim ve üç tane falan arabaya baktım sonra üzeri ve etrafı dallarla çevrili bir tane arabaya denk geldim. Önüne bir tane de eski bir arabaya ait kaput konmuştu. Mavimsi yeşil bir rengi vardı.
Fui lá a cima e vi uns três carros e, depois, vi um carro que tinha muitos ramos em cima e encostados e havia um velho capô de carro por cima e era azul-esverdeado e pensei :
Koşarak onun olduğu tarafa gittim.
E fui a correr para onde ela estava.
Sonra onun yanından ayrılıp avlanmak için ormana gittim.
Deixei-a e fui para o bosque caçar.
Önce eve, oradan da avlanmak için ormana gittim.
Fui a casa e depois fui para o bosque caçar.
Hasteneden doğruca eve gittim.
Fui do hospital para casa.
- Evet, yalnız gittim.
- Sim, fui.
Cumartesi günü oraya vardığımda en son araba öğütücüsünün yanına, yanılmıyorsam 2 : 25 gibi gittim ve orada bulunan memurlara gelen gideni kaydetmelerini söyledim.
PRENSA Quando cheguei, no sábado, cheguei à prensa por volta das 14h25, acho eu... INV.
O da annesine, "Seninle görüştükten sonra Steven'ın yanına tekrar gittim" diyor.
E ele diz : "Voltei para casa do Steven, depois disso."
- Ben de Harvard'a gittim.
- Em Harvard. - Eu fui a Harvard.
Beni dinle olimpiyat takımından atıldıktan bir yıl sonra, Warren Sharp'tan özür dilemeye gittim.
Escuta... um ano depois de ter sido expulso da equipa dos Jogos Olímpicos... voltei para falar com o Warren Sharp para pedir desculpa.
Çünkü gittim.
Abandonei o exército.
Direk gittim.
Só fugi.
Batı tıbbı beni tedavi edemeyince Doğu'ya yöneldim ve sonunda Katmandu'ya gittim.
Depois de a medicina ocidental ter falhado comigo, fui para oriente e acabei em Catmandu.
Kamar-Taj denilen bir yere gittim ve "Kadim Kişi" adında biriyle konuştum.
Fui a um sítio chamado Kamar-Taj e falei com uma pessoa chamada "Anciã".
Onca yapacak iş varken çekip gittim sanmadın, değil mi Abby?
Não pensaste que me tinha ido embora quando há tanto por fazer. Certo, Abby?
Ben devre kutusuna gittim ve birkaç düğmeye bastım.
Fui ao quadro eléctrico e carreguei numa data de botões!
Liseyi bıraktıktan sonra Queens'te pizza yaparak kazandığım parayla uçak bileti alıp Fransa'ya gittim.
Parei de estudar. Comprei uma passagem com o dinheiro que economizei fazendo pizza no Queens, e fui para França.
Sonra yatağa gittim.
E depois fui dormir.
Tazminat sürem bitmek üzere, mortgage ödemelerim kapıya dayandı tüm birikimlerimi tüketmek üzereyim ve salı günü sonunda Xerox'la iş görüşmesi fırsatı yakaladım ben de gittim, resmen ezdim geçtim hayal edebileceğin en güzel iş görüşmesiydi o kadar iyiydi ki asansörde gözlerimin yaşardığını hatırlıyorum beni Gentry'ye göndereceklerinden adım gibi emindim sonunda karar mercii ile görüşeceğime emindim...
O meu subsídio acabou, a hipoteca venceu, entrei numa espiral e depois da terça feira, consegui uma entrevista com a Xerox. E fui lá e arrasei. Foi o tipo de entrevista que qualquer um sonha.
Bob, ben gittim bilmiyorum... Ama bildiğim bu... Gerçeği is... Ben % 100 dışarı duyuyorum.
Bob, não sei no que estás metido, mas o que sei é que eu estou totalmente fora!
O sesleri ne çıkarıyor diye bakmaya gittim.
Tentei encontrar de onde vinham os ruídos.
Bu yüzden dünyanın en bilge ayısını görmeye gittim. Kuzey Kutbu Kralı işime gelen tarafı da dedemdi.
Fui falar com o urso mais sábio do mundo, o Rei do Árctico, que, por acaso, é o meu avô.
Hayır, çok ileri gittim.
N � o, fui demasiado longe.
Örgü kursuna gittim.
Tirei um curso de bordado.
Baker Street barınağına gittim.
Acabei no abrigo de Baker Street.
Uzun bir yolculuktaydım ve tuhaf bir ülkeye gittim. Karanlık adamı çok yakından gördüm.
Fiz uma longa viagem e estive num país estranho e eu vi o homem de preto muito de perto.
Eski bir arkadaşı görmeye gittim.
Estive com um velho amigo.
Tıpkı babam gibi çekip gittim.
Como o meu pai me abandonou.
Ben gittim.
- És lixado meu.
gitti 877
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gitti işte 24
gittiler mi 59
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26