Imi Çeviri Portekizce
524 parallel translation
İncil'imi bana geri verdi ve birkaç soru sordu.
Devolveu-me a minha Bíblia e fez-me algumas perguntas.
Son iºimi mal karºiligi yaptim.
- Sim? O último emprego que tive, recebi em géneros.
Arkadaºimi taniyorsun.
Conhece o meu amigo.
Bayan Upjohn, herhalde iºimi biliyorum.
Mrs. Upjohn, eu sei o que faço.
- Sam'imi?
- O Sam?
Steve Farrell'imi istiyorsun?
Quer o Steve Farrell?
Dave'imi.
O meu Dave.
Janice'imi senin kucağına attığımı mı?
Que atirei a minha Janice para cima de si?
- Phillip'imi alıyorsun, öyle değil mi?
- Vais tirar-me o Filipe, não é? - Sim, mas...
Tüm bu ticariliğin Noel'imi mahvetmesine izin vermeyeceğim.
Não deixarei que todo este comercialismo me estrague o Natal.
Bu ticari köpek Noel'imi mahvedemeyecek.
Este cão comercial não me vai estragar o Natal.
Vahşi Jack'ten % 50'imi aldım.
Recebi a minha herança de Wild Jack.
Köylüler, sanırım, onalr Şef'imi ve Meksika'yı seviyorlar. Ama düşmanlarından onlarla savaşacak kadar nefret etmiyorlardı.
Os aldeões adoram o meu chefe e adoram o México... mas não odiavam os seus inimigos a ponto de lutar, mas agora odeiam.
Martha Greenerler'imi getirdin mi? Çift mahpusluları.
Martha, lembraste-te das minhas "Greeners" de dois canos?
- Janice'imi aldı.
- Ele levou a minha Janice.
Çok uzakta yaşıyor, ama ihtiyacımız varken geldi ve Harvey'imi muayene etti.
Mora muito longe. Mas devia ver o meu Harry ele o atendia muito bem.
Madde ve enerjinin tuhaf bir bileþimi gibi görünüyor.
É uma estranha combinaçao de matéria e energia.
Yön deðiþimi doðrulandý efendim.
A mudança foi confirmada, senhor.
- Chivas Regal'imi de mi?
- Meu uísque importado?
"Swahili Sheen" imi kim aldı?
Quem tem o meu "swahili sheen"?
O film kend imi suçlu hissettirdi bana.
O filme faz-me sentir culpada.
10.000'imi unutma!
E os cinco mil?
Bana 5'imi geri ver lütfen.
Devolva os US $ 5.
Baºimi belâya soktugumu çok kiºi gördü. Ama ellerimin su topladigini kimse görmemiºti.
Muitos homens me viram a fazer o diabo a quatro, mas nenhum homem vivo me viu a criar calos.
Ama en büyük itirazım başkasının Vette'imi kullanmasından bile daha büyük itirazım Harnett gibi bir pisliği oyuna getirmeye çalışırken Tawnia'ya destek olarak, bu 50'li yıllar televizyonunu göndermek.
Mas a minha maior objecção, ainda maior do que deixar outra pessoa guiar o meu carro, é enviar a Era Dourada da Televisão para apoiar a Tawnia enquanto ela tenta entalar um tipo como o Harnett.
- Ben 21'imi geçtim.
Eu tenho mais que 21 anos.
Oğlumuzun zorlu doğumu ve sonrasındaki sıtma sevgili Alice'imi zayıf düşürdü.
O parto difícil do nosso filho, seguido por um surto de malária, enfraqueceu muito a minha querida Alice.
- Bu sana evin imi hatırlatıyor?
- Isto lembra-lhe a sua casa? - Oh, sim.
Tuvalete gittim, Rolex'imi çıkardım, musluğun yanına koydum... geri çekilip şeyimi kurusun diye biraz salladım... bir de döndüm ki, saat pır diye uçmuş.
Fui à casa-de-banho, tirei o Rolex, pousei-o no lavatório, afastei-me para sacudir a minha pila, virei-me e tinha desaparecido.
Bu Grogan'ın sonuydu. Babamı öldüren, kızkardeşimi tecavüz edip öldüren, çiftliğimi yakan, köpeğimi vuran ve İncil'imi yakan adamın sonu!
Era o fim de Grogan, o homem que matou o meu pai, violou e matou a minha irmã, pôs fogo ao meu rancho, matou o meu cão e roubou-me a Bíblia.
Liz'imi öldürdü.
Matou a minha Liz.
- Walkman'imi kırdın.
- Partiste o meu Walkman.
ThunderTank'imi kim kullanıyor?
Quem está a conduzir o meu ThunderTank?
Neyse ki Rolex'imi vermemişim.
Ainda bem que não dei o Rolex.
Corvette'imi çarptım. Ama fark ettim ki... böylece dışarı çıkıp halkın arasına karışabiliyorum.
Dei cabo do meu Corvette, mas achei que... isso me dava a hipótese de sair e conhecer pessoas normais.
Action Man'imi bulamıyorum.
Não o acho. Meu homem da ação.
Böylece kalkıyorum, Sulandırılmış Tang'imi ve donuk tartımı yiyorum, trafikle savaşmak için, döşemesi olmayan, gazı bitmiş ve daha 6 ödemesi bulunan arabama biniyorum.
Levanto-me, bebo um sumo aguado e como um bolo ainda mal descongelado, entro no meu carro sem estofos, sem gasolina e com 6 prestações por pagar, meto-me no trânsito, pelo privilégio de enfiar sapatos baratos nos cascos
Aahhhhhhhh! 'Benekli Jim'imi mi vurdun sen?
Mataste o meu Jim Malhado?
Kasetlerimi, Walkman'imi, gece eşyalarımın olduğu çantamı... Makyaj çantamı.
A minha música, o meu walkman, a mala com a muda de roupa, a maquilhagem.
sen benim Greg'imi mi görüyorsun?
Casei. Querido.
Sonra da benim Daradil'imi içip uyuya kaldın.
Depois, tomaste o meu Daradil e adormeceste.
Zan'imi tatmin etmesine minnettar olduğum için kendimi hor görmeliyim.
E a mim, por lhe estar grato por satisfazer a minha Zan.
Sonra da... bak gör bakalım Larry, Matthew'imi nasıl benden uzak tutabiliyor?
Depois, como é que poderá o Larry manter o Matthew afastado de mim?
Gwen'imi aldılar. Kızımı!
Levaram a minha Gwen, a minha filha.
5 cent imi geri istiyorum.
Quero a minha moeda de volta.
Ayrıca, L.A.'in üstüne kendi 15.000'imi koymak istiyorum.
E eu quero pôr 15,000 meus por LA.
- Ed, Strudel'imi tatmanı istiyorum.
- Ed, quero que proves meu strudel :
- Spencer'imi ister misin?
- Queres a Spencer?
Tek derdim 75.000'imi toparlayıp buralardan gitmek.
Só quero pegar nos meus 75. 000 e sair daqui.
- Planım Volkswagen'imi alıp Kırmızı Kraliçe'ye gidip bir içki ısmarlamak.
- Estamos lixados.
O iyi imi?
Ele está bem?