Insanî Çeviri Portekizce
1,049 parallel translation
Sende insanî vasıflar yok sanki.
Faltam-te as peças que te fazem humana.
Henüz basit insanî gerçekleri korumak için gizeme ihtiyaç duyuyoruz.
A preservação das singelas verdades humnas requer de mistério.
Onu önemsiz bir memurdan ayıran insanî ve vicdanî bir çizgi.
Uma linha que separa o razoável e humano, do meramente oficial.
Endişe, insani bir duygudur Kaptan.
A preocupação é uma emoção humana.
Yaşadığın her gün es kazara bir gün insani yönün ortaya çıkar diye korkuyorsun.
Todos os dias da sua vida são mais um dia em que se pode descair e deixar que a sua metade humana surja.
Duyguların gizli tutulması insani bir davranışı biçimi değil.
O povo não tem por costume esconder o que sente.
Bu insani bir şey.
Isso é humano!
Her zaman bunun insani bir zaaf olduğunu düşünürüm. Doğru.
Sempre julguei que isso era uma falha humana.
- İnsani göstergeler.
- Há humanóides.
Bir zamanlar insani bir formdaydık ama şimdi evrimleştik.
Já tivemos forma humanóide, mas evoluímos.
Gücenmenizi istemem ama neredeyse insani bir davranış içinde.
Sem ofensa, Doutor, mas comporta-se quase num padrão humano.
Korku ve çaresizlik insani duygulardır.
Medo e desespero são fraquezas humanas.
Ayrıca hiç insani değil.
E não é humano.
Süper. İnsani yönümü gösteriyor, değil mi?
Bom, acho que mostra que sou humano, não acham?
Ona şantaj yapıyorsun, pasaportuna el koyuyorsun ve aynı zamanda da, onun insani içgüdülerini kullanıyorsun.
Isso é chantagem! Ficaram-Ihe com o passaporte. E, ao mesmo tempo, aparecem aqui com falinhas mansas.
Tobruk olayı, Malta'ya insani yardım sağlanmasını zorlaştırıyor.
A perda de Tobruk tornará a ajuda a Malta mais difícil.
Roman hem iyimser, hem de insani dini tecrübe bağlamında anlatılırken ebedilik kavramını başka şekilde ele alıyor.
O romance é tanto optimista, como definido dentro do contexto da experiência religiosa humana, impondo o conceito de intemporalidade.
Sözde cesaretin insani değil!
E seu prestunta valentia é desumana!
Bu deneylerin tavşanlarla yapılanlardan daha insani olduğunu düşünüyorum.
Estes experimentos são mais humanos que os fatos a cobaias.
Gayrı insani koşullarda, insanca davrandı.
Em condições desumanas, comportou-se com humanidade.
Hava alabildiğince canlıyla dolu bazıları insani, bazıları değil.
O ar está cheio de multitudes de criaturas... umas humanas, outras não.
David Lang'ın cinayet gibi insani bir şeyle ilgilenebileceğini düşünmüyorsunuz, değil mi?
Acha que o David Lang se preocuparia com algo tão humano...
# Kendi insani kusurlarını daha hoşgörülü olurmuydun
# Serias mais clemente Com as tuas imperfeições humanas
Onu sana verdim, çünkü bundan insani bir hikaye çıkar diye düşündüm... bir araştırma değil.
Dei-to porque pensei que podia ser uma história de interesse humano, não uma investigação.
İnsani duygularınızın kararsızlığını da sevdim.
Gosto da impressibilidade das emoções humanas.
Ay'ınızı evrende çaresizce sürüklenirken bulduk. Sizi buraya insani acılarınızdan kurtarmak için getirdik.
Encontrámos a vossa Lua a flutuar desamparada pelo Universo, e trouxemo-los aqui, para os aliviar da vossa dor humana.
Bu kaba insani yolla, zihnini Gardiyan'a karşı uyuşturmaya çalışıyorsun.
Com esta atitude humana e primitiva, quer proteger a sua mente do Guardião.
