Ls Çeviri Portekizce
34,233 parallel translation
Theresa, nasılsın?
Theresa. Como estás?
Naber millet? Programa hoş geldiniz. Nasılsınız?
Olá, pessoal, bem-vindos ao programa, como estão?
- Fiyatlar açılsın.
Mostre os preços.
Lanie, nasılsın?
- Lanie, como estás?
Nasılsın?
- Como está a sentir-se?
Nasılsın?
Como é que estás?
Nasılsın?
Olá, como estão?
Nasılsın?
- Olá. Como estás?
Nasılsın hayatım?
Como estás, querida?
Maya, nasılsın?
Maya, como estás?
Sadece aklını yitirdiği sanılsın istedim.
Só queria que parecesse louca.
- Nasılsın? - İyiyim.
- Como é que vais?
Sen nasılsın?
- Estou bem e tu?
Şu an nasılsın?
Como é que te sentes agora?
Yani nasılsın?
Então... O que se passa?
- Nasılsın?
Como estás?
- Sen nasılsın?
Como estás tu?
Nasılsın?
Como estás?
- Sen nasılsın?
- Como estás?
Nasılsın, cupkek?
Como estás a aguentar, docinho?
Nasılsın?
Como é que vais?
Siz nasılsınız?
Como é que vocês estão?
Sen nasılsın?
Como é que estás?
Nasılsın?
Como está?
Aile içi şiddetle ilgili asılsız hiçbir iddia gündeme getirilmeyecek.
Não haverá referência a alegações de violência doméstica sem provas.
- Nasılsın?
Olá, como é que estás?
- Teo, nasılsın? - Hey, merhaba Sam!
Teo, como estás?
- Nasılsın?
Como te sentes?
Şu anda, asılsız suçlamalarda bulunmuyorum.
Não, estou simplesmente a lançar acusações infundadas.
O akılsız fahişeleregitmek beni karşılaştırmak deme!
Não te atrevas a comparar-me com as tuas putas!
Bir cadının tılsımı.
O talismã de uma bruxa.
- Nasılsın?
Então, e como te estás a sentir?
Nasılsın?
Como te sentes?
Nasılsın?
Como vai?
Tanrım. Sırılsıklam oldum.
Estou toda molhada.
O, omurgadan yapılma ve demir bağla sarılı bir tılsım.
É um talismã feito de vértebras e ligado com ferro entrelaçado.
Dolls tılsımın yeriyle ilgili ne...
O que disse o Dolls sobre o talismã estar...
- Tılsımı bulana kadar olmaz.
- Só quando encontrarmos o talismã.
Tılsımı hayvan mezarlığına gömersem annemle babamın - kavga etmeyeceğini söyledi!
Se eu enterrasse o talismã no cemitério para animais, a mãe e o pai paravam de discutir.
O tılsımı bul!
Encontra o talismã.
Tılsımı oraya gömen bendim.
Fui eu que enterrei o talismã.
Selam, nasılsın?
Olá, como estás?
- Nasılsın?
- Como é que te sentes?
Zaman geldi. İşlemleri yapılsın.
Leve-os para serem processados.
- Selam, nasılsınız?
Olá. Como estás?
- Nasılsın dostum?
Como vai isso?
Sen nasılsın?
Como tens passado?
İyi bir işi, parlak bir geleceği var ve kılsız olarak suya hızlı girebilir.
Tem um futuro promissor e sem pêlos, nada mais rápido.
Nasılsınız millet?
Como é que estão todos?
- Nasılsın?
- Como é que estás?
- Nasılsın?
- Como vais?