Her zaman olduğu gibi Çeviri Portekizce
669 parallel translation
- Derste, her zaman olduğu gibi.
- Nas aulas, como de costume.
" The Current Review Dergisi her zaman olduğu gibi bu ay da...
THE CURRENT REVIEW
Her şey, her zaman olduğu gibi ama sen de her zaman olduğun gibisin...
As coisas são como sempre foram, só que tu também és como eras.
- Her zaman olduğu gibi.
- Corre sempre.
- Her zaman olduğu gibi.
- Como sempre!
Her zaman olduğu gibi ilk kemancı O'na sopasını verdi, Ve tıpkı bir rüyadaymış gibi...
Pegou na batuta do primeiro violino, como habitualmente, e como num sonho...
Araba yolu, önümde uzanıyordu her zaman olduğu gibi, kıvrılarak ve dönerek.
O caminho seguia na minha frente, tortuoso e imprevisível como sempre foi.
Her zaman olduğu gibi.
Isto é, só para ver.
Ama esas önemlisi, hepimizin bir arada olacak olması, her zaman olduğu gibi.
Mas o mais importante é que ficaremos juntos, como sempre estivemos.
Ülkemiz, her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli.
O nosso país tem de se manter hoje onde sempre esteve, o local por excelência da iniciativa individual. A terra de infinitas oportunidades para todos.
Dr. Johnson - her zaman olduğu gibi - haklıydı...
O Dr. Johnson tinha razão, quando afirmou :
- Her zaman olduğu gibi, Pop.
- Como sempre, Pop.
Her zaman olduğu gibi, keyif vericiydi.
Como sempre, foi um prazer.
Olayın gerçeği şöyle. Söz konusu olayın olduğu gün, ki o gün hafızama kazındı, her zaman olduğu gibi bebeği arabayla gezdirmek için hazırlandım.
Os mais puros factos deste caso são estes... na manhã do dia em questão... um dia que nunca vou esquecer...
Ve şüphesiz bütün bu filmler boyunca her zaman olduğu gibi, Lina benim esin kaynağımdı.
E claro, em todos Lina foi sempre, uma inspiração para mim.
Her zaman olduğu gibi gene midem...
é o estômago, como sempre.
Her zaman olduğu gibi beraber çalışacağız.
Vamos trabalhar juntos, como sempre.
Her zaman olduğu gibi değil mi, Joe?
Como foi sempre, não, Joe?
Yani her zaman olduğu gibi, biraz kredi kullabilirim.
Como sempre peço-te um empréstimo.
Ve hayat her zaman olduğu gibi senin için rahat olabilir.
E que a vida seja sempre fácil para si.
Ona de ki ; her zaman olduğu gibi yaşamaya devam edeceğiz!
Diga a sua Majestade que eu quero que o meu esposo seja sempre como é agora.
Fakat her zaman olduğu gibi, yine bana döndün.
- Mas recorreste a mim, como sempre.
Her zaman olduğu gibi misafir odasına, baba?
O quarto de hóspede como sempre, pai?
Her zaman olduğu gibi, sıralamayı yapmak için her bir yöne 10 rakam alacağız.
Como de costume, vamos determinar os 10 números em cada um dos sentidos para compensar o alcance.
Noel arefesi her zaman olduğu gibi büyük bir ateş yakmak hoş olur.
Seria tão bom ter uma grande fogueira como era costume, na véspera de Natal.
Her zaman olduğu gibi, Lili iyi.
Lili está bem, como sempre.
Hayır. Her zaman olduğu gibi.
Tudo estava como sempre.
Müftünün adamlarıyla bir sorun varsa, her zaman olduğu gibi beraber göğüs gerelim.
- Ari, sei o que faço. Crescemos como irmãos. Se tem problemas com o mufti, vamos enfrentá-los juntos.
Her zaman olduğu gibi sana yardım etmek istiyorum... o zamanlar çok mutluydun, Ne olur bir şey iste benden!
Mas se devo ajudar-te, como sempre e com tua satisfação, tens de dizer algo.
Her zaman olduğu gibi, Sezar'ın ağzından çıkan kanundur.
