Gregory Çeviri Portekizce
1,319 parallel translation
"Tamam izci, kenara çekil de şu kuduz köpeği vurayım."
Gregory Peck! "Vá lá, Scout afasta-te para eu abater este cão raivoso."
Tony Gregory, Dublin'deki MP'nin merkezinden.
É o Tony Gregory, membro do Parlamento de Dublin central.
Senden şüphemiz yok.
- Nós não duvidamos de ti, Veronica, o Gregory é que duvida.
Ama bu Gregory'nin alanına giriyor.
É o membro do Parlamento desta área.
Bay Gregory?
- Sr. Gregory?
- Aynı taraftayız Bay Gregory.
- Nós estamos do mesmo lado, Sr. Gregory.
Tom Gregory'nin ofisinde ne kadar kalacağını öğren.
Descobre quanto tempo é que o Tony Gregory vai ficar no gabinete.
Abin Gregory seni koruyordu öyle mi?
O seu irmão Gregory é o seu guardião, certo?
Yani, George Curtwell Brian'ı kız kardeşine saldırırken gördü.
Então, Gregory Curtwell vê Brian a atacar a irmã.
Brian Haddick'in savunma yaralarından deri örneği, Ashley Curtwell'den saç örneği, ve Gregory Curtwell'in yanağından alınmış örnekler topladım.
Sim, amostra de pele das feridas defensivas do Brian Haddick, amostras de cabelo da Ashley Curtwell, e saliva do Gregory Curtwell.
Neden Gregory Curtwell genç çocuklarla yakılsın?
Porque é que Gregory Curtwell sai com rapazes adolescentes?
Gregory Curtwell'i tanıyor musun?
Conheces Gregory Curtwell?
Gregory'nin de.
O do Gregory não coincide.
Gregory Curtwell iyi para kazanıyordu.
Bem, o Gregory Curtwell ganha um bom dinheiro.
- Veri tabanı başkasını sevmişe benziyor. - Gregory Kimble.
Mas a base de dados parece gostar de outra pessoa.
Gregory ile buraya çalışmaya geldik.
O Gregory e eu estamos aqui para trabalhar.
Gregory.
- Gregory?
- Hayır, Dr. Gregory öldürdü.
- Não. Foi o Dr. Gregory.
Dr. Gregory ile bir konuşalım bakalım.
Vamos falar com o Dr. Gregory.
Bu senin için Gregory, işine yarar.
Boa! Vês?
Onlara anlattın mı!
- Contaste-lhes, Gregory? ! Está tudo bem.
Gregory, onla ra a nlattın mı!
Tem calma! - Sai.
Sen Gregory, sana ve arkadaşlarına lanet olsun!
Fazes mal em esconderes-te, Gregory. Tu também não prestas, Francine. Pois é, já sei.
Seni turuncu kafa Gregory ile yatıyormuşsun.
Andas a comer o Nando e o Gregory.
Evet, Sue, anlat.
Sue, é a tua vez. O Gregory telefonou-me.
Gregory'den bir telefon aldım ve onu gördüm, ona sarılmak istedim.
Disse que tinha saudades dos meus broches. Ele disse que eu sou uma artista. Fiquei com vontade de chupá-lo.
Sue bana çok yardım etti, Gregory ile yaşadıklarını anlattı ve stratejiler verdi.
Os Dub's tentaram ajudar-me. Eu estava com saudades. Ela ensinou-me a estratégia que usou com o Gregory.
Ama Gregory Peck ve Tony Curtis'le nasıl bir hata yapabilirsin? - Ve Angie Dickinson.
Mas como é que poderia correr mal com o Gregory Peck e o Tony Curtis?
Arkadaşım Gregory öyle söyledi. Zamanım dolmuş.
O meu amigo Gregory disse que estava chegando a minha hora.
Zaman kazanmak ve rahatsız edici sohbetlerden kaçınalım diye söylüyorum ben Dr. Gregory House.
Para poupar tempo e conversa fiada, sou o dr. Gregory House. Tratem-me por Greg.
Dr. Gregory House, lütfen 3731'den Dr. Cuddy'yi arayın.
Dr. Gregory House, contacte a Dra. Cuddy pela extensão 3731.
- Bu bey- - - Dr. Gregory House.
- Mãe, este é o doutor...
Memnun oldum.
- Gregory House. Muito gosto.
Bu bana okul yıllarındaki Rahibe Mary Gregory'i hatırlattı.
Isto recorda-me a Irmã Mary Gregory, na escola.
Bana bu noktada Rahibe Mary Gregory'i mi hatırlatacaksın?
Atiras-me a Irmã Mary Gregory nesta altura?
Eğer Rahibe Mary Gregory burada olsaydı, kusardı.
Se a Irmã Mary Gregory estivesse aqui, vomitaria.
Tamam, bu arada, eğer Rahibe Mary Gregory burada olsaydı, yaklaşık 120 yaşında filan olurdu.
Se a Irmã Mary Gregory estivesse aqui, teria uns 120 anos.
En sevdiğim hastam, Bay Gregory Marks'ı görme zamanı :
Está na hora de ir ver o meu paciente favorito, o Sr. Gregory Marks.
Gregory, Murray'ın gerçek babası değil.
O Gregory não é o pai biológico do Murray.
Sence Gregory şu anda ne yapıyordur?
Que achas que o Gregory está a fazer agora mesmo?
Belki de Murray'ın ve sahte babasının işlerine fazla burnumu soktum, ama Gregory'nin rahatsız durumdaki Murray'a serenad yaptığını gördüğümde, bir şey fark ettim.
Talvez me tenha envolvido demasiado com o Murray e o seu falso verdadeiro pai, mas ao ver o Gregory a cantar uma serenata a um Murray claramente desconfortável, apercebi-me de algo.
İlaçlarını neden almadın, Gregory Jacob?
Está na hora de tomares o teu remédio, Jacob.
Hiç seks yaptın mı Gregory?
Alguma vez tiveste relações sexuais, Gregory?
Gregory'nin senin hakkında anlattıklarını biliyor musun?
Sabes o que é que o Gregory me disse acerca de ti?
Arkadaşım Gregory, cadılar bayramı partisine seninle gitmek istiyor.
O meu amigo Gregory quer-te levar à festa de Halloween.
Tony Gregory'yi tanıyor musunuz?
Conhece o Sr. Tony Gregory?
Sağ ol Frederic.
Obrigado, Gregory
Kim ki bu?
- Gregory kimble.
Gregory'ye birkaç gömlek diktim.
- O Georgy está de boa saúde...
Hayır.
Isto é para ti, Gregory.
Bunun imkanı yok, peki ya sen nereden biliyorsun?
Não acredito nisso. Não acredito. O Gregory e a Dubervilles?