Müsadenle Çeviri Portekizce
106 parallel translation
Müsadenle.
Com a sua permissão.
- Müsadenle.
- Se fizerem o favor.
Müsadenle Baldrick?
Dás-me licença, Baldrick?
- Hah! Müsadenle, Süslü Püslü.
Desculpe, Frou-Frou.
Şimdi, müsadenle şekerciğime akşam yemeği hazırlamam lazım.
Agora, se me dás licença, tenho de preparar o jantar para o meu torrãozinho.
Müsadenle!
Com licença.
Hepsi aynı.Al. Şimdi müsadenle..
São todos iguais. Toma. E agora, se nos dás licença...
Müsadenle.
Com licença.
Müsadenle şunu tam anlayayım.
Deixa-me ver se percebo :
- Müsadenle...
- Importas-te que...?
Müsadenle doğru isim olup olmadığını kontrol edeyim.
Deixe-me... Deixe-me verificar se tenho o nome certo.
Müsadenle... rahatsız etmek istemem..... ama bir şekilde Neil'in telefon numarasını almam mümkün mü?
- Não quero parecer intrometido, mas... será possivel ter o número de telefone dele?
Müsadenle çıkmadan önce mesajlarımı kontrol edeyim.
Deixa-me ver se tenho mensagens antes de irmos.
Müsadenle mesajlarımı kontrol edeyim.
Deixa-me só verificar as mensagens.
Müsadenle sana bir soru soracağım.
Deixe-me fazer-lhe uma pergunta.
- anne, müsadenle.
- Onde diabo está ele?
Müsadenle oturabilir miyim?
Posso sentar-me?
Müsadenle, katlanmam gereken birkaç konuşma var.
Dás-me licença? Espera-me uma conversa enfadonha mas necessária.
Müsadenle ifade edeyim ki, Bay D ile yapılan anlaşma ihlal edilemez.
Mas deixe-me dizer-lhe, não se quebra um acordo com Mr.D.
Senden bir Rock efsanesi yaratacağım, her şeyin olacak, her istediğine sahip olacaksın, müsadenle göstereyim.
Vou fazer de si uma lenda de Rock, tudo será seu, tudo o que você sempre quis, deixe-me mostrar-lhe.
- Müsadenle.
- Tenho de ir.
Müsadenle hayatım.
A primeira coisa a fazer é pôr a chaleira ao lume. Ora bem, jóia...
Müsadenle, Sa Rang.
Dá-me licença, SaRang.
Müsadenle, Kızlar tuvaletine gitmeliyim.
Desculpa-me tenho de ir á casa de banho!
- Hey, müsadenle sana bir soru sorayım.
- Deixe-me fazer uma pergunta.
Bir saniye müsadenle Kusura bakma Evet.
- Dás-me licença um segundo? - Sim.
Simdi müsadenle, Bijjan Miya.
Tenho que ir embora agora, Sr. Bijal.
Müsadenle dostum.
Com licença.
Müsadenle, şu geride kalanlar hakkında sana bir şey söyleyeyim.
Deixa-me dizer-te uma coisa. Sobre aqueles que são deixados para trás.
Müsadenle.
Desculpa.
Müsadenle Raylene.
- Dê-nos licença, Raylene.
Şimdi müsadenle, gidip arabayla oğlumu alacağım, ve bu kanlı paranın son damlasını yasal olarak bayan Alan Harper'a, ve kısa bir süre sonra bayan Herb Melnick'e vereceğim. Allah ruhuna merhamet etsin.
Agora, se me dá licença, vou buscar meu filho, e entregar esse último dinheiro suado para a ex Sra. Alan Harper que logo será Sra. Herb Melnick, que Deus tenha piedade de sua alma!
Müsadenle.
Com licença. Sim, pá.
Müsadenle.
Licença.
Özür dilerim, müsadenle.
Desculpem, com licença.
Müsadenle.Çok özür dilerim.
- Com licença.
Tamam. Müsadenle.
Com licença.
Şimdi müsadenle.
Desculpe-nos.
Müsadenle şimdi yemeğe dönmeliyim. Bunu daha sonra konuşuruz.
Tenho de voltar ao meu jantar, continuamos esta conversa depois.
Aslında, yakalamayı düşünmen lazım - müsadenle... aslında tam boğazından yakalamayı düşünmen lazım.
Devias tentar apanhá-los... com licença... devias tentar apanhá-los na zona da garganta.
Sevgilim, müsadenle.
Querida, com licença.
Müsadenle.
Dá-me licença.
Adamım, müsadenle, yoksa gitmeliyiz.
Amigo, isto é uma merda, Vamo-nos.
Müsadenle, Rogue.
Com licença, Vampira.
Müsadenle, Sonia.
Perdoe-me, Sonia.
Müsadenle... - Bakabilir miyim?
- Posso dar uma olhadela?
Müsadenle.
Posso?
Müsadenle yardım edeyim.
Deixa-me que te ajude.
Müsadenle.
Se me dá licença.
Müsadenle.
Dá-nos um momento.
Müsadenle.
Desculpa?