" İnsani varlık, Tanrı değildir.
" Um ser humano não é um Deus.
Beni, Tanrı'nın altındaki insanı çarpıştırıp, insani element yerine Tanrısal elemente daha fazla önem vermekten ne alıkoyabilir?
"por que não deveria... " pôr mais peso no elemento divino que no humano... " e esmagar o homem sob o Deus?
Bir tarafta Tanrı, diğer tarafta insani varlık.
"Por um lado Deus, por outro... " o ser humano.
Basina verilen prim insani zengin eder, dediler eger öldürülebilirsen.
E disseram que se podia enriquecer com o dinheiro da recompensa quem te conseguisse matar.
Bu bölgedeki bir çok insani rahatsiz edebilir.
Há por aqui muita gente que se ofende facilmente.
Gerilerinde kalan savaşla, bu insani yardımlar sayesinde binlerce Koreli yetim çocuk barış dolu bir geleceğe iyimserlikle bakmayı öğrenecekler.
Com o fim da guerra, e graças à ajuda humanitária milhares de órfãos coreanos aprenderão a enfrentar, com otimismo, um futuro da paz.
Fikrinizi değiştirdiniz. Bu çok insani.
Mudou de ideias, é muito humano.
Dönüşüm ne kadar gecikirse... Kasım da geriye kalan insani özelliklerini o kadar çabuk yitirir.
Quanto mais tempo atrasa-se a transformação... mais facilmente Kassim perderá as qualidades humanas dele.
Kasım şu anda hala bazı insani özelliklerini koruyor.
No momento, Kassim ainda possui algumas qualidades humanas.
Kaba ve insani değil...
É duro e desumano...
İnsani olmayan insanları doyurmak mı?
Que tem de desumano alimentar pessoas?
Öylece durup milyonlarca masum insani ölüme terk edemezsiniz.
Não pode ficar parada e deixar morrer milhões de inocentes.
'... hiç bir insani iletişimde.'
".. de qualquer comunicação humana. "
- Nihayetinde insani zayıflık.
- Até que enfim, uma fraqueza humana.
Antik Yunanlılar insani olayları Fates isimli üç tanrıçanın ördüğü bir kilimin belirlediğini düşünmüşler.
Os antigos Gregos imaginavam o curso dos eventos humanos como uma tapeçaria, criada por três deusas, as Moiras ou Parcas. ( Filhas de Zeus )
Her insani talep için bir tanrı vardı.
Havia um deus ou deusa para cada preocupação humana.
Onlar bizi insan yapan parçalar. Ancak karakteristik olarak insani değiller.
São parte da nossa humanidade, mas não são caracteristicamente humanos.
Eratosthenes'in insani bakış açısı geniş kitlelerce paylaşılıp kabul görmeseydi
Se a perspectiva humana de Eratóstenes, tivesse sido adotada e aplicada ao longo deste tempo.
Bence, gerçek benlik, o ilk benlik... ta baştaki benlik ; gerçek, ölçülebilir, somut bir şey... elle tutulabilir, insani şekle sahip bir şey. Ben de o lanet şeyi bulacağım.
Bem, penso que, esse verdadeiro eu, esse ego original, esse primeiro eu, é algo real, mensurável, quantificável, tangível e encarnado... e eu vou encontrar esse filho da mãe.
İnsani duyguların olduğu bir yere.
Onde haja sentimentos entre as pessoas -
- İnsani nedenlerden.
Por razões humanitárias.
Bu sabah tam sekiz iyi insani kaybettik.
Perdemos oito bons elementos esta manha.
Ama bu bazı insani ihtiyaçları cevapsız bırakıyor.
Mas isso não fornece respostas para muitas carências humanas básicas.
Korkunun, öfkenin ve coºkunun bir kariºimidir. Insani kendine getirir, bir yenilginin ardindan bile.
É uma mistura de medo, raiva e exaltaçao, mas anima os homens, mesmo derrotados.
insanın 25
insan 293
insanları 60
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan 293
insanları 60
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18