Ipucu Çeviri Portekizce
5,424 parallel translation
Bu yüzden hep tahmin etmek zorunda hissettim. Boşlukları doldurmak ya da ipucu için seni zorlamak zorunda hissettim. Ta ki sen bana kızana kadar.
Por isso sempre senti como que precisasse de adivinhar, ou preencher os espaços, ou procurar alguma pista, até você ficar zangada comigo.
Yani Peter'ın anlattığı rüya ipucu veriyor mu?
E este sonho do Peter deu-lhe algumas pistas?
Yapma Danni, bize azıcık ipucu ver.
Vá lá, Danni, tens de nos dar algo.
Bir ipucu olduğu da kesin.
É mesmo uma pista.
Hikaye kitabinda kötü bir karakter olarak yazilmiStim ve kötüler her zaman kaybeder. Yazarin kim olduguna dair sende bir ipucu bulabilecegini düSünüyordu böylece yazara bunu degiStirtecektim.
O livro escreveu-me como vilã e os vilões perdem sempre, por isso... ele pensava que pudesses ter uma pista sobre quem é o autor para o obrigar a mudar isso.
Seks taciri şef için birinci öncelik olduğunu biliyordum. O nedenle ipucu aradığımıza dair haber saldık.
Eu sabia que o tráfico sexual era prioridade para o chefe, então divulgámos que procurávamos pistas.
Anonim bir ipucu geldi.
Uma denúncia anónima chegou.
TECHINT bir ipucu yakalamayı başardı.
Os técnicos descobriram uma pista.
Olası bir ipucu olarak değerlendirmiyor musunuz?
Não o consideram uma possível pista?
Bir ipucu yakalamışız diye duydum.
Ouvi dizer que conseguimos novas informações.
Bölgede birkaç ipucu bulmak için çalışan birkaç gözcümüz var.
Temos uns vigias por lá a procurar pistas.
Kendinden mi geçiyorsun yoksa kendini, uzaylıyı evcil hayvan gibi beslerken mi görüyorsun ama senin de elinde bir ipucu yok.
Que é uma espécie de "segunda vinda" ou que precisa de cuidados? Em todo o caso, não faz a menor ideia.
Bir dava hakkında bir ipucu buldum.
Tenho uma pista sobre o caso.
Çıktığı yere götürecek bir ipucu olur demiştin.
Que, mais cedo ou mais tarde, nos levaria ao local por onde entrou!
- Aaron Rawley ile ilgili bir ipucu buldum sanırım.
Posso ter uma pista do Aaron.
Yanında bulduğun belgeleri inceledim bize bir mesaj ya da ipucu bırakmış olabilir mi diye.
Vasculhei os papéis que encontraste sobre ele, à procura de qualquer coisa que ele pode ter deixado, uma mensagem, uma pista.
Morgan dispanser davasında... bir ipucu olduğunu söyledi.
A Morgan disse que tem uma pista no caso do dispensário?
Elimizdeki tek ipucu bu, izini sürün.
É a única pista que temos.
Bence daha iyi bir ipucu verebilirdin.
Acho que podias dar uma dica melhor.
- Ama ölmedim. Artık bir örneğimiz olduğuna göre analiz etmeye başlayıp içindekileri öğrenip belki insan kimliği hakkında ipucu elde edebiliriz.
Agora que temos uma amostra, vamos analisá-la para perceber a configuração do veneno e talvez obter uma pista sobre a sua identidade humana.
Kullan-at telefondan ipucu yok ama Maggie, Martin'e gelen aramanın yerini tespit etti. Route 14'de bir motel.
Nada quanto ao telemóvel queimado, mas a Maggie localizou a chamada até um Motel na Rota 14.
Nereye gittiğini bilelim diye bir ipucu olarak mı bıraktı? Ekmek kırıntısından bir iz.
Deixou-o como uma pista para que soubéssemos para onde ia.
