English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lezzet

Lezzet Çeviri Portekizce

257 parallel translation
Lezzet katar.
Deve ser suficiente.
Eğer benim mutfağıma girecek olursanız, ağzınızı sulandıracak bir lezzet hazırlarken beni izlemenize izin vereceğim.
Se me acompanharem à cozinha, permitirei que assistam, enquanto eu arranjo um petisco para tentar o vosso palato.
Sadece bir Rahip, diğer bir Rahibe bu sırrı aktarabilir, size tüm söyleyebileceğim şu kadar ki... içinde ökseotu ve istakoz var, istakoz gerekli değil... ama iyi lezzet veriyor.
Tudo o que te posso dizer é que leva visco e lagosta. A lagosta não é precisa, mas dá gosto.
Gerçek lezzet.
Truly Scrumptious.
Bazı hayvanlar arasında ayaklar bir lezzet olarak görülür.
Os pés são considerados uma iguaria por certos animais.
Tütünün acılığıyla heyecan verici lezzet deneyimini mahvedeceksin.
Vai estragar uma bela experiência de paladar com o sabor do tabaco.
Alışılmadık bir lezzet, öyle değil mi?
- Tem um sabor invulgar, não tem?
Domuz pastırması lezzet katıyor.
As tripas de porco dão bom sabor.
Özenle elde edilmiş bir lezzet.
Tem de se aprender a gostar.
" Özenle elde edilmiş bir lezzet.
" Tem de se aprender a gostar.
Biraz lezzet vericilerden al.
Faz-te à estrada seis semanas. Vais habituando-te.
Kirsty, karmaşanda olgunluk, acılarında lezzet var.
Oh Kirsty, tão embrulhada na tua confusão, tão lasciva na tua dor.
Pek davetkar olmayan bu lezzet, pişirilmeden önce 1 saat buharda bırakılıyordu.
Primeiro, as tartes são vaporizadas durante uma hora.
Onlara bu yaban ısırganlı pudingi hazırladım. Lezzet katması ve bağırsaklarını temizlemesi için de organik katkı maddeleri ilâve ettim.
Preparei um pudim com bagas selvagens... e uns aditivos orgânicos para ficar delicioso e purificar-lhes os intestinos.
Biraz saygı General, Buraya lezzet testi için gelmedim.
Com o devido respeito, não quero uma prova.
Onur konuğum, Herr General Franze Otto Dietrich Düsseldorf'tan size özel bir lezzet.
Para meu hóspede de honra, Herr General Franze-Otto Dietrich, uma especialidade de Düsseldorf :
Biraz lezzet versin.
Um pouco de sabor.
Büyülü bir lezzet.
Mágicamente delicioso.
"Büyülü lezzet!"
"Mágicamente delicioso!"
O müthiş Billy Crystal lezzet katmazsa tabi ki.
A menos que o encantador Billy Crystal os apresente.
Çocuklar, 29.yıl şovumu kaçırmayın Figuran Mel`in klipleri şova harika bir lezzet katacak.
Hei miúdos, não se esqueçam de ver o programa do meu 29º aniversário... que vai incluir imagens como esta do Ajudante Mel, já com a pinga.
Lanet haftanın her günü lezzet testi yapar gibi kullanırım o Amsterdam malını.
E faço a Pepsi Challenge entre o meu cavalo e o de Amesterdão, - seja quando quiseres.
Evet, etiketi lezzet vaat ediyor.
Na embalagem promete bons resultados.
Evet, lezzet.
Sim... o paladar...
Hamburgerlere lezzet verirler ama ölüleri canlandırmazlar.
Sabem bem nos hambúrgueres mas não levantam os mortos.
Trunç kabuğu portakal suyu bir parça da papalla tohumu ekstraktı deneysel bir lezzet.
Casca de citra antrássica, sumo de laranja com apenas uma pitada de extrato de papaya... uma mistura experimental.
Lezzet ülkesine hoşgeldin.
- Bem-vinda ao mundo do sabor.
Beyler, lezzet ülkesine hoş geldiniz.
- Bem-vindos à terra do sabor.
Şimdiye kadar asimile ettiğim 47 milyar terakuat bilgi çeşitli konular içermekte olup, parçacık fiziği karşılaştırmalı insanımsı anatomi, warp alanı teorisi... ve Delta Çeyreği'ne ait lezzet aşçılığı konularıdır.
Até hoje já assimilei 47 bilhões de teraquads de informação de uma vasta variedade de assuntos, incluindo partículas físicas, comparações da anatomia humanóide, teoria de campo de dobra... e os prazeres da culinária do quadrante Delta.
Pazar gününe kadar halletmezsen, lezzet testine geçersin.
Se não os tiveres até Domingo, farás o teste do sabor.
- Kazanılmış bir lezzet gibi.
Parece um gosto já adquirido. Gosto adquirido?
Her ne kadar vanilya dünyadaki en popüler lezzet olsa da gerçek şu ki, çikolata hala en iyisi.
Ainda que o sabor mais popular do mundo seja a baunilha, o chocolate continua a ser o melhor.
Tuz ; hayatına her zaman lezzet katsın.
Sal, para a tua vida ter sabor.
Şöyle diyelim amcan yeni bir lezzet keşfetmiş.
Bom, digamos apenas que o teu tio a saboreou.
Kırmızı biber çok lezzet katıyor.
Este pimento vermelho faz toda a diferença.
Zamanla alışılan bir lezzet.
É um gosto adquirido.
İlgilendiğiniz bir lezzet miydi?
Gostaria de provar?
Kraker ile üzerinde ketçap bilirsin, lezzet için.
São bolachas com ketchup em cima para... tu sabes, para zest.
Yaptığım pastalara lezzet katabilir.
Isto pode realmente melhorar as tartes que tenho feito.
Ben yemeklerimin tadına bakmam, Ama dedikleri gibi "bütün lezzet damak tadındadır"
Para mim não têm sabor assim mas como se diz, cada gosto o seu paladar.
Bu rulo köfte gerçek bir lezzet senfonisi.
Mm! Este rolo de carne é uma sinfonia de sabores.
Bu dükkanda yıllardan beri lezzet testi yaparım.
Há anos que faço provas de comida neste estabelecimento.
Markette öpüşmek, Lezzet Günü kavramına yeni bir boyut açtı.
Beijos na loja. Dá outro significado a provar amostras na loja.
Hoş bir lezzet verir.
Eles dão-lhe um sabor agradável.
' Sanırım, lezzet olarak tatmin etmek manasında.
Acho que é para satisfazer o nosso apetite.
Herhangi bir hayvana zarar vererek yemeğinize lezzet katmamız mümkün mü acaba?
Podemos melhorar o seu jantar ao magoar um animal?
İntikam için harika bir lezzet.
O prato perfeito para a vingança.
Bu lezzet için.
Isto dá-lhe mais sabor.
Lezzet katıcılar?
O quê, intensificadores de sabor?
Sizi temin ederim ki, bir kaç yeni lezzet tatmaktan beni daha fazla mutlu edebilecek hiçbir şey yoktur.
É uma oportunidade antropológica única.
Mükemmel bir lezzet.
Muito bom aroma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]