English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Komşum

Komşum Çeviri Portekizce

595 parallel translation
O şişko, toparlak komşum Bay...
Aquele meu vizinho gordo e inchado, o senhor...
Varville Baronu, bu komşum Madam Duvernoy.
Barão de Varville, esta é a minha vizinha, Madame Duvernoy.
Yan komşum.
O meu vizinho...
Yan komşum dedim ama buradan 32 km. uzaklıkta yaşıyor. Belki o biliyordur.
Isto é, vive a 30 Km daqui, mas talvez conheça o seu amigo.
O benim güney komşum ve Rod'da kuzey komşum olurlar.
Ele é meu vizinho ao sul e Rod é meu vizinho ao norte.
Bu insanlar benim komşum, arkadaşım.
Estes são os meus vizinhos, os meus amigos.
Bir akşam, bir komşum yabancı biriyle münakaşaya girdi.
Certa noite, um vizinho teve, um problema com um estranho.
Ama tetiği tutukluk yaptı ve komşum onu öldürdü.
Mas o revólver dele falhou e meu vizinho o matou.
Komşum dürüst bir insandı. Örnek bir hemşeriydi. Ama... sonunda kasabayı terk etmesini...
Bem, esse meu vizinho... era uma ótima pessoa, realmente um grande homem, muito querido na comunidade... mas... no fim, tivemos que pedir, a ele para deixar a cidade.
Komşum Vashti Hake diye bir kız.
A minha vizinha é a Menina Vashti Hake.
Komşum bunun nasıl olduğunu biraz uzun sürse de anlattı.
O meu vizinho ensinara-me o método.
Sağımda ise, seslerime karşılık vermeyen bir komşum vardı.
À esquerda, um vizinho mas que não me respondera.
- Alttaki komşum, iki gün önce vuruldu.
O meu vizinho do rés-do-chão? Fuzilado anteontem.
Komşum, Bayan Martin ve küçük kızı.
Minha vizinha, a Sra. Martin, e sua filhinha.
O, benim komşum, John Butler.
É o John Butler, o meu vizinho.
Bayan Golightly, komşum da nezaket gösterip giriş kapısını açtı.
A menina Golightly, minha vizinha, teve a bondade de me deixar entrar.
Sizin ve Bay Bedford'ın komşum olmasına çok memnun olduğumu söylemek isterim.
Devo dizer que estou contente por tê-Ios como vizinhos.
Dün yan komşum kapıyı açtı ve karşısında bir adam vardı.
Ontem, a vizinha atendeu a porta e era um homem.
Ama hiç değilse komşum ve dostum olan insanlarι öldürmüyorum.
Mas não são meus vizinhos nem amigos.
Annemi, babamı hiç sevmedim, hatta hiç saygı bile göstermedim. ... ve komşumun karısına göz diktim... Ne zaman bir komşum olsa, ve onun da karısı olsa.
Nunca gostei dos meus pais, quanto mais respeitá-los ou honrá-los, e tenho cobiçado a mulher do vizinho, sempre que tive um vizinho, e sempre que ele tinha mulher.
Komşum yolladı. Tabakları uzatın.
Foi oferta da minha vizinha, por ajudar na pintura do portão.
Sevgili komşum.
Meu caro vizinho!
Bir komşum söylemişti.
Disse-me uma vizinha minha.
Bu tavrım, bir tek komşum Gatsby için geçerli değildir.
Apenas o meu vizinho, Gatsby, ficaria imune à minha repulsa.
Daisy, seni komşum Bay Jay Gatbsy ile tanıştırayım.
Daisy, apresento-lhe o meu vizinho, sr. Jay Gatsby.
O halde komşum değilsin.
Então não é meu vizinho.
Tanrım, sen de komşum Wally gibisin.
Meu Deus, é igual ao meu vizinho Wally.
Komşum beni görene kadar, burada kalabilir miyim?
Poderia ficar aqui até um de meus vizinhos passar por aí?
Kapı komşum Jenny'den müziği kısmasını rica ettim ama görünen o ki çok daha fazla gürültü olmaya başladı.
Eu pedi à vizinha do lado, a Jenny, para baixar o som e parece estar cada vez mais alto.
Bak, bence şöyle oldu : Florida'da olan komşum parti olduğu hissine kapıldı ve polisleri aradı.
Acho que foi o meu vizinho que está na Florida, sentiu que havia uma festa e chamou a polícia.
- "komşum olur musun?" - Bu herif de kim?
- Mas quem é este tipo?
Yeni komşum olmalısın.
Deve ser meu novo vizinho.
Sen yalnız benim komşum değilsin ya da yalnız yanımda değilsin...
Você não é só alguém vivendo um andar abaixo, está junto de mim!
Bu yüzden Juani'ye gittim Komşum kendisi. Orada biraz vakit geçirdim onun kızı ve komşum Cristal ile birlikte.
Estive ali um pouco a falar com ela e com a Vanessa e com a minha vizinha, Cristal.
Komşum içeri aldı. Seni giderken görmüş. Onun da gözü seni pek tutmamış.
Um vizinho disse que o viu a sair, mas também näo ficou convencido consigo.
O cinayeti komşum işledi, ve o bir vampir.
Foi o tipo que vive ao meu lado, ele é um vampiro.
Kendi kendime, komşum sevinsin, dedim.
Eu disse a mim mesmo : "Bem, vou fazer-lhe um favor."
Komşum olur.
- É mesmo? É minha vizinha.
Ve kaderin cilvesi yan komşum bu mükemmelliğe katkı sağIıyordu.
E, por acaso, a minha vizinha até era um bónus.
Kız arkadaşı üst kat komşum olan bir İngiliz... 1 sterlin 17 şilin 6 pensi benim için dolara çevirdi. Kitaplar için size 5,30 dolar borçluymuşum.
Um inglês, cuja namorada vive lá em cima, fez-me a conversão de uma libra e 17 xelins e meio... e diz que vos devo $ 5,30 pelos livros.
Komşum öldü!
O meu vizinho, morto.
Merhaba, komşum.
Olá, vizinho.
- Mutlu Aziz George günü komşum.
- Feliz dia de São Jorge.
Komşum! İnşallah torunun yakında sağlıklı ve mutlu döner!
Que a sua neta volte sã e feliz!
Komşum Mrs. Canter ve 10 yaşındaki oğluyla konuşuyorlardı.
Estavam a falar com a minha vizinha, Mrs. Canter e o filho de 10 anos.
Sadece... Bütün gün uyuyup, gecenin bir vakti arabasının motoruyla uğraşan komşum yüzümden kafam böyle.
É só... que esse idiota do meu vizinho que dorme o dia todo, e a noite ele fica a mexer no motor do carro.
- Beni iyi etmek için komşum hakkında yeterince veri olmadığını söylüyor.
Ele diz que não tem muitos dados sobre o vizinho para eu poder fazer algo.
Evet, komşum.
É vizinho, sim.
Komşum.
É o meu vizinho.
Eski komşum.
Ele foi meu vizinho.
Yeni komşum olman güzel.
Bom, é bom tê-lo como vizinho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]