Giz Çeviri Portekizce
423 parallel translation
Üzerine renkli tebeşir ile bir şeyler çizerim.
Vou desenhar coisas nele com giz colorido.
- Sadece tebeşir, Baba.
É apenas giz, pai.
Bu giz ortaya çıkmadan başka bir keşif gezisi yapılamaz.
Sem aprendermos o segredo, não podemos enviar outra expedição.
O ve zenci, dirsekleri üzeri tebeşirlenmiş bir masanın üzerinde bir gün ve bir gece geçirmişlerdi.
Ele e o negro passaram | um dia e uma noite... com os cotovelos nas linhas | de giz na mesa.
Tebeşirin kokusuna bile dayanamam.
Nem sequer suporto o cheiro do giz.
Giz, yani eskatolojik düşünce...
Secreto pensamento escatológico,
Tebeşir.
Giz.
Ya da tebeşire benzer bir şey.
Ou algo semelhante a giz.
" Yanaklarındaki güller dönmüş kirece
" E a cor das suas bochechas Se ter tornado em giz
Neden parmaklarına tebeşir sürüyorsun
E por que está a pôr giz no dedo?
Tebeşir tadına dayanamıyorum.
Detesto o sabor a giz.
Bir giz ( sır )'in ne olduğunu bilmiyor musun?
Também não sabe o que é um segredo?
Bir zamanlar kaya gibi sağlamdιn, artιk tebeşir gibi dökülüyorsun.
Já foi um rochedo, agora está a desfazer-se como giz.
Bu bir tebeşirlik.
- É um suporte para o giz.
Siddhartha Gautama, Buda kırmızı tebeşirle bir daire çizdi ve dedi ki :
Siddhartha Gautama, o Buda, desenhou um círculo com uma ponta de giz vermelho e disse :
Tebeşirimi geri ver, Henry.
Me devolve o giz vermelho, Henry.
Versene, Henry Tillsbury. Tebeşirimi ver. Yoksa zamk atarım sana, yapış yapış olursun.
Anda Henry, devolve o giz ou eu taco a goma em você e te lambuzo todo!
Tebeşiri ver.
Dà-me o giz.
Sayı tahtasına selam, ıstakalara selam...
O painel de giz, os tacos de bilhar!
Evet, dogrudur. Ama kagida yazmaniz için kalem lazim size. Tabi eger zaten kaleminiz yoksa.
E tinha razão, mas precisam de um pau de giz, a não ser que já tenham.
Babaniz size kalem almanizi da söylememisse herhalde simdilik parasi yoktur.
Se não estavam a pensar em comprar o giz é lógico que o dinheiro não chega.
Bize kalem lazim Laura.
Precisamos mesmo de um pau de giz, Laura.
Tebeşiri düşürdün.
Deixaste cair o giz.
Nefretim sadece bir giz perdesi.
O meu ódio era só uma camuflagem.
Geçen gün gece yarısı kulüpten dönünce, başparmağınla işaret parmağın arası tebeşirliydi.
Você tinha giz entre indicador e polegar quando chegou ontem do clube.
Bilardo oynarken ıstakanın kolay kayması için, tebeşirlemiştin.
Pôs giz, para amaciar o taco, enquanto lá esteve a jogar bilhar.
Bir şey söylemedi, normalmiş gibi davrandı, ama öyle allak bullak olmuş birini ömrümde görmedim.
Ela não diz nada, tenta fingir que está bem, mas... Nunca vi ninguém tão perturbado. Em giz branco no banco do jardim.
İyi geceler, Giz.
Boa noite, Giz...
Adı ne? Adı Gizmo. Selam, Giz.
Chama-se Gizmo.
Gel, Giz.
Anda, Giz.
Peki öyleyse. Gözün onlarda olsun Giz.
Fica de olho neles, Giz.
Giz, sen ister misin?
Queres também, Giz?
Korkma Giz, onu bulacağız.
Descansa que o encontramos.
Giz'i al, geri dön ve bir çeşit ışık düğmesi bulmaya çalış.
Leva o Giz e vê se descobres um interruptor.
Onlar, kızların poposuna tebeşiri yapıştırıp, tahtaya yazarlar.
Colocam o giz no cu e escrevem no quadro : Otto, Otto.
Bir saniye, benim yıldönümüm.
O chiar do giz.
merhaba. şehir merkezinde romantik bir yemek yedik, buck içinde kaburga kemiklerini getirdik
Refiro-me a giz. - E o que é que ela te vai fazer?
Sınırlarını yere tebeşirle işaretliyorum.
Vou traçar uma linha no chão com giz.
Anne. Anne, Christy tebeşiri aldı.
Mamã, o Christy levantou o giz.
- Tahta ve tebeşir yeterli.
- Um quadro e giz será suficiente desta vez.
Her yanım tebeşir olmuş.
Estou coberto de pó de giz.
Giz, özür dilerim.
Bolas, desculpa.
- Giz, bak kim...
- Giz, adivinha quem...
Tebeşir işareti nerede?
Onde está a marca de giz?
- Tebeşir işareti mi?
- Marca de giz? - Marca de giz!
- Tebeşir işareti! Ayakkabı tabanına tebeşirle çizilmiş bir işaret yolcuların, ayakkabıların cilalandığına dair garantileridir. ve bu cilalama da vagonun kondüktörü tarafından yapılır!
Marca-se a sola a giz para garantir ao passageiro que o sapato foi engraxado pelo revisor da carruagem!
Bir tebeşir işareti nasıl oluyorda yolcuların garantisi oluyor, açıkçası anlamakta güçlük çekiyorum.
Não vejo como uma marca de giz pode dar qualquer garantia.
Garantinin dışında, tebeşir işareti aynı zamanda yolcunun kompartmanını da belirtir.
Além da garantia, a marca de giz indica o compartimento do passageiro.
Ben öyle düşünmüyorum, çünkü herhangi bir tebeşir işareti göremiyorum!
Eu acho que não, não estão marcados a giz!
Her vuruştan önce, ıstakanı iyice tebeşirlemeyi unutma.
Tem a certeza que pões muito giz no taco antes de cada jogada.
Tebeşiri getir!
Pega no giz!