English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ M ] / Mümkün

Mümkün Çeviri Portekizce

21,936 parallel translation
Spor salonuna gitmeyi planlamamış olması da mümkün.
E é possível que não tencionasse ir ao ginásio.
Ona kız arkadaş demek pek de mümkün değil. İlişkinin başarılı olduğunu söylemek de hiç mümkün değil.
Seria difícil chamar-lhe namorada e mais difícil ainda dizer que o relacionamento fora um êxito.
Yani, Kendall'ın benim ulaştığım detaylara ulaşabilmesi mümkün değil.
É impossível a Kendall ter acesso aos detalhes que eu tenho.
Kendini oyuna getiriyorsun ve o da bunun mümkün olduğuna inandırıyor seni!
Estás a expor-te, e ele está a manipular-te de que é possível!
Ve bu erkekle neden mümkün olamayacağını da.
E porque ele não pode ser esse homem.
Sence kafanın caddede yuvarlanıp kanalizasyona düştüğünü hayal eden biriyle sonunda aranın düzelmesi mümkün mü sence?
Achas ser possível acabar bem com alguém cuja cabeça imaginas a rolar rua abaixo até parar num esgoto?
Sence bu mümkün değil mi yani?
Acha que isso não é possível?
Evet, tabii ki ikisini ayırmak mümkün.
Sim, é claro que é possível separar os dois.
Dudaklarını öper gibi yaralarını öpecek kolay olmasa bile yanında duracak biri olacak ama yaklaşmak mümkün olmadığında bunu hak etmediğini mi düşüneceksin?
Alguém que beija as suas feridas da mesma forma como beija os seus lábios, que está ao seu lado, não quando é fácil, mas quando é quase impossível, pensar que não é merecedora dele?
Bunu söylemenizi mümkün kılan nedir?
Quer dizer, o que estão eles a expressar?
Bunun mümkün olabileceğini görmüyorum gerçekten.
Não vejo como.
Biz mümkün olduğunca çok araştırma yapmak diğer terapistlerin neler yaptığını görmek istiyoruz.
Nós só estamos a fazer o máximo de pesquisa possível, ver como outros terapeutas o fazem.
Hepimizi buradayız çünkü mümkün olan en iyi partnerler olmak istiyoruz.
Estamos aqui porque queremos ser o melhor parceiro possível.
- Bu nasıl mümkün olabilir ki...
- Como pode...
"Beni sevmesi nasıl mümkün olabilir ki?"
"Como pode ser possível ela amar-me?"
Toplinler'e mümkün olduğunca çabuk ihtarname göndereceğiz.
Nós vamos enviar uma carta intimidatória aos Toplins o mais depressa possível.
Mutluluk ve huzur içinde yaşanacak mutlu ve kalıcı bir evin temelini yalnızca aşk, güven ve sadakatle mümkün kılınabileceğini hatırlamaya söz veriyor musunuz?
Vocês, se comprometem a lembrar que o amor, confiança e lealdade prevalecerá como fundação para um lar feliz e duradouro, que se encherá de alegria e permanecerá em paz?
Bu mümkün değil.
Não é possível.
Harekete geçip bunu mümkün hale getirene dek söyleyecek başka bir şeyim yok.
Bem... até que se mexa e torne isso possível, não tenho mais nada a dizer-lhe.
Senin yüzünden geç kaldık. Mümkün olduğunca çabuk geldim.
É a minha cirurgia e estás a atrasar-nos.
Hayır, mümkün.
- Não, é possível.
Hayır, senin için mümkün değil.
Não, para si.
Her şeyin mümkün olabileceğine ve bardağın yarısının boş olması gerekmediğine inanır.
Que tudo é possível, e que o copo não precisa de estar sempre meio vazio.
Fakat kendi başıma yapmam mümkün değil.
Quer dizer, nunca... Não vou conseguir fazer isto sozinho.
Hayatım boyunca yemek olarak gördüğüm bu hayvanları yetiştirmeye karar verdiğimde gerçekten mümkün olabilecek en iyi şekilde yaşamalarını ve doğal olabilmelerini istedim.
Quando decidi que poderia criar os animais que tinha salvado toda a minha vida para servirem de alimento, quis ainda mais que eles tivessem a melhor vida possível e que fossem eles próprios.
Bu yüzden İlk Jenerasyon'un mümkün olduğunca kısa sürede çocuk sahibi olmasına ihtiyacımız var.
É por isso que temos de encorajar a Primeira Geração a ter filhos o mais rapidamente possível. Eu compreendo isso.
Mümkün olduğunca çabuk. Olmaz.
- O mais depressa possível.
Seçilen kişileri mümkün olduğunca çabuk buraya, Dağ'a getirmeliyiz.
Temos de trazer os que foram seleccionados para aqui, para a Montanha, o mais depressa possível.
Senin yüzünden ailemin her şeyini kaybetmesine göz yummam mümkün değil.
Nunca deixarei que a minha família perca tudo por tua causa.
Bu nasıI mümkün olabilir?
Como é que isso é possível?
Fakat her daim onun mümkün olduğunca iyi gözüktüğünden emin olmanız lazım... ve komedinin nerede olduğuna dair ikisi arasındaki bağı görmek mümkün olsun.
Mas temos de a fazer sempre o melhor possível e é aí que está o efeito cómico, no contraste entre ambos.
Mümkün olduğunca yeraltında kalmalı ve şehri mümkün olduğunca hızlı geçmeliyiz.
Temos de ficar no subsolo o máximo possível. E atravessar o mais rápido possível.
Sonunda, çünkü I'm edecek gitmek mümkün olmayabilir.
Porque, daqui a nada, eu não vou conseguir continuar.
Mümkün bir şey.
- É possível.
Askerlerden mümkün olduğunca uzakta.
Para o mais longe possível dos soldados.
- Ve bana güvenirsen, bu mümkün.
E, se confiares em mim, isso pode acontecer.
Mümkün olan tüm yardıma ihtiyacımız var ve Mose özel fondan bir bağış alıyor.
Precisamos de toda a ajuda que consigamos obter, E o Mose habilitou-se a um tipo de subsídio com financiamento privado.
Mümkün değil.
Quer dizer, nenhuma, por isso...
Tekrar söylüyorum, elimde kalan pelvisle bunu yapmam mümkün değil.
Estou a dizer que, com a pélvis que deixei, literalmente não posso fazê-lo.
Tabii ki benimle New York'a gelmeni isterim am bu mümkün değil.
E claro que quero que venhas para Nova Iorque comigo, mas é impossível.
- Bu mümkün değil.
- Isso é impossível.
Bilmemiz mümkün değil.
Não há maneira de saber
Onun için aynı şey mümkün değilken senin döndüğünü görmek?
E ver-te de volta quando ele não voltou?
- Mümkün değil.
É impossível.
Bakar mısınız memur bey, telefonların saat 10'a kadar açılmadığını biliyorum ama acaba bir telefon konuşması yapmam mümkün mü merak ediyorum?
Desculpe, agente? Sei que os telefones só abrem às 10 horas, mas queria saber se é possível fazer uma chamada. - Vai para a fila e come o pequeno-almoço.
- Hayır mümkün değil, seni listeye eklettim.
Coloquei-te naquela lista.
Bunun mümkün olmadığını biliyoruz.
Ambos sabemos que isso não é possível.
Mümkün.
É possível.
Bu mümkün değil.
- Isso é impossível.
Mümkün değil, marijuana içmeyeceğim.
- Nem pensar.
Bu nasıl mümkün olabilir?
Como é que isso é possível?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]