Nono Çeviri Portekizce
530 parallel translation
" Bölüm Dokuz.
" Capítulo Nono.
- Vagon dokuz, onbirinci kompartıman, sadece kocam.
- Nono, compartimento onze.
Vagon dokuz, kompartıman onbir. Bu taraftan lütfen.
nono carro, compartimento onze. me siga, por favor.
Vagon dokuz, kompartıman onbir.Teşekkürler.
nono carro. Compartimento onze. Obrigado.
Neyse ki, 9. dük, vefatından evvel bankadaki tüm hisselerini bana bıraktığını vasiyet edecek zamanı bulabilmişti.
O nono Duque deixara um testamento legando-me a sua parte no negócio.
Üçüncü ayın dokuzuncu günü yani.
O nono dia do terceiro mês.
Seninle dokuzuncu ayın üçüncü günü evleneceğime söz kesiyorum Stephen.
E sempre o lembrarei. Prometo casar-me contigo Stephen no terceiro dia do nono mês... se ainda me quizeres.
Dokuzuncu günün sabahı...
Na manhã do nono dia...
Dokuzuncuya 236 + 1.008.
236 + 1.008 para o nono.
Sert hava nedeniyle Washington'un tahliyesine dokuzuncu günden önce başlanamadı.
Devido ao violento tempo, só no nono dia se pôde tentar a evacuação de Washington.
Mizanhausen altıncı yerde, 19... Çok zor.
O Mizanhausen está no sexto lugar com o décimo nono... é muito difícil.
Kamu parkında dokuzuncu delikte idim.
Estava no nono buraco do parque...
- 7.ydi. - 8 ve 9.'yu ne zaman?
- Ele foi o sétimo. - E pensa num oitavo e nono?
" ve dokuzuncu Fransız Alayı...
" e o Nono Exército Francês...
Ciro, Bay Traversi'deki işini bıraktı. Akşam kurslarından diploması olduğu için Alfa Romeo onu işe aldı.
O Círo já não trabalha no Traversí, encontrou emprego na Alfa Romeo, porque conseguíu fazer o nono ano.
Bu, ekspres asansör, hanımefendi.
Este é um elevador expresso, Senhora, para o nono andar.
Bir alış-veriş mağazasında, dokuzuncu kata ekspres asansör... Bayan Marsha White'ı en olağan, alelade, sıradan bir işi için taşıyor.
Um elevador expresso para o nono andar, duma loja de variedades, transportando a menina Marsha White para uma prosaica e comum viagem para cima.
Dokuzuncu kat!
Nono andar.
Bayan Marsha White dokuzuncu katta... Özel Ürünler Bölümünde altın yüksük arıyor.
Menina Marsha White no nono andar, departamento de especialidades, à procura dum dedal de ouro.
Altın yüksüğü dokuzuncu kattan aldığı saçmalığını anlatıyor.
Ela tem uma história idiota de ter comprado o dedal de ouro no nono andar.
Bay Armbruster... Eminim hanımefendiye bu mağazada dokuzuncu kat olmadığını söylemişsinizdir. Bay Sloan, inanın anlatmaktan bitap düştüm.
Sr. Armbruster, está incumbido de informar à senhora que nesta loja não há nono andar.
Kendisine izah etmekten bitap düştüm gerçekten. Ama dokuzuncu kata gittiği ve satışı oldukça tuhaf bir kadının yaptığı konusunda ısrar ediyor.
- Sr. Sloan, eu tentei desesperadamente, mesmo desesperadamente, pô-la ao corrente desse facto, mas mesmo assim, ela insiste que foi levada para o nono andar e foi atendida por uma mulher bastante estranha.
Bu da meseleyi anlaşılmaz kılıyor.
Fui levada ao nono andar. É o que o faz tão difícil de perceber.
Amerika'nın 50 yaş altı en zengin dokuzuncu adamı.
É o nono homem mais rico da América com menos de 50 anos.
Amerika'da yaşayan 50 yaşın altındaki en zengin dokuzuncu adam.
O nono homem mais rico da América com menos de 50 anos?
Peki ya dokuzuncu ay? Sana ihtiyacım varken bir satır bile yok.