Como sempre, a palavra de César será a Lei.
Şafakla birlikte, her zaman olduğu gibi, içmeye başlardık ve, kasabada zamparalık yapardık. Bunda bile benden daha iyiydin.
Ao amanhecer, quando estávamos bebendo... e com as meretrizes, você era melhor do que eu!
Her zaman olduğu gibi, nehre zamanında varmalıyım.
Quando chegar ao rio deverei para, como sempre.
Her zaman olduğu gibi.
Só posso dizer que sempre foi assim.
Oğlunuza söyleyin, onu yakalayacağız, her zaman olduğu gibi.
Diga ao seu filho que nós vamos pegá-lo, como nós sempre pegamos.
Ama pazartesi sabahına kadar onu bulamaz. Her zaman olduğu gibi.
Mas não vai encontrá-la até segunda de manhã, como sempre.
Her zaman olduğu gibi siz ya da ekibinizden biri yakalanacak veya öldürülecek olursa Bakanlık eylemlerinizden haberi olmadığını açıklayacak.
Como sempre, caso o senhor, ou qualquer outro da IM Force seja capturado ou morto, a Secretaria negará qualquer conhecimento sobre as suas acções.
Her zaman olduğu gibi, yöntemlerinizde ve ekibinizi seçmekte tam yetkilisiniz.
Como sempre, você tem carta branca quanto ao método e pessoal.
Harikaydı... akşam yemeğinde... her zaman olduğu gibi,... bu izole edilmiş yerde ve bu adamlarla... karnımızı doyurmak yerine... sizin gibi güzel bayanlarla birlikte oturup... onlara eşlik edip, sohbet etmeyi özlemişim.
Será maravilhoso jantar... em vez de comer... Parece haver uma rotina... num país como este, isolado. Sinto falta da conversa.
Her zaman olduğu gibi sen ya da adamlarından biri yakalanacak veya öldürülecek olursa Bakanlık eylemlerinizden habersiz olduğunu açıklayacak.
Como sempre, se você ou um de seus agentes for capturado ou morto... o Secretário irá negar qualquer conhecimento de suas ações.
Mr Spock mantığınızdan, her zaman olduğu gibi, kaçmak mümkün değil.
Sr. Spock... a sua lógica, como sempre, é indiscutível.
Her zaman olduğu gibi Lokai yine müttefik bulmayı başardı ve...
Como sempre, o Lokai conseguiu ganhar aliados.
Acitrezza'nın balık toptancıları her zaman olduğu gibi erkenden ayaktalar.
Como sempre, os grossistas de pescado são os primeiros a acordarem em Aci Trezza.
Her zaman yapılmakta olduğu gibi.
Como sempre foi feito no passado...
- Her zaman olduğu gibi.
Como sempre.
Her zaman olduğu gibi.
Como sempre. E tu?
Her akşam bu saatte olduğu gibi, bu gece de Profesör Platov'un programı "Yeniden Düşünme Zamanı" başlıyor.
Como todas as noites à mesma hora, o programa do professor Platov Hoje, reflitam vocês.
Hepimiz biliyoruz ki yaşanacak bir zaman olduğu gibi, Öleceğimiz bir zaman da vardır. Yine de ölüm her zaman, geride kalanları sarsar.
Todos nós nesta terra, saibamos que | há um tempo para viver, e que há um tempo para morrer, | e ainda a morte sempre é um choque para esses deixados para trás.
Her zaman olduğu gibi.
Achei que ela não comeria.
Her zaman palavra sıkar, şimdi olduğu gibi.
E não é. Os elogios dele soam a falso, como as propostas dele.
"Benim için olduğu gibi, her zaman anın tadını çıkardım tıpkı son gündoğumu gibi."
"Quanto a mim, eu sempre vivi... para desfrutar o presente como... se fosse o último nascer do sol."
Bombaya şan ve şeref ver onun ulu radyoaktif serpintileri aynen eskiden olduğu gibi, şimdi ve her zaman, sonsuz dünyayı korusun. Amen.
Glória para a Bomba e Efeitos Sagrados, como era no princípio, é agora, e será sempre, mundo sem fim, Ámen.