English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Işkence

Işkence Çeviri Portekizce

5,948 parallel translation
Zavallı çocuğa 8 ay boyunca her gün işkence ettiler ama bir kelime bile konuşmadı.
Torturaram o pobre rapaz por oito meses, e ele não lhes disse nada!
- Benim düşüncem ortaçağdan kalma işkence yöntemlerine başvurmak.
- Eu acredito em trazer de volta métodos de tortura medievais.
Bu yöntem, ortaçağ işkence yöntemlerinden bile ötede.
Isso está além da tortura medieval!
Çünkü Conway burayı tam donanımlı işkence merkezi yapmak istiyormuş.
Porque estava equipado para as torturas fascistas da mente do Conway.
Snow'un sana bu yüzden işkence ettiğini söylediler.
Dizem ter sido por isso que o Snow te torturou.
kendine gelince tekrar işkence yaparız.
E quando recuperares um pouco, nós recomeçamos.
Yani eğer bir takım elbise seçiyorsam ya da bir teröriste işkence ediyorsam ya da... - Tabii.
Do tipo, se estou a escolher um fato ou se estou a aplicar um afogamento simulado a um terrorista.
- Çok kararsızım, işkence gibi. - Tamam.
- Sou tão indecisa que é como tortura.
Bunun aptalca olduğu kesin ama neresi işkence?
Isso é estúpido, mas como pode ser tortura?
Yani bu işkence.
Isto é uma tortura.
Bırakmak istemiyorum ama Kırmızı Acı Odası'nda kırbaçlanmaya ve işkence görme fırsatına tam olarak atlıyor da sayılmam.
Apenas não estou aos saltos com a ideia de ser açoitada e torturada no teu Quarto Vermelho da Dor.
Aslında. Yanlış anlama bende ay ışığını herkes kadar romantik bulurum.. .. ama bu ışıkta araba sürmek bir işkence.
Não entendas mal, acho a luz da Lua romântica como todos, mas que se foda se tiver que conduzir sob ela.
Bir Amerikan ajanına işkence edip öldürecekti.
Ele ia torturar e matar um Agente americano.
Andrea'ya bana ulaşmak için mi işkence ettin ve kaçırdın?
Tu raptaste e torturaste a Andrea, só para chegar até mim?
O çok iyi değil yani işkence ve sonsuz hapisle.
Isso não é nada bom. Aquilo de tortura e condenação eterna.
Ona Cehennem'de kim işkence etti unuttun mu?
Esqueceu de quem a torturou no Inferno?
Git o aptala işkence çektir!
Vai torturar esse cretino!
- Bir işkence türü.
- É uma forma de tortura.
Diğer ekip bu bilgiyi almak için sana işkence yapardı.
O outro pessoal ter-te-ia torturado por essa informação.
Lütfen, esiriniz olduğumun farkındayım ama bana işkence etmenize gerek yok arkadaşım.
Sei que sou vosso prisioneiro, mas não é preciso torturarem-me, meu amigo.
Onları aç bırakır, işkence yapardı.
Fazia-as passar fome, torturava-as.
Bıçaklardan ya da silahlardan korkmam. Ateşten ya da zehirden,... tecavüzden ya da kaçırılıp işkence görmekten ya da Patty Hearst gibi beynimin yıkanıp hipnotize edilmekten korkmam.
Não tenho medo de facas, de armas, de fogo, de veneno, de violação, de ser raptada, torturada, de que me lavem o cérebro, nem hipnotizada como a Patty Hearst.
Kimin nesi olduğunuzu öğrenmek için ikinize birden işkence ederdim. Kaç kişi olduğunuzu ve maksadınızın ne olduğunu öğrenmek için de keza.
Posso torturar-vos aos dois para tentar saber quem são, quantos mais de vós é que há e o que esperam concretizar aqui.
Birçok cesedin üzerinde işkence izi vardı.
Muitos corpos tinham marcas de tortura neles.
