Katîyen Çeviri Portekizce
487 parallel translation
Katiyen ve kesinlikle reddediyorum!
Recuso completamente!
Hayır, katiyen değil! Bu harika bir başarı!
- Foi um belo esforço, muito bem!
- Katiyen. Partide nasıl kılıç kullanılacağını göstereceğim.
Vou fazer uma grande demonstração de espada.
Katiyen.
De modo nenhum.
Madam, o, müşterilerle içki içmez. Katiyen.
Madame, ele nunca bebe com clientes.
Hemen işe başlamamızın bir sakıncası var mı? Katiyen.
- Importa-se que comecemos já?
Dönüş turuna katiyen yeltenmemeliydi.
Não deveria tentar a segunda volta.
Bu kitabımda katiyen hiç kimse şüpheli bir şey bulamayacaktır Hollandalı'nın benden ödünç alıp, şimdi iade ettiği bu kitapta.
Certamente que ninguém encontraria, algo para questionar neste meu livro. que emprestara ao holandês... e que agora me tinha sido... devolvido.
- Hayır, katiyen.
- nem muito menos.
Ama ben katiyen öyle düşünmüyorum.
Eu, certamente, não acho.
Katiyen hizmetkarınız değilim!
De forma alguma sou sua serva!
Katiyen.
Nenhuma dúvida.
Baba evde olmadan katiyen olmaz.
Não quando papai não está.
Katiyen rahatsız edilmek istemiyorum.
Não me aborreça com nenhum assunto.
- Oh, Katiyen, Efendim.
- Nem por isso, senhor.
Katiyen Devonshire'a yalnız gitmeyin.
Por motivo algum deverá ir para Devonshire sozinho.
Bunun için kendimi katiyen affettiremem.
E agora, näo há como corrigir isso.
- Hayır, katiyen.
- Não, que ideia!
Sizi katiyen rahatsız etmek istemezdim.
Não queria incomodá-lo.
Katiyen.
Nem por isso.
Katiyen.
Nada disso.
Katiyen.
Nem pensar.
Bay Morlachi, ben sakin bir kadınım, katiyen sinirlenmem.
Sr. Morlan, sou uma mulher calma, nada nervosa.
Hayır, katiyen olmaz.
Há muito que fazer.
Katiyen olmaz.
Claro que não.
- Katiyen.
- Nada.
Katiyen, konuştuğunuz bu devlerin bu dünyanın gerçek ete kemiğe bürünmüş insanları olduğuna kanmayın.
Não deve prevalecer em sua mente que estes gigantes que mencionas jamais foram verdadeiros homens deste mundo de substancial carne e osso.
Katiyen.
Não.
Hayır, katiyen.
Não, não.
Burada şu kastetmiyorum. Komünist olmayan her şey mükemmeldir, katiyen. Fakat sanırım Nazi ve Japon idaresi altındaki bir dünya daha kabul edilemez olurdu.
Não quero dizer que o que não é comunista é perfeito, longe disso, mas o mundo seria intolerável sob domínio nazi e japonês.
Katiyen anlam veremiyorum.
Não estou certo de entender...
Hayır, katiyen.
Não, em nada.
- Katiyen. Arabada zaten bir şoförümüz vardı.
Já temos um condutor no carro.
Oh, hayır, katiyen!
Oh não, de nenhuma maneira!
Eşim, katiyen yapamazsınız... diye düşünüyordu.
A minha mulher pensava que nem sequer o faziam.
Hele ki senin şu yılan balıkların... katiyen!
E enguias muito menos.
Şimdi beni tekrar edin, Yüce Tanrı'ya ant olsun ki bu mahkemeye sunacağım kanıtlar doğru olacaktır katiyen gerçekten başka bir şey olmayacaktır.
Agora repita comigo, eu juro pelo Deus Todo-Poderoso que o testemunho que darei perante esta corte será a verdade toda a verdade e nada mais que a verdade.
Sanırım ne söyleyeceğini biliyorsun. Doğruyu katiyen sadece doğruyu söyleyeceğime yemin ederim.
Será a verdade toda a verdade e nada mais que a verdade.
Katiyen.Çocuk kliniğinde erken saatte bir ameliyatı vardı.
De todo. Ela tinha uma operação na pediatria.
Hepsi katiyen kuzeydoğu yönünde.
Esles estão definitivamente dentro... em uma direcção ao norte oriental.
Katiyen.
Não mesmo.
Karımın büyücülüğe ve vuduya olan ani ilgisiyle bir alakan yok, değil mi? Katiyen yok.
Não terás nada a ver com o seu repentino interesse por bruxaria e vudu?
Çıkmam 4 numaraya. - Katiyen çıkmam, yok!
O quatro.
Katiyen.
Nunca
Yaprakları katiyen dökülmez.
Não há agulhas a sair desta árvore.
İlerde ben de ona benzeyeceğim. Katiyen.
Acho que me vou parecer com ele.
Biz katiyen uyuşturucu almadık.
Maldita heroína!
Katiyen.
De forma alguma.
Katiyen gecikmeyecek Christina. Bunu garanti ediyorum.
E ele não se vai atrasar, eu trato disso.
- Katiyen olmaz.
- Nem pensar.
Hayır, katiyen.
De forma alguma.