English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ L ] / Lâfı

Lâfı Çeviri Portekizce

138 parallel translation
Paranın lâfı mı olur.
Esqueça isso.
Bak, Baba, lâfı geveleyip durmayalım.
Olha, Pop, não estejamos com rodeios.
Bu lâfın arkasında ne olduğunu göremiyecek kadar sezgim yok mu?
Acha-me tão insensível a ponto de não ver o que está a fazer?
Ben derim ki : Kuru lâfın anlamı yok!
Dígo-vos, que nada conseguimos com palavras!
Lâfımı ağzıma tıkıyorsunuz.
Estão a deturpar o que eu disse!
Arkadaşlarımın lâfına göre hareket etmekten nefret ediyorum.
Odeio ter de alinhar em tudo o que os meus amigos dizem!
- Elbette. Lâfını etmeye bile gerek yok.
- Claro, nem se pergunta.
- Kraliçe lâfı duyunca...
- Quando me falam de rainhas...
Başkasıyla iş görme lâfı etmedik.
Não falámos doutro tipo.
- Hindi vurmak lâfın gelişiydi.
- "Tiro ao Peru" é uma maneira de dizer.
Ve kulübe lâfı gelince ne kadar da utandım.
E fiquei mesmo envergonhado quando a palavra "caixote" surgiu!
Chris, bir balıkçının lâfının altında mı kalacaksın?
Chris, aceitas isto do pescador?
Bilmem ki, lâfın gelişi işte.
É uma forma de dizer.
- Lâfı nasıl getiriyorsun?
- Como podes dizer "de uma forma"?
Lâfını geri al!
- Medricas? Retira o que disseste!
"Sezinsel" lâfını kullanan insanlardan.
- As pessoas que diz "nicho".
O lâfı söylemeyi sevmiyorum.
Não gosto de dizer aquela palavra.
Sadece lâf olsun diye söylemiştim.
Apenas disse por dizer.
Kimse de onun hakkında kötü bir lâf etmedi.
E nem que qualquer um tenha falado mal dele!
İşimi sorgulamandan, bir sürü lâf etmenden bıktım.
Estou cansado que questione o meu trabalho, insultando o meu nome.
lâf ebesi, yalancı ve sahtekâr.
um fala barato, mentiroso e falso.
Lâf dinle Hansen...
Oiçam o que aqui o Hanson vos vai dizer.
Bu kadar lâf yeter. Yüzbaşı, disiplin kuracaksa kabul ediyorum.
Chega de conversa, se o Capitão mantiver a disciplina, eu concordo.
Lâf, bebeğim!
Bolas, rapariga!
Lâf.
Bolas!
Ve bir de limon sıkın... " Lâf.
Fique à vontade.
Seninle bir kaç lâf... -... etmek istiyorum.
Venha, quero ter uma conversinha consigo.
Acaba bana 10 dolarla ilgili bir lâf eder mi?
E se ela me pede os $ 10?
Seni almayacaklarından korkuyorsun oraya ait olamadın diye lâf atıyorsun.
Tens medo que não te aceitem, portanto, tens de dizer mal.
Arkadaşımı tanımıyorsun, hiçbir arkadaşımın yüzüne bakmıyorsun onlarla iki lâf etme nezaketini bile göstermiyorsun.
Não conheces os meus amigos, nem te dignarias a falar com eles!
O zaman Pamela Wells neden benimle iki çift lâf etmiyor?
Então porquê a Pamela Wells fala tão pouco comigo?
"Bana bir fıçı ver, ahbap" deyip, başka lâf etmiyorsun. Sonra da parasını ödüyorsun, bu yüzden soygun olmuyor.
Entras sem dizer nada e pedes um barril de cerveja, e pagas.
Seninle iki lâf etti.
Ela sempre disse-te algumas palavras.
Daha tumturaklı lâf bulamadın mı?
É o melhor que te ocorre?
Sana iki çift lâfım olacak.
Gostava de ter uma palavrinha consigo, pode acreditar.
Bu sefer lâfına dikkat et.
- Cuidado com a língua desta vez.
Biraz demode bir lâf olacak ama yasadışı değil mi?
E sei que parece antiquado, mas não é ilegal?
Ağzımdan lâf almak için böyle söylüyorsunuz, Lordum.
- Dizeis isso querendo sondar-me.
lâfımı ciddiye alın.
Não iria ser uma boa esposa.
Lâf aramızda, haklıydı.
Sem mais nem menos. A propósito, ele tinha razão.
Ama korkunç şeylerden lâf açılmışken karımı ele alalım.
Mas... Mas... falando de coisas terriveis... A minha mulher...
Bana sorarsanız lâf kalabalığı.
Na minha opinião, demasiado floreado.
Ne biçim lâf o öyle.
Isso é coisa que se diga?
Lâf aramızda Peter, Colomb Amerika'yı tesadüfen keşfetti. Vay!
- Ele descobriu a América por engano.
Lâf!
Palavra!
Lâf!
Mas depois, quando o Jack lhe deu aquele murro aqui ficou tudo, tipo... Palavra!
He! Ama Jack sanki şöyle, "Lâf, gel bakalım şöyle."
Mas o Jack está, tipo, " Palavra!
Lâf! Lâf!
Palavra!
- Lâf!
- Palavra!
- Lâf! O batakhane adamı tribe sokar!
Aquela junta é o negócio bombástico!
Lâf olsun diye konuşmuyorum.
Eu não tenho só a treta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]