Içecek Çeviri Portekizce
4,268 parallel translation
Lütfen bana Hafıza Çeşmesi'nden içecek bir şey ver.
Por favor, dá-me qualquer coisa para beber da Fonte da Memória.
Lütfen bana Hafıza Çeşmesi'nden içecek bir şey ver.
Por favor, dá-me qualquer coisa para beber da Fonte da Memória. "
Lütfen. Hafıza Pınarı'ndan içecek bir şey ver bana.
Por favor... dá-me algo que beber da Fonte da Memória.
Lütfen bana Anı Pınarından içecek bir şeyler verin.
Por favor, dá-me algo que beber da Fonte da Memória. "
Sana içecek bir şey vereyim mi, Peder?
Posso arranjar-Ihe algo para beber, Padre?
İtalyan macchiato kendi çapında iyi bir içecek... ama ben Fransız noisette'i tercih ederim.
Ora, o macchiato italiano é uma óptima bebida por direito próprio, mas prefiro de longe o noisette francês.
- Tom, sana da güzel bir içecek getirdim.
Bom, rapaz, trouxe-te um chupa de gelo azul.
Biraz içecek getireceğim.
Vou buscar-lhe algo para beber.
Galiba Leigh içecek.
A Leigh, evidentemente, que não.
Ben kendime meyveli buzlu içecek aldım.
Bebi uma gasosa.
- Burada meyveli buzlu içecek satan bir yer var mı?
Sabe onde posso beber um batido por aqui? Lamento.
- Nereden meyveli buzlu içecek alabileceğinizi bilmiyorum dedim
Eu disse que não sei onde pode beber um batido por aqui.
Bahse girerim meyveli buzlu içecek arıyorsundur.
Aposto que quer um batido.
Etkinlik katılımcılarının, grevcilere yiyecek ve içecek ikram etmesiyle, protesto dağıldı.
A manifestação dispersou quando alguns convidados ofereceram comida e bebida aos manifestantes.
Yo, hayır. Bu savaş bittiğinde kendini Havai gömleğin üzerinde bir tezgahın arkasında bu aptallara sosis ve içecek verirken bulacaksın, dostum.
Não, não, digo-te o seguinte quando a guerra terminar, tu, meu amigo, estarás atrás de um balcão a vender cachorros-quentes, e refrigerantes aos cabeçudos vestidos de havaianos.
Bu biranın hepsini içecek miyiz?
Vamos beber toda essa cerveja?
Pekâlâ çocuklar, öğle yemeğinizde size organik tavuk, taze lahana salatası ve en temel ihtiyaçlarınızı sağlamak için çükündür, salatalık, zencefil ve havuçla dolu bir içecek büfemiz var.
Crianças, para o almoço temos frango orgânico, e salada de repolho fresco, e sumos de beterraba, pepino gengibre e cenouras prontos para serem devorados até à sua essência.
İki şişede tercih edeceğin içecek var.
Estas garrafas contêm a tua bebida de eleição.
- Bana verdiğin içecek neydi?
Que bebida é esta que me deste?
Bir ya da iki tane alkolik içecek iç hatta ben de sana katılırım.
Deita abaixo uma bebida alcoólica ou duas, eu faço-te companhia.
Ve gelecek sefere içecek bir şeyler getir, çiçekleri boşver.
E para a próxima traz uma garrafa em vez de flores.
İçki de içecek misiniz?
Vão beber?
Şimdi lütfen içecek bir şey ikram edebilir miyim?
Por favor, posso oferecer-te uma bebida?
- Will, içecek bir şeyin var mı? Yok.
- Will, tem alguma coisa que se beba?
Eğer susuzsanız, size içecek veririm.
Se estiverem com sede, eu dou-vos algo de beber.
Size içecek bir şeyler getirelim mi?
Podemos oferecer-lhe um refresco?
Tişörtler, bardaklar, çantalar, içecek koruyucuları ve sallanan başlıklı oyuncaklar.
T-shirts, canecas, sacolas, mangas refrigeradoras e bonecos que balançam.
Sana içecek getireyim mi?
Queres beber alguma coisa?
Uçuş görevlilerinden içecek çalmaya çalışmayın çünkü o hostesler burada, burada ve burada bulunuyorlar.
Não tentem roubar as bebidas das assistentes de bordo porque aquelas putas estão localizadas aqui, aqui e aqui.
Ne zaman içki içecek olsa hep sen mi eşlik ediyordun peki?
Isto já tinha acontecido? Sempre que saía de noite, tinhas de ser tu a levá-lo para casa?
İkinizden biri içecek ister mi?
Posso servi-lhes uma bebida?
- İçecek bir şey? - Su, sadece su istiyorum.
Água... só água.
İçecek bir şey alır mısın?
Estás com sede?
Başka içecek getirin bana.
Preciso de outra bebida, caralho!
İçecek bir şey?
Alguma coisa para beber?
İçecek ne getireyim?
- Que vão tomar?
İçecek ikram ederdim de hiç Tru Blood'ım kalmadı.
Eu oferecia-te algo para beber, mas não tenho mais Tru Blood.
İçeri girin. İçecek masasında Kyle duruyor,... bu da jazz dinlerken sessizde futbol maçı izleyen Tim.
Temos o Kyle na mesa dos sumos, aquele é o Tim a ver o futebol sem som enquanto ouve jazz.
Bir şeyler ister misin, içeçek ya da başka bir şey?
- Queres beber alguma coisa?
İçecek bir şeyler alabilir miyim acaba?
Incomodo muito se lhe pedir alguma coisa para beber?
İçecek bir şeyler ikram edeyim mi?
Posso oferecer-vos algo para beber ou...?
İçecek bir şey ister misin?
Queres alguma coisa? Uma bebida ou...?
- İçecek birşey ister misin tatlım?
- Queres alguma coisa, querido? - Coca-Cola.
Claire ufaklıkla çıktı. - İçecek bir şey ister misin?
A Claire saiu com o filhote.
- İçecek bir şeyler alır mısınız?
Quer beber alguma coisa?
- İçecek bir şeyler ister miydiniz?
Quer beber alguma coisa?
Bir içecek alır mıydınız?
Aceita uma bebida?
İçecek bir şey ister miydiniz?
Quer beber alguma coisa?
Birşeyler içmek mi istiyorsun? Hee? İçecek misin?
Queres água?
- İçecek bir şeyler ister misin? - İçecek mi?
- Posso oferecer-lhe uma bebida?
İçecek bir şey alır mıydınız, bayanlar?
Uma bebida, senhoras?