Ne vardı Çeviri Portekizce
5,278 parallel translation
Ben makine ne vardı bilmiyorum.
Não sei o que aconteceu. A máquina deve ter algum problema.
Benim yapamayıp onun yaptığı ne vardı?
O que é que ele fez que eu não faço?
Ne vardı orada?
O que havia lá dentro?
Videoda ne vardı ki?
- O que é que continha a gravação?
Ne vardı?
O que é?
- Evet, ne vardı?
Sim, o que é?
Tanrı bilir başka ne vardı orada.
E só Deus sabe mais o quê.
Peki resmiyle ilgili bu kadar acil ne vardı da almak için buraya gizlice girmek zorunda kaldın?
Eo que era tão urgente sobre sua semelhança. Que você teve para quebrar aqui para adquiri-lo?
Poşetlerde ne vardı?
O que estava nos sacos de compras?
Hayatımın 12 yılında gerçek olan ne vardı?
Os primeiros anos da minha vida? Alguma coisa daquilo foi real?
- Öyle mi? Ne vardı?
O que havia nele?
Görüntüde ne vardı?
O que havia nele?
Ne vardı?
O que queres?
- Aklında ne vardı?
- Em que é que estava a pensar?
Beni bunca yol getirtecek kadar önemli ne vardı?
O que é tão importante para me fazeres vir até aqui?
Bundan ne çıkarı vardı?
Que tirava ele disso?
Sen ne zaman bir şeyin farkına vardın ki, Wendy?
Quando você ouvi qualquer coisa, Wendy?
Fakat dönüş yolunda, konuyu düşünmeye başladım ve şu sonuca vardım : " Bu kadar büyütülecek ne var?
- Mas quando vinha a conduzir, comecei a pensar naquilo, e pensei, que mal é que tem?
- Ne oldu? - Orada biri vardı.
O que e?
O kızda ne mal vardı be.
Que prateleira que ela tinha, não era?
Genç ve yetenekli Isaac, 1661'de Cambridge Üniversitesi'ndeki Trinity Koleji'ne girdi. Fakat burada oldukça kötü bir öğrenciydi. Ne arkadaşları, ne de ona yakınlık gösterip destek çıkan bir ailesi vardı.
Em 1661, o talentoso Isaac entrou para o Trinity College na Universidade de Cambridge onde foi regularmente um péssimo aluno, sem amigos, ou amor da família que lhe desse algum aconchego ou encorajamento.
Ancak ne yazık ki, bir sorun vardı.
Infelizmente, havia um problema.
Henüz ne bu muazzam sele tanıklık edecek ne de ortaya çıkardığı güzelliğe hayran olacak insanlar vardı.
Ainda não havia nenhum humano para testemunhar este enorme alagamento, nem para admirar a beleza que isto originou.
- Orada ne işin vardı evlat?
O que estavas a fazer ali em baixo, rapaz?
Bugün güzel bir yürüyüş oldu. Hiç dayak ya da taciz olmadı. Ne molotoflar ne de çok fazla faşist vardı.
Foi boa a manifestação, houve pouca pancadaria e insultos, praticamente nenhuma suástica...
Buraya gelmelerine ne gerek vardı?
Mas virem cá porquê?
Alt güvertede ne yapıyordu? Alt tarafta ne işi vardı?
- O que é que ela lá estava a fazer?
Başka ne şansım vardı ki?
Que opção me deram?
- Güvenlik görüntülerinde ne vardı?
- O que mostra a videovigilância?
- Gaffney'de de öyle sıcaklar vardı ama o zamanlar klimanın ne olduğunu bilmiyorduk biz de yaz ayının berbat olduğu gerçeğini kabullendik.
Fazia calor assim em Gaffney, mas não sabíamos o que era ar-condicionado, então apenas aceitávamos o fato de que o verão era terrível.
Evet, bu aslında sıfır gün ne vardır.
É o que os Dias Zero são.
Ne yazık ki, sadece BMD yetenekli gemiler Japon Denizi, vardır GLONASS koordinatlarını değiştirmek için sıfır gün kullanamazsınız, biz eğer Tamam, biz başka ne yapabiliriz? Kuzey Kore izliyor.
Infelizmente, os únicos navios antimíssil da Marinha estão no Mar do Japão, a vigiar a Coreia do Norte.
Kedisi vardı. Aslında kediye ne olduğunu bilmiyoruz.
- Não sabemos o que se passou.
- Ne anlamı vardı ki?
Para que é que serviu?
Janine? Bundan ne zamandır haberin vardı?
Há quanto tempo é que sabes?
Ne olursa olsun kaybolmaların açıklaması vardır. Genellikle...
Os desaparecimentos, afinal, têm explicação... geralmente.
Yani ne işiniz vardı orada?
Porque é que lá estava?
Ama kuvvetli bir kokusu vardı. Ne gibi?
- Mas tinha um odor forte.
Çünkü bir sefer kınandıktan sonra bir daha devam etmenin ne anlamı vardır ki?
Porque quando és exilado, qual é o objectivo de seguir em frente, entendes?
Benim evimde ne işiniz vardı?
- E o que faziam na minha casa?
Burada geliştirdiğimiz gizli teknolojilerin yabancı kimselerin eline ulaşıp ulaşmadığını bilmek istiyordu. Sen ne dedin? Ben ulaşmadığını söyledim ama her zaman sızıntı ihtimali vardır.
Queria saber se alguma das tecnologias secretas desenvolvidas aqui tinham aparecido em mãos estrangeiras. há sempre uma ou outra fuga de informação.
Sabah 6'da ne işin vardı?
O que estavas a fazer a pé às seis da manhã?
Ne gerek vardı...
Não precisavas...
Doğru, ama eski kumandanın hala sahip olduğu ne kadar gücü vardır?
Sim, mas quanto poder o anterior ainda tem?
Ama bu temelde ne var atmosferi yükleniyor Bu yüzden bu sera etkisi Isı nerede tuzak oluyor Ve sıcaklıklar yükselen vardır Var hiç bir oranda Dünya tarihinin.
Basicamente, é isso que está a carregar a atmosfera, daí termos o efeito de estufa, onde o calor fica preso e as temperaturas batem recordes jamais vistos na História da Terra.
Çoğunlukla ne buldum kampanyaları vardı plastik torbalar ve çöp ile ilgili Ama hayvan tarım hakkında hiçbir şey.
Vi, sobretudo, campanhas sobre sacos de plástico e lixo, mas nada sobre produção animal. FUNDAÇÃO SURFRIDER Director Ambiental
Ne yazık ki sadece I.9 milyar vardır ABD'de dönüm'lower48 devletler.
Infelizmente, só existem 809 milhões ha em 48 estados dos EUA.
Ben ne yapıyorum? Belki öfke sorunların vardır.
Talvez tenha problemas com a raiva. Não foi a última vez que me viste, tartaruga.
Bunun içinde ne işin vardı?
O que estás aqui a fazer?
Kimi hastalarımızda vardır, ne zaman ayaklandıklarını bilelim diye.
Alguns residentes têm-na para sabermos quando estão em movimento.
Seçmeler oldukça iyi gitti. Bunu kutluyorduk, saatin ne kadar geç olduğunun yeni farkına vardım.
Eu estive... a celebrar e perdi a noção das horas.
vardı 193
vardır 53
vardık 38
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20
vardır 53
vardık 38
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var ki 145
ne var bunda 130
ne var ki bunda 23
ne var orada 75
ne var burada 20