English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ M ] / Mare

Mare Çeviri Portekizce

1,519 parallel translation
Haydi, Mare ayıcığı.
Vá lá, "Mare Bear".
Dinle!
Mare!
Güvenliği arama.Sakın korkma.
Ouve, Mare. Não chames a segurança.
Ayağa kalk, Mare. Devam et.
Levanta-te, Mare.
Mare, sevgili karım.
Mare, minha noiva linda
Mare Island.
Mare island.
Mare Island.
Mare Island.
Mare Islandf.
É a Mare Island.
Mare Island'dan biriyle çıktı mı hiç?
Ela alguma vez saiu com alguém de Mare Island?
Sanırım kısa bir süreliğine Mare Island'da çalışmıştı.
Penso que ele trabalhou em Mare Island durante uns tempos.
Çıktığımda, Mare beni Silvana'nın yerine götürecek.
Quando sair daqui amanhã, a Mare vai levar-me a casa da Silvana, a viúva do Raseta.
Şunu gelgit getirmemiş ama.
A maré não trazia aquilo.
- Deniz bilimciler öğleden sonra bir tsunaminin Miami'yi vuracağı tahmininde bulunmuştu. Yüksek kesimlere çıkmadan önce depolarını doldurmak isteyenler kuyruk oluşturdu.
Oceanógrafos prevêm que uma oscilação imensa de maré ou um tsunami atingirão Miami Beach no final da tarde longas filas em todas as bombas de gasolina nas áreas costais para atestar os depósitos antes de rumar a terras mais altas.
Vay canına! Deniz çekilmiş.
Ena, mas isso é uma maré baixa.
Şansım açık.
Estou em maré de sorte.
- Deniz bilimciler öğleden sonra bir tsunaminin Miami'yi vuracağı tahmininde bulunmuştu. Yüksek kesimlere çıkmadan önce depolarını doldurmak isteyenler kuyruk oluşturdu.
Oceanógrafos prevêem que uma oscilação imensa de maré ou um tsunami atingirão Miami Beach no final da tarde longas filas em todas as bombas de gasolina nas áreas costeiras sapo asais para atestar os depósitos antes de rumar a terras mais altas.
Cezirde anafor etkisi oluyor.
A maré faz um remoinho.
El sallarken, Susan'ın şanssızlığının devam etmesinden korkuyordu.
Quando se estava a despedir, ela receou que a maré de azar de Susan continuasse.
Bak akıntı ne getirdi.
Olha o que a maré trouxe.
- Bence uğursuzluk var.
Acho que estamos numa maré de azar.
- Ya kötü şans varsa?
E se estivermos numa maré de azar?
- Dolandırıcı uğursuzluğu mu?
Estás a falar da maré de azar dos vigaristas?
- Sonsuza kadar kötü şans.
E ficaremos na maré de azar para sempre.
- Kötü şans kalktı.
- A maré de azar foi-se?
Bu gece harika bir şansınız var.
Está a ter uma grande maré de sorte esta noite.
Mare!
Mare!
İyi bir seri yakalamıştın.
Essa foi uma maré de sorte.
Montecito tarihinin en çok kazanını oldun.
Estás na maior maré de sorte da história do Montecito.
Biliyor musun, Jordan? Bence az önce Vegas şansım başladı.
Acho que a minha maré de sorte em Vegas começou.
Dalgalar sahile yaklaşıyor.
A maré tem subido pela praia.
Su seviyesi yükseliyor.
A maré está a subir.
Adamım, bu kadar iyi gittiğin için özür dilemene gerek yok.
Meu, nunca tens de te desculpar por estares numa boa maré.
Şimdi dalgalara kapılıp denize sürükleniyormuşum gibi geliyor.
Agora sinto que fui apanhada pela maré e puxada para o alto-mar.
Alışılmışa karşı çıkmaya Kafayı sıyırmaya
Ao remar contra a maré A ficar maluco
- Havva " nın laneti. Kızılcık şerbeti.
- A maldição da Eva. "A maré vermelha".
Talihsiz bir dönem geçirdim.
Tive uma maré de azar.
Hala canla başla mücadele ediyorlar ve hala iki tarafın da kazanma şansı oldukça yüksek
O marcador continua por abrir. Prevalece a igualdade a zero. Mas aí vem a Inglaterra mais uma vez, como uma grande maré azul.
Senin için akıntıyı bile Değiştirmeye çalışırdım biliyorsun...
Para ti eu sei Que até tentaria mudar a maré
Carl Denham hiç umurumda değil. Su tekrar yükselene kadar bu geminin yüzecek durumda olmasını istiyorum!
Quero lá saber do Carl Denham, quero é este barco pronto para flutuar na próxima maré alta.
Hayır, hayır, hayır. Sadece akıntı biraz yüksek.
Não... é só a maré-cheia.
Akıntı başladığında, kendini kurtarmak için gücü yetmemiş.
Quando a maré chegou, ela teria sido incapaz de se ajudar a si mesma.
Roy'un antikalıkları kendini kaybetti yine öfke zıvanadan çıktı çılgın
As palhaçadas do Roy treinador louco maré de derrotas raiva de novo perdeu a concentração louco
Sonra konuşuruz. Zamanımız sınırlı. - Gelgitler başlamadan adaya ulaşmamız gerekiyor.
Bom, bom... temos que chegar à ilha antes de que a maré suba.
- Gelgit mi?
A maré?
Gelgitin bitmesini beklememiz gerek, o zaman gidebiliriz.
Temos que esperar que a maré baixe para nos podermos ir embora.
- Sana bahsetmiştim her öğleden sonra köprüden gelir.
Eu já lhe falei da maré. De tarde, o mar cobre a ponte. Estão aqui presos.
Baba'nı duydun değil mi, NewYork'tayız bu bir şans.
Teremos a reunião com os investidores em Nova Iorque, nossa maré é de sorte.
Bir arabayı yan yan yürütmek anlamsızdır.
É inútil remar contra a maré.
Sular çekilmeye başladı, Kaptan.
Perdemos a maré, Capitão.
- Dalga dönene kadar olmaz.
Não até que a maré suba.
Tuhaf hikayelere bayılırım zaten.
Ando em maré de histórias bizarras.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]