Hapı Çeviri Portekizce
4,309 parallel translation
O hapı duyunca çok endişelendim.
Fiquei muito nervosa ao saber daquele comprimido.
Üstünde 300 tane hapacol hapı bulduk.
Frank, encontrámos 300 comprimidos de Hapacol no seu corpo quando foi morto.
Neden hiç hapı bırakmadığımı anlıyor musun?
Vês porque nunca deixei a pílula?
Bir uyku hapı Hindistan'a sayesinde uyku olabilir.
Correu bem. A India tomou um calmante e dormiu o tempo todo.
Bitkiler biz olmadan yaşayabilirler. Ancak biz ve diğer tüm hayvanlar onlarsız hapı yutardık.
As plantas podem sobreviver sem nós, mas nós e todos os outros animais estaríamos fritos sem elas.
- Çin'den gelen bir akıllı hapı.
- Um comprimido chinês para a inteligência.
Çernobil patatesi votkası, klasik tecavüz hapı, Çin işi kara katran eroini, torbacıdan alınmış, rektumdan taze çıkmış opium ve fişe takmalı oda parfümü.
Tenho vodca de batata Chernobil, o clássico rohypnol, tenho heroína preta chinesa, tenho ópio saído do recto de uma mula e uns ambientadores eléctricos.
Olabilir. Yine de rahatsız, hapı yutmuş fahişelere ve seks bebeklerine düşkün bir yapımcıyla ilgili bir hikaye sızdırabilirim.
Talvez, mas posso deixar fugir a história do tarado produtor desgastado que gosta de prostitutas e bonecas sexuais.
Hapı yutmadım.
Eu não estou desgastado.
- Doğurganlık hapı mı alıyordun?
Estavas a tomar os medicamentos para a fertilidade?
Bu hapın içine Melek Tozu katmak gibi bir şey olmaz mı?
Não seria como misturar "pó de anjo ( PCP )" com "crack"?
Aldığın hapın içine bir şey karıştırılmıştı.
As drogas que consumiste estavam adulteradas.
Özellikle kadınlar için düzenlenmiş, kilo verme hapı, Cal-o-metric.
Cal-O-Metric, para perder peso, especialmente concebido para as mulheres.
- Diyet hapı mı satıyorsun?
Andas a vender comprimidos para emagrecer?
Arada bir de uyku hapı, yolculuk yaparken.
Ocasionalmente um comprimido para dormir quando viajo.
İçinde tecavüz hapı var.
Está cheio de droga.
Bir koluna, seni uyutması için bir uyku hapı ve diğerine de uçman için amfetamin verdim.
Barbitúrico num braço para te derrubar, e anfetamina no outro. Uma montanha russa de variações.
- Anladım, ertesi gün hapı lazım.
Sim, preciso da pilula do dia seguinte.
Vay canına, hapı yuttuk.
Estamos completamente lixados.
O hapı kendinde kullanmak zorunda değilsin.
Não precisas de ser tu a tomá-la.
Siyanür hapı burada, kalemin arkasında.
A pastilha de cianeto está aqui, na parte superior da caneta.
Hubert'in bir şeyleri sertleştirmesi için mavi bir hapı var.
O Hubert tem um comprimido azul que leva a coisas mais fortes.
Hapın etkisini kaybetmesi için sadece 3 saatim var.
Temos três horas até o efeito do medicamento acabar.
İlk hapı korunmasız seksten sonraki 70 saat içinde almalısın.
É preciso tomar o primeiro comprimido 70 horas depois da relação desprotegida.
Yoksa hapı yutarız.
Caso contrário estamos tramados.
Ayık olduğum birinci yıl dönümünde bana güzel bir pasta aldılar. Bense bir hap içtim.
Bom, no dia do meu aniversário de um ano, deram-me um bolo bonito...
Arkadaşın içmeyi pek seviyor, arka tarafta da hap alıyordu.
Porque a tua amiga gosta de beber e está a tomar comprimidos ali atrás.
- Uyku hapı ister misiniz?
- Quer um comprimido para dormir?
Sen hap içecek biri değilsin.
Não me parece que sejas uma pessoa de comprimidos.
Hap yok.
Sem comprimidos.
Tek çözümü hap kullanmak.
As drogas são a única resposta.
Akıllı bir hap mı?
Um comprimido para a inteligência? Não.
Evet, o gecenin bazı parçalarını hatırlıyorum çünkü çok fazla hap almıştım ve hatırladığım ilk şey orada Alison'la kavga ediyordum ve sonra hatırladığım tek şey ahırın yanındaydım, kızlara onun kaybolduğunu ve onun çığlığını duyduğumu söyledim.
Sim, só me lembro de partes dessa noite, porque na altura, estava a tomar os comprimidos e lembrei-me de que estava aqui com a Ali e estávamos a discutir e quando dou por mim, estava no chalé, a dizer às minhas amigas que ela estava desaparecida e que me parecia tê-la ouvido gritar.
Bunlar tamamlayıcı değil, sakinleştirici hap.
Não são "suplementos". São sedativos.
Hap aldım.
Tomei alguns comprimidos.
Hap mı?
Comprimidos?
Ne tür bir hap?
Que tipo de comprimidos?
İçeri hap sokamam Daya, özür dilerim.
Não posso trazer-te essa medicação, Daya, lamento.
Geçen gece hiç hap almadım
Ontem à noite não tomei nada.
Hastaneye kaldırılırdı ve her gün hap kokteyli içmesi gerekirdi.
Ele foi hospitalizado e tomava um cocktail de comprimidos todos os dias.
Hiç ilaç alıyor musunuz? Hap ya da vitamin desteği?
Está a tomar alguma pílula, medicamentos ou suplementos?
Çekmecenin dibinde bir hap şişesi bulacaksın.
No fundo da gaveta há um frasco com comprimidos.
O şişenin içinde bir sürü hap var.
Agora, há muitos comprimidos no frasco.
O şişenin içinde bir sürü hap var... Bunların hepsini yutman gerek,... tamam mı?
Agora, há muitos comprimidos no frasco, mas é muito importante que os enguias todos.
En üst çekmecesini aç, çekmecenin dibinde bir hap şişesi bulacaksın.
Abre a gaveta de cima, no fundo da gaveta há um frasco com comprimidos.
O şişenin içinde bir sürü hap var. Bunların hepsini yutman gerek.
Agora, há muitos comprimidos no frasco, mas é muito importante que os enguias todos.
- Boşver hapı.
Entao...
Senin işini kaybetmen de öyle hap kullanman ve ayyaşın teki olman da. Onlar da benim hatam mı?
Culpado por teres perdido o emprego, tomares barbitúricos e a beber.
Ona hapı verenin sen olduğuna inanıyorum.
Aleksandr Ogorodnik?
Seks için hap alan insanlar için reklam o.
É um anúncio para quem precisa de viagra.
İşte, al bakalım bir hap.
Toma um destes.