English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Iyi olacağım

Iyi olacağım Çeviri Portekizce

2,818 parallel translation
Kafamı tıraş etmek çizgiyi aşmak olurdu fakat öncesindeki bu olanlarda, sadece bana nasıl daha iyi olacağımı öğretiyordun.
- E porque não disse? - Disseram-me para não dizer. - Quem?
Bana sekste nasıl iyi olacağımı öğretin.
Ensinem-me a ser boa na cama.
Şey, ev işlerinde kesinlikle iyi olacağım.
Certamente serei boa nos trabalhos de casa.
- Merak etme, iyi olacağım.
Não te preocupes comigo. Ficarei bem.
Evet, iyiyim, ben her zaman iyi olacağım.
- Estou, fico sempre bem. - Estás a chorar?
Bir dahaki sefere daha iyi olacağım.
Faço melhor na próxima vez.
Bir dahaki sefere daha iyi olacağım.
"Nachsten male ich werde besser".
Bir dahaki sefere daha iyi olacağım.
"La prossima volta farò migliore".
Sorun şu ki, ben sadece müzik kutusuyla iyi olacağımı düşünüyorum.
O problema é que acho que só vou conseguir cantar bem numa jukebox.
Giderek daha iyi olacağım.
Vou ser cada vez melhor.
Söz veriyorum. Çok iyi olacağım, anne.
Eu prometo, eu vou-me portar bem, mãe.
Hayır, ben iyi olacağım, ahbap.
Não, fico bem, meu.
Aşşağıda iyi olacağımı bilemiyorum, bekleyip göreceğiz.Değilmi?
Não sei o que vou encontrar, mas tenho que ver, certo?
Elbette iyi olacağım.
Claro que ficarei bem.
- Fransızca hocam iyi olacağımı söyledi.
O meu professor de Francês diz que serei bom nisso.
- Ben iyi olacağım.
Eu vou ficar bem.
Tatlım, Clara'nın iyi olacağına emin misin?
Querido, tens a certeza que a Clara vai ficar bem?
Bu kadar iyi arkadaşlar olacağımızı hayatta tahmin edemezdim.
Nunca o teria previsto, mas tornámo-nos bons amigos.
R2-D2, çabuk in oradan aşağıya..... bu bir kaçış kapsülü değil..... pekala, eğer daha iyi bir seçenek yoksa sanırım bunu kendim yapmalıyım..... eminim ki buna pişman olacağım.
R2-D2, desde daí imediatamente. Isso não é uma cápsula de fuga. Bem, se não houver nada melhor, acho que vai ter de ser isto.
Yani iyi değilim ama olacağım.
Então, não estou bem. Mas vou ficar.
İyi olacağım.
Vou ficar bem.
O halde ben de daha iyi bir avukat olacağım.
Então serei ótima.
- İyi olacağım.
Vou ficar bem.
İyi olacağım.
Eu vou ficar bem.
Dalga mı geçiyorsun? Hem Jenny böyle bir uzun yolculuğun güzel zaman geçirmek için iyi olacağını düşünüyor.
Além disso, a Jenny acha que uma viagem de carro pode ser um tempo porreiro juntos.
Annen için endişelenme. İyi olacağım.
Não te preocupes com a tua mãe, fico bem.
İyi olacağım.
Eu ficarei bem.
Dünya için iyi bir şeyler yapacaksam bunun en aklı başında yolunun The Daily Sentinel olacağını anladım.
Percebi que se quero ajudar a melhorar o mundo, a forma mais responsável de o fazer é através do Daily Sentinel.
Biliyorum, çılgınca ama bunu yapmazsam konuyu savsaklamış olacağım ve sen de buna hazırsan seninle beraber olmamın olmamızın daha iyi olacağını hissediyorum ve hâlâ bir şans varsa da, bunu bilmek isterim.
E sei que vai parecer doido, mas seria negligente se eu... Se estiveres aberto a isso, eu sei que podia ser melhor, contigo, connosco. E se ainda houver hipótese, gostava de saber.
Merhametli ve iyi bir adam olacağım.
Vou ser um tipo compassivo, amoroso.
Ben iyi olacağım, General.
Eu fico bem, meu General.
İnsanların çoğu iyileşmek için diz ameliyatı olacağım iyi olmak için falan der, anlıyor musun?
A maioria das pessoas diz : "Vou fazer uma operação ao joelho para ficar bom." Para ficarem melhores.
Sana dürüst olacağım, Will... kızının kaçırılma olayını aklımdan bile geçirmemiştim... yani Amerika'nın en iyi banka soyguncusundan çalmanın iyi bir fikir olmayacağını biliyordum.
É a verdade, Will, eu... não acho que precisávamos sequestrar a tua filha. Roubar o melhor ladrão de bancos da América, é uma má ideia.
Bundan sonra daha iyi birisi olacağımı bilmeni istedim.
E quero que saibas que vou ser melhor daqui em diante.
Ben iyi olacağım.
Faz um resumo.
İyi olacağız, tamam mı?
Vamos ficar bem, está bem?
İyi olacağım. İyi olacağım.
Eu fico bem.
- İyi olacağım. Ama o henüz 17 yaşında!
Mas ele tem apenas 17 anos!
Benim daha iyi bir avukata, bozuk bir uçağa verildiğimi ve ben olmasaydım 6 yerine 102 cenaze olacağına inanan bir avukata ihtiyacım var.
Preciso de um advogado que perceba que me meteram num avião quebrado.
İyi bir baba olacağım.
Eu vou ser um bom pai.
İyi bir anne olacağımı söylerdi.
Ele disse que eu seria uma excelente mãe.
Pişman olacağım bir şey yapmadan önce iyi ki Serena gerçeği söyledi.
Estou apenas feliz que a Serena me tenha contado a verdade antes de ter feito algo de que me iria arrepender.
Yardım etmeyi çok isterdim ama aniden Monako'dan her hareketimi takip eden bir baş belası çıkageldi. Bu yüzden onu Chuck'ın oteline götürmenin pek de iyi bir fikir olacağını sanmıyorum.
Adoraria ajudar mas tenho uma... chata real do Mónaco que está sempre de olho em mim, portanto não acho que seja uma boa ideia eu levá-la a casa do Chuck.
En iyi avım olacağın kimin aklına gelirdi?
Quem diria que tu irias ser a minha melhor caçada?
Bu büyük ulusta yaşayan herkesin bunun bir parçası olacağına dair kuvvetli bir inancım var hatta böyle bir trajedinin ortasında bile daha iyi bir yol olacağına dair inancımızı korumalıyız.
Tenho a forte convicção de que todos que vivem nesta grande nação podem colaborar enquanto encontramos uma saída no meio dos nossos problemas, e de que mesmo no meio de uma tragédia, devemos ter fé de que há um caminho melhor à frente.
Bill, gayet iyi olacağız, tamam mı?
Bill, vamos ficar bem, tá bem?
Nasıl iyi bir çeşnici olacağımı öğrenebilmek için.
Quero saber como melhor me tornar o provador do papa.
Orada daha iyi bir hayatımın olacağını düşünüyorum.
Julgo que posso ter uma vida melhor por lá.
İyi olacağım.
Eu porto-me bem.
Sanırım seninle de iyi arkadaş olacağız.
Mas acho que vamos ser bons amigos.
Bana anlatabilirsin. İyi olacağım.
Podem contar-me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]