Kendime işkence yaptığımın farkındaydım bazı günlerde onu o kadar çok özlüyordum ki neredeyse boğuluyormuşum gibi hissediyordum.
Eu sei que só estava a torturar-me, mas... Havia dias que eu sentia tanto a falta dela... que mais parecia que me estava a afogar.
Arkadaşlar birbirine işkence mi yapar?
A tortura é um ato de amizade?
Sulu zırtlak filmlerden nefret ederim, işkence gibidir.
Odeio filmes lamechas, são uma tortura.
O zaman neden burada zincirli değil, işkence görüp, acıdan kurtulup ölmek için yalvarmıyor?
E por que motivo não está ele aqui acorrentado, torturado, a pedir a morte para lhe aliviar a agonia?
Ne mutlu doğruluk uğruna... işkence görenlere, çünkü cennetin krallığı onlar içindir.
Abençoados são aqueles que são perseguidos... pelos seus direitos, pois deles é o reino dos céus.
Bu evdeki her şey, sana verdiğim para, işkence yaptığım insanlardan geliyor.
Tudo nesta casa, o dinheiro que eu te pago, vem da tortura de muitas pessoas.
Biri sana işkence mi etti?
Sofreste dor provocada por homens que te viam como inferior?
Uzun yıllar boyunca bizzat aynı hapishanenin içindeydi Savak tarafından işkence ediliyordu. Biliyor musun?
Tu sabes?
Maruz kaldığı tek işkence o değil.
Essa não foi a única tortura a que foi submetido.
Olabilecek en kötü ihtimallerle kendi kendime işkence yapıyordum. En iyi arkadaşımın beni beyin yerken yakalaması gibi, ya da kardeşimi bilmeyerek zombi kıyametinde yenilmesini sağlamak gibi.
Torturo-me obcecada por todos os piores cenários, como o meu melhor amigo apanhar-me a comer cérebros, ou o meu irmão a ser consumido num apocalipse zombie que eu involuntariamente causei.
Onlardan hangisi yaşamayacak kadar işkence görendi?
Quais é que são os demasiado torturados por continuar a viver?
Kiki'yi yakalayıp işkence etmişler.
O Kiki foi capturado e torturado.
Ama şüphelilere sıcak kahveyle işkence yapmaya gelince yok.
Mas não para torturar suspeitos com café quente.
Sadece karar ver ve kendine işkence etmeyi bırak.
Toma uma decisão e para de te torturar.
Seninle ben bir işkence çarkına bağlıyız.
Tu e eu estamos ligados a este círculo de dor.
Bana işkence etti.
Por isso torturou-me.
Beni bir hücreye hapsetti ve yine işkence etti, ve yine.
Depois colocou-me numa cela e voltou a torturar-me, outra e outra vez.
Asil Elijah yıllardır konusu açılmayan utanç verici sırlarıyla işkence gördü.
O nobre Elijah, atormentado por segredos vergonhosos há muito enterrados.
İşkence bu!
Isto é tortura!
İşkence kolay ve etkili bir yol.
A tortura é fácil, a um nível superficial.
İşkence edilip öldürülmüş.
E mutilado.
İşkence gibi.
Tortura.
Scarborough adlı gemi onu denizden çıkartmış. İşkence görmüş. Kaçmış.
Foi tirado da água pelo Scarborough, torturado e fugiu.
- Onlara "İşkence Çetesi" denirdi.
Chamavam-lhes o Gangue da Tortura.
İşkence ve cinayet. Daha sonra da el altından satacak.
Vão-te torturar e matar-te, e depois vão vendê-lo no mercado.
İşkence mi gördün?
Alguma vez foste torturado?
Menfur İşkence Araçlarının gösterimi insanoğlunun kötülerinin duayenlerine hitap ediyor.
Uma exposição de instrumentos de tortura atrocidados apela para os conhecedores do pior na humanidade.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]