Görecegim Çeviri Portekizce
2,224 parallel translation
Siz minik kuşları bir daha göreceğim aklıma gelmezdi.
Nunca pensei voltar a ver-vos.
Yukarı gidip göreceğim.
- Eu vou lá acima ver.
- Seni de orada göreceğim. - Evet.
E a si também.
- Sadece ben göreceğim, başka kimse görmeyecek.
Para mim. Ninguém mais vai ver. Não.
O lanet maymun kulaklarını son kez göreceğim.
Essas não serão as últimas orelhas de macaco que vais ver!
Yıldızları göreceğim, çok yakından.
Eu quero ver as estrelas bem de perto.
Evet, göreceğim. Sanırım biraz boşa harcayabileceğimiz zamanımız var peder?
Suponho que teremos algum tepo para nos conhecermos, padre...
Yakında Tom'u tekrar göreceğim.
Mas eu vou voltar a ver o Tom brevemente.
Gözümün önümden ayrılma. Göreceğim yerde dur.
Põe-te aqui para eu te ver!
Bu akşam yattığımda seni kafamdaki filmlerde göreceğim.
Vejo-te logo à noite, quando for dormir, nos filmes da minha cabeça.
Saat dörtte bakıp işe yarar mı göreceğim.
Para as quatro, vê se dá.
Heykelini göreceğim için heyecanlıyım.
Estou mesmo emocionada por ver a tua escultura.
Eğer her şey yolunda giderse yarın babamı göreceğim.
Significa que se um milhão de coisas saírem conforme planeado... Eu vou ver o meu pai amanhã.
Ve sesin suratını göreceğim için de mutluyum.
E melhor ainda, vou poder associar uma cara à voz.
Ben bu kafesten kurtulacağım. Gidip birkaç hasta göreceğim.
Vou sair desta jaula e vou ver como estão os doentes.
Yarın göreceğim.
Vou vê-la amanhã.
Lisa adını duyurduğunda ben de göreceğim.
Vou fazer isso quando a Lisa for famosa.
İşte, bugünleri göreceğim hiç aklıma gelmezdi.
Nunca pensei ver este dia.
Ölünce yine annemi göreceğim.
Quando morrer, vou ver a minha mãe outra vez.
Şimdi, eğer sabah altıda Çiftler için gelişim dersine katılmazsanız bunu para iadesi istiyorsunuz olarak göreceğim ve programa devam etmeyeceksiniz.
Bem, se não estiverem no aconselhamento de casais às 6h, entenderei que querem o vosso dinheiro de volta, e que não farão o programa.
Seni 15 dk. içinde merdivenlerde göreceğim.
- Te vejo lá em cima em 15 min.
Adamım Sandu Ajula'yı göreceğim, bim bom.
Vou ver o meu colega Sandu Ajula, bing bong.
Ama, Dora'yı tekrar göreceğim.
Mas vou ver Dora de novo.
Bu Thorstensson denen adamı göreceğim, ona veririm.
Não, vou estar com esse Thorstensson, por isso, entrego-lho.
Neler olacağını yaşayıp göreceğim.
Só vou ver o que vai acontecer!
- Biliyor mUsun aslında onu galeride göreceğim değil mi?
Sim vejo-o, na galeria está bem?
Yarın Averman'ı göreceğim. Yıllar sonraki ilk öpücükle kalbimin attığını söylemeliyim.
Amanhã, vou falar com Averman e contar que o meu primeiro beijo em anos, fez ferver o meu sangue.
Ve kolumu iyileştireceğim ve seni tekrar göreceğim ve seni öpeceğim ve sana tekrar sarılacağım.
Vou tratar do meu braço e vou ver-te outra vez, vou beijar-te e abraçar-te outra vez.
Patty Hewes, Ellen Parsons'ı göreceğim.
Patty Hewes, venho encontrar-me com a Ellen Parsons.
Annemi göreceğim.
Vou a ver a minha mãe ".
Selam, Sharon. Annemi göreceğim.
Olá Sharon, venho ver a minha mãe.
Yakında gidip onu göreceğim.
Vou vê-la em breve.
O adamı göreceğim,... ve problem neyse bulacağım.
Vou encontrar-me com este tipo e ver qual é o problema.
- Fransa'da bunları göreceğim aklımın ucundan geçmezdi.
- Nunca pensei ver isto em França.
Gentil'in karısını göreceğim.
Ver a esposa de Gentil.
- Seni ne zaman göreceğim?
- Quando te vejo outra vez?
Eve gidip eşimi göreceğim.
Vou para casa ver a minha mulher.
Sadece kızımı göreceğim. Kimseyi korkutmama gerek yok.
Só quero ver a minha filha, não quero magoar ninguém.
Buradan çıktığımda bazı göreceğim kişiler, ve gideceğim yerler olacak.
Tenho de ir. Tenho pessoas e lugares para visitar.
Annem küçük bir kızı olmasını çok seviyor, ve Kelly Dartmouth'da. Şükran günü göreceğim onu.
A minha mãe adora ter uma menininha, e a Kelly está em Dartmouth, assim que, irei vê-la na Acção de Graças.
Sanat terapisinde yaptığın portremi ne zaman göreceğim?
Mãe, quando é que vou ver o retrato que fizeste de mim na terapia?
Seni tekrar göreceğim güne kadar her gün selamlaşabiliriz.
Podemos dizer olá todos os dias até te ver outra vez.
Şimdi geri dönüp, Bay Başkanı göreceğim
Regressa à base, preciso de ir ver o Presidente.
Ben gidip Dempsey denen çocuğu göreceğim kurbanlar hakkında başka bir şeyler bulabilecek miyim bir bakacağım.
Vou entrevistar o Dempsey e ver se consigo descobrir algo. Chama-me se encontrares alguma coisa.
Uzun vadeli zarar görmeyeceğine söz veriyorum ne yazık ki zararı ben göreceğim yine de kurtulacağından şüpheliyim. Ama olumlu düşünmeye çalışıyorum.
Prometo que não te vai acontecer nada a não ser que, claro, se me acontecer alguma coisa, e nesse caso, duvido que sobrevivas.
Onu daha da az göreceğim, değil mi?
Vou vê-lo cada vez menos, não é?
Göreceğim.
- Estou.
Endişelenme, Gösteriyi Göreceğim.
Não te preocupes, já verás o espectáculo.
Yakında yüce efendiyi göreceğim.
Brevemente verei ao grande Senhor,... que me receberá no céu,
Erkek kardeşimi birdahaki sefere bilmiyorum nezaman ve kırılmaz camlar arkasından göreceğim için endişelendiğimden dolayı özür dilerim.
Desculpa, se estou um pouco preocupada por talvez só poder ver o meu irmão, nos próximos, sei lá, cinco anos, através de um vidro.
Buranın parladığını göreceğim!
Quero ver isto a brilhar!