Martijn Çeviri Portekizce
38 parallel translation
Martin, uzaktayken ona göz kulak olacağın için teşekkür ederim.
Gavin, quero agradecer-lhe por cuidar do Martijn enquanto está fora.
Martin, sen misin?
Martijn, é você?
Martin!
Martijn!
Martin, benim!
Martijn, sou eu!
Ama endişelenmen gereken başka şeyler var Martin.
Devia estar preocupado com outras coisas, Martijn.
Bilmeni isterim ki, seninle oynamak benim için bir zevk Martin.
Tenho de lhe dizer que é um prazer jogar consigo, Martijn.
Kusura bakma Martin.
Perdoe-me, Martijn.
Seni becermek istediğimi mi düşünüyorsun?
Acha que o quero foder, Martijn?
Biliyor musun Martin? Çok iyi İngilizce konuşuyorsun.
Sabe, Martijn, fala muito bom inglês.
- 8 saniye Martin.
- Oito segundos, Martijn.
Martin, bak bayrağın düştü.
Martijn, esgotou o seu tempo.
Sakin ol Martin.
Calma, Martijn.
Martin, şunu anlamalısın. Bana yalan söylenmesine dayanamam.
Martijn, tem de compreender que detesto que me mintam.
Ve artık Martin, ben de biliyorum.
E agora, Martijn, eu também sei.
- Biliyor musun? Sen çok değişik bir adamsın.
- Sabe que é muito misterioso, Martijn.
Martin, bana gerçeği ne zaman söyleyeceksin?
Martijn, quando me vai contar a verdade?
İnan çok üzgünüm, Martin.
Lamento muito, Martijn.
Bana elini ver, Martin.
Dê-me a sua mão, Martijn.
Gerçek Martin ortaya çıktı.
O verdadeiro Martijn está a emergir.
Çok üzgünüm Martin.
Lamento, Martijn.
Haydi ama Martin.
Vá, Martijn.
Böyle şeyler nasıl insanlara yapılır Martin?
A que tipo de pessoas é que isto acontece, Martijn?
Onlar seni unutmuş Martin.
Esqueceram-se de si, Martijn.
Hangi insanlardan söz ediyorsun?
De que povo está a falar, Martijn?
Pekala Martin, bu ilgi çekici bir teori.
Sabe, Martijn, é uma teoria interessante.
- Paranı istemiyoruz, Martin.
- Não queremos o seu dinheiro, Martijn.
- Bu telefon görüşmesini neden yaptın?
- Por que fez aquele telefonema, Martijn?
Bu senaryodan vazgeç!
Pare com essa fantasia, Martijn.
Anlasana, Martin. Bunların bir sebebi var. Hem de iyi bir sebep.
Compreenda, Martijn, que há uma razão para tudo isto, uma razão muito boa!
Sen kandırıldın Martin.
Foderam-no, Martijn.
Sen daha çocuksun, Martin.
Porque é um garoto, Martijn.
Dostlarımız olsalardı Martin, ben kim olduklarını bilirdim.
Se fossem nossos amigos, Martijn, eu saberia quem eram.
O halde söyle Martin.
Então, diga-me, Martijn,
İşte ben de tam olarak bunu anlamaya çalışıyorum.
É exactamente o que tento descobrir, Martijn.
Eğer Martin isimleri biliyorsa, o da sistemde demektir.
Se o Martijn souber os nomes, Ahmat, tem de fazer parte da rede.
Teşekkür ederim, Martin.
Obrigado, Martijn.
Benim adım Martijn, ben bir kadın mıknatısıyım ve ardından da kadına yapışırım.
"Chamo-me Martijn, sou um íman" E depois encosto-me a ela.