Polis, Kim'in öldürülüşü hakkında ipucu peşinde.
A polícia está a procurar pistas junto da família e conhecidos e se havia quaisquer vinganças por casos onde Kim estivesse envolvido.
Eğer bu izin üstünden gidersem Mike ile ilgili bir ipucu bulabiliriz ve bahse varım atmaca gibi benim raporlarımı izliyordur.
Se eu chegar às digitais, e apontarem para o Mike, aposto que ele vigia os meus relatórios como um falcão.
Bir ipucu olmalı. Anlatamadım galiba, hepsi aynı bunların.
Estou a dizer-te, são iguais.
Selam, O.Y.İ. bir ipucu bulmuş.
A Polícia Cientifica conseguiu uma pista.
Tarayıcı veya internette herhangi bir ipucu var mı?
Alguma pista no scanner ou na Intranet?
Bilmiyorum, fakat sanırım bir ipucu buldum.
Qual é o plano dele? Não sei. Mas acho que tenho uma pista.
Ortadan kaybolan kızlarla ilgili bir ipucu arıyordum.
Estava a tentar apanhar o responsável pelo desaparecimento de duas raparigas...
İki düzineden fazla arama aldık. Hiçbir ipucu yok.
Recebemos mais de 20 chamadas e nada de concreto.
Bana bir bomba gösterdiğinde hemen ipucu bulabilirim.
Mostrem-me uma bomba e eu normalmente encontro uma pista.
Jarry, kahverengi ve sarılarla savaşta olduğumuzu biliyor ama... -... Lin hiçbir ipucu bırakmamış.
A Jarry sabe dos conflitos com os latinos e os chineses, mas o Lin garantiu que não deixava provas.
Nerede olduğuna dair ipucu yok.
Não há pistas do paradeiro dela.
- Olay olduğundan beri elimizdeki en iyi ipucu bu.
- É a melhor pista que tivemos.
Belki de bize bir ipucu verir.
Pode dar-nos alguma coisa.
- Ne yaptığına dair bir ipucu var mı?
Há algum indício do que ele estava a fazer lá em baixo?
Belki de gerçeğe götüren bir ipucu çıkar.
Talvez leve à verdade.
Bunca zaman sonra aradığımız ipucu işte bu.
Esta é a pista que estávamos à espera.
Elimde Wendy Montgomery cinayetiyle ilgili bir ipucu var.
Tenho uma pista no homicídio da Wendy Montgomery.
Bizim bildiğimize dair en ufak bir ipucu bulursa milyonlar ölür.
À mínima fuga de informação, milhões morrerão.
Kayınpederinizden öğrendiğiniz bir ipucu mu bu da?
Aprendeu isso com o seu sogro?
Sara'nın peşinden gideceği ipucu bu muymuş?
Esta era a próxima pista que a Sara ia seguir?
Kitapta bununla ilgili hiçbir şey yok mu? Tek bir ipucu bile mi?
Não há nada no livro que... dê alguma pista?
Bir ipucu olabileceğine dair en ufak bir şans olsa bile,... -... en azından bir incelemeye değer bence.
Eu acho que no mínimo vale a pena investigar, mesmo com poucas possibilidades de existirem alguma pista.
- Bir ipucu var.
Existe uma pista.
Vay vay vay Montoya ve Allen teşrif ettiler, Nitelikli Suçlar Birimi. - İpucu var mı?
Ora, ora, se não são a Montoya e o Allen da Unidade de Crimes Graves.
İpucu buldum galiba.
Estou? Acho que encontrei algo.
Elinizce ipucu var mı Dedektif?
Tem alguma pista, Detetive?
Kanıt yok. İpucu yok.
Nem provas.
Kim olduğu belli olmayan birinden bir ipucu geldiğini çete üyesi bir cemaat üyesi olabilir.
Talvez de um dos seus paroquianos.
İpucu ara.
Procura por pistas.