E no nono, quando precisava de si, nem uma palavra.
Tüm dostlar ve bu harika eyaletin vatandaşları Dokuzuncu McLintock 4 Temmuz Kutlamalarının açılışını sunmaktan onu ver şeref duyarım.
Meus amigos e cidadãos deste grande território, este é o nono ano consecutivo, que tenho o privilégio e o prazer inaugurar a comemoração do 4 de Julho de McLintock.
Dokuzuncu Piyade Alayı sizi, Albay Lockart'ı öldürmekle suçluyor.
O Nono Regimento acusa-o formalmente do assassínio do Coronel Lockart.
Sizin anlamanızı beklemem ama biz Dokuzuncu Piyade Alayı'na mensubuz.
Não espero que entenda isto, mas estes homens pertencem ao Nono Regimento.
Dokuzuncu Piyade Alayı'nda isyan mı?
Um motim no Nono Regimento?
Pozisyonlar doldu, Mazerosky atakta, dokuzuncu vuruş -
Bases preparadas, sobe Mazerosky, nono "inning"...
Geçtiğimiz kontrol noktası dokuzda onun izi yok.
Não temos mais informações, desde o nono posto de controlo.
Nutting nasılsa, nereden nereye neyi...
Nutting arrumou bem o nono tumba, tumba...
Albany'de ortaokula gittiğim yıllardan beri hiçbir erkek beni ekmemişti.
Não me lembro de ter encontros desde o nono ano, lá em Albany.
Taarruzun üçüncü günü, Alman zırhlıları Sedan önlerindeydi. Lakin, Gamelin'e kalırsa dokuz günden evvel varamayacaklardı.
Os panzers chegaram a Sedan ao fim do terceiro dia da ofensiva, apesar de Gamelin ter calculado que nunca conseguiriam chegar antes do nono dia.
Dokuzuncu sınıfı hiç geçememiş bir adam 36 yaşında birden avukat olmaya karar verdi.
Um gajo que nunca passou do nono ano. E que aos trinta e seis, decide tornar-se advogado.
Anderson'ın dokuzuncu çalımı.
É o nono bloqueio de Anderson, e ele tem dois por trás da linha de jogada.
Dünya gezegeninden John Koenig... Ay Üssü Alfa'nın dokuzuncu ve son komutanı.
John Koenig, do planeta Terra, nono e último Comandante da Base Lunar Alfa.
Hayır, binadan arkadaşım dokuzuncu kata götürmeliyim.
Não, eu tenho que o levar ao nono andar.
Örneğin bu, Kobol'un dokuzuncu Tanrısından bahsediyor.
Isto refere-se ao nono Lorde de Kobol...
Bu kapının ilerisinde 9. Kobol Tanrısı yatıyor.
Para lá desta porta está o nono Lorde de Kobol em eterno descanso.
Bir kedi... kuyruğunun dokuzuncu kemiği... bu gece sana şans getirmesi garanti.
É o nono osso do rabo de um gato preto... garantido trazer você sorte hoje à noite.
Bana inanmıyorsanız 9. kişi siz olabilirsiniz.
Se você não confiar em mim poderá ser o nono.
- Birinci sınıfa kadar.
- No nono.
11. saat, 59. dakika, 20. saniye, kozmik yilin son gününün aksami, 11. saat 59. dakika 20. saniye, bitkilerin ve hayvanlarin evcillestirilmesi basladi.
23h59 : 20, o anoitecer do último dia do ano cósmico, a vigésima terceira hora, o quinquagésimo nono minuto, o vigésimo segundo, a domesticação das plantas e dos animais começa.
Liseli bir çocuk da bunu satın almak istiyor.
Um do nono ontem, estava e olho nela.
Dokuzun altında iki var Kitt ( Amerikan futbolu ).
Vamos no nono buraco, KITT.
Dokuzuncu kat.
O nono andar.
Dokuzuncu kat mı?
Nono andar?
Dokuzuncu bir katımız yok.
Sabe, é que nós não temos nono andar.
Dokuzuncu kattan aldım.
Fui levada ao nono andar.