Hediyeler Çeviri Portekizce
1,074 parallel translation
Ve günün son yarışından önce en güzel pembe kıyafetli bay ve bayana hediyeler verilecek.
E antes da última corrida do dia, serão distibuídas lembranças à dama e ao cavalheiro com o adereço cor-de-rosa mais bonito.
- Onu görmeliyiz. Hediyeler getirdik!
- Temos prendas para ele!
Filmler - hediyeler - hatıralık eşyalar
Filmes - presentes - lembranças loja safari
Bize hediyeler ver, barış içinde gidelim.
Se nos derem oferendas, partiremos em paz.
Sözler verildi, hediyeler alındı.
Fizemos promessas, trocámos presentes.
Bu hafta hediyeler dağıtıyoruz.
Esta é a nossa semana de promoção.
Aileme hep pahalı hediyeler aldım, tabii onların kredi kartıyla.
Sempre comprei aos meus pais presentes caros, com o cartão de crédito deles, claro.
Şehirlerden, hükümetlerden çeşitli hediyeler.
Prendas dos governos, das cidades, dos monarcas.
Her gün çiçekler, hediyeler.
Flores todos os dias, prendas...
Sana hep harika hediyeler gönderir.
Ela dá-te sempre presentes fantásticos.
Temiz çarşaflar, küçük hediyeler.
Lençóis limpos.
" Ailedeki herkese hediyeler var
" Há prendas para toda a família
Hediyeler gönderiyorlar.
Cobrem-nos de presentes.
Hediyeler Noel Arifesi'nde, her zaman olduğu gibi.
As prendas serão dadas na Véspera de Natal, como de costume.
Ayakkabı ve pirinç ayarlayın Ve hediyeler alın
Alguém traga os sapatos, o arroz e os presentes
Gus hediyeler alır.
O Gus dá-me coisas.
Çok sayıda engeller, siyasi güçler, hediyeler...
Muitos obstáculos, políticas, favores.
Hediyeler getirmiştik.
Uma cesta de maçãs, um peru.
Size hediyeler getirdi.
Trouxe-lhe presentes.
Üstümüzde uçmanızın tek nedeni küçük hediyeler bırakmanız.
Vou voar um bocadinho por aqui, e vou mandar-lhes um presente.
Ona hediyeler ve en çılgın hayallerinin ötesinden sömürgeler getirdiğim için, tabii ki diyebilir.
E bem pode dizer, pois trouxe-lhe presentes e domínios que nem nos seus mais loucos sonhos aparecem.
- Hediyeler lütfen!
Os presentes, por favor.
Peki bu hediyeler kimin için?
Para quem são estas prendas? Ah!
Size bazı hediyeler getirdim.
Bem, trouxe-vos algumas prendas.
Bakın, 16 senelik görev gezimde öğrendiğim kadınların hediyeler için yaşadığıdır. Şimdi, dünyadaki en geçimsiz kadını ele alalım.
Estava a pensar que enquanto elas estiverem no ginásio seria uma boa oportunidade para pormos a conversa em dia.
Hediyeler bu kadar. Çok teşekkür ederiz. İyi geceler ve yolda dikkatli kullanın.
A sala vai ser uma sala de bilhar tal como o Steve quer, ou uma sala de exercicio tal como a Peg quer?
Hediyeler o kadar da önemli olmamalı, değil mi?
Achas que o Einstein inventou a teoria da relatividade na sala de exercicio da mulher?
Sanırım yemek ve hediyeler...
Mais uma vez, uma mulher desiste do seu sonho por causa de um homem. Não o faças, Marcy.
Baba, hediyeler hani?
Pai, não vejo nenhuns presentes.
Bize sunduğunuz hediyeler nadir ve kıymetliydi.
Os presentes que nos deram são raros e preciosos.
Çocuklarıma hediyeler almalıyım.
Tenho de comprar presentes para os meus filhos.
Yabancı hükümetlerden gelen hediyeler Protokol Dairesi'ne beyan edilmelidir, değil mi?
As prendas dos governos têm de ser registadas no Gabinete de Protocolo?
Çocukken ona hediyeler alırdım.
Quando ela era pequena, dava-lhe prendas.
- Hediyeler.
- Prendas.
Kimden geliyordu bu hediyeler?
Prendas de quem?
Bu hediyeler karşılığında ne tür bir iyilik yapardınız?
Que tipo de favores fazia em troca destas prendas?
Biliyor musun Al, o yarışmalarda hediyeler de veriyorlar.
Sabes, Al, eles dão prémios nesses concursos. Melhor ainda :
Yani hediyeler, çamaşır makinesi gibi mesela.
Tipo máquinas de lavar.
İki yeni evli çifti alıp, ucuz hediyeler için sevdiklerine ne kadar işkence yapabileceklerini öğreniyoruz.
Escolhemos 2 casais recém-casados e vemos se se dispõem a torturar os amados por pequenos prémios.
Hediyeler için.
Pelos prémios.
Tüm erkekler, alışveriş merkezinde beni bekliyorlar. Bana kartlar, şekerler ve diğer hediyeler adayacaklar.
Os rapazes estão á minha espera para me darem cartões, doces e outras provas de devoção.
Fındıklar, hindi ve hediyeler.
Nozes, peru e presentes.
Bütün hediyeler için teşekkürler.
Obrigada pelas prendinhas.
- Küçük hediyeler.
- Uns presentes. Nada de mais.
Sovyetlerden gelen diğer hediyeler.
Mais prendas dos soviéticos :
Şimdi de hediyeler!
E agora, os presentes!
Almanya'da, Noel Baba'nın uşağı Ruprecht iyi çocuklara hediyeler verir. Ve kötülerin ailelerini de kırbaçla döver.
Na Alemanha, o servente do Pai Natal, Ruprecht, dá presentes aos meninos bem-comportados... e varas de chicotes aos pais dos mal-comportados.
Bebeği bozdurup herkese hediyeler- -
Vamos levantar este pequeno e comprar presentes para...
Bu hediyeler mukaddes kişiye götürülecek.
Estas oferendas são para o padre. Vai com Deus!
Sevgili izleyiciler, Noel'in sizlere... neşe, mutluluk ve hediyeler vermesini isteriz.
Queridos telespectadores, esperamos que este Natal... tenha levado alegria a vossas casas, bom humor e muitas prendas.
Fındıklar, hindi ve hediyeler.
Ainda estamos na época da felicidade e temos todos os nossos símbolos de Natal, nozes, um peru e presentes!