Iki haftadır Çeviri Portekizce
707 parallel translation
Seni iki haftadır izliyorum.
Estou a observar-te há algumas semanas.
Hoşçakalın. - Seni iki haftadır görmüyoruz.
- Espera, não te vemos há duas semanas.
Bu anahtarları elde etmek için iki haftadır uğraşıyordum.
Há duas semanas que tento apanhar aquelas chaves.
Bu işi sadece New York'da iki haftadır yapıyorum.
Ando nisto há duas semanas, só em Nova York.
50'sinde Paris'e giden ve iki haftadır tanıdığı biriyle evlenen biri mi?
Uma mulher de 50 anos que foge para Paris para casar com alguém que conhece há duas semanas?
Sağlık da, çünkü son iki haftadır durmadan bu kızı arıyorduk.
A saúde que perdemos! Há duas semanas que procuramos uma menina para ti. E vens dizer-me que perdeste dinheiro!
Ben iki haftadır New York'tayım.
Estou em Nova lorque há 2 semanas.
Bunu sana iki haftadır söylüyorum.
Levo duas semanas lhe contando isso
Bazıları iki haftadır bekliyor.
Alguns estão há espera à duas semanas.
Şu anda iki haftadır buıradasın.
Você já aqui está há semanas.
Ama iki haftadır, hiçbir konferansa gelmedin.
Mas faltou a todas as palestras nas ultimas duas semanas.
Ürün çok güzel ama biraz yorgun ve bir-iki haftadır uyumamış görünüyor.
A mercadoria é bela mas parece estar um pouco cansada... Parece que não tem dormido há semanas...
Son bir iki haftadır pek uyuyamadım.
Não tenho dormido muito nas últimas semanas.
Sanık, iki haftadır Engels Barajı'nın alanına giren ortak tarım alanlarını geziyordu.
Por duas semanas, o acusado percorreu... fazendas coletivas na área da Barragem Engels.
Son iki haftadır...
Nas duas últimas semanas...
Son bir iki haftadır biraz sinirli görünüyordu, değil mi?
Ultimamente ele parecia tenso, não parecia?
Ama sadece iki haftadır ayrıyım.
Só me separei há duas semanas.
Biliyor musun, iki haftadır o ihtiyarın izini sürüyorduk.
Há duas semanas que perseguíamos aquele velhote.
Tam iki haftadır kötü günündesin zaten.
Há duas semanas que tens dias "não".
Evlerine gittiğimizde, iki haftadır tatilde olduklarını öğrendik.
Quando lhes ligámos para casa, descobrimos eles tinham ido de férias por 2 semanas.
'Polis, Alb. Dutton'un iki haftadır ortalıkta görülmediğini bildiriyor.
A Polícia diz que se desconhecia o paradeiro do coronel Dutton há duas semanas.
Görünen o ki, son iki haftadır yaptığınız tüm telefonlar kaydedilmiş.
Gravaram todas as suas conversas durante as duas últimas semanas.
Bu İngiliz genci iki haftadır bir kutu etin üzerinde asılı duruyor.
O britânico que está há duas semanas suspenso, em cima de uma lata de carne de vitela estragada.
İki haftadır bunu bekliyordum.
Esperei duas semanas por ele.
İki haftadır evden çıkmadın.
Quer ver se rebenta? Há duas semanas que não sai desta casa.
İki haftadır buradayız ve hiçbir şey öğrenemedik.
Estamos aqui há duas semanas e ainda não descobrimos nada.
İki haftadır tek kelime etmedin.
Já não falas há duas semanas.
İki ya da üç haftadır burada.
Está aqui há duas ou três semanas.
İki haftadır her gün aynı vakitte.
Todos os dias à mesma hora, hà duas semanas.
İki haftadır buradayım.
Estou aqui há duas semanas.
İki haftadır kocanızı arıyorum, ofisinde bulamıyorum.
Tentei falar com seu marido, mas não o consegui.
İki haftadır neredesin?
Onde esteve nas últimas duas semanas?
İki haftadır her gün yaptığımız gibi balığa çıkıyoruz.
Vamos pescar, como fazemos diariamente há mais de duas semanas.
- İki haftadır buraya uğramadığınızı.
- Que não aparece aqui há duas semanas.
İki haftadır sizi takip ediyorum.
Há duas semanas que ando a segui-lo.
İki haftadır buradayız.
Andamos nisto há duas semanas.
Altı haftadır iki göz dairede işsiz güçsüz oturup pencereden komşularımı gözetliyorum.
Seis semanas num apartamento pequeno sem nada para fazer a não ser olhar para as casas dos vizinhos.
İki haftadır burada oturuyor gibisin.
Parece que está aí sentado há duas semanas.
İki haftadır hastanede yatıyordu.
Passou duas semanas no hospital.
İki haftadır pembeden başka bir renk giyen bir kadın görmedim.
Há duas semanas que só vejo mulheres de cor-de-rosa.
İki haftadır, sadece yatıştırıcılarla beslendiler.
Durante duas semanas, só comeram tranquilizantes.
- Bence iki veya üç haftadır.
- Umas duas ou três semanas.
İki haftadır, ne uyudunuz ne de bir şeyler yediniz.
Nas ultimas duas semanas não comeu nem dormiu nada.
İki haftadır bunu söylüyorsun.
Há duas semanas.
İki haftadır elinde.
Mas já o tem há duas semanas!
Cocatlan'daki kadınlar hakkında bir şeyler duydum. İki haftadır da yalnızım. Onları görmek için birazcık sabırsızlanıyorum.
Bem, eu ouvi falar das mulheres de Cocatlan e já estou sozinho há duas semanas e estava ansioso por vê-las, sabe?
İki haftadır birlikteyiz ama daha adını bile bilmiyorum.
Faz quinze dias que estamos juntos. Nem sequer sei o teu nome.
- İki haftadır kamyon uğramıyor.
Não passou aqui nenhum caminhão em três semanas.
İki haftadır orada benden başka kimse yoktu.
Durante duas semanas não falei com ninguém, só comigo própria.
İki haftadır bir hareketlilik var.
Começamos a ouvir rumores há duas semanas.
İki haftadır bir yel değirmeniyle dövüşmedim.
Faz duas semanas que Não brigo contra moinhos