English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Olumsuz

Olumsuz Çeviri Portekizce

2,726 parallel translation
Olumsuz parlamenterlik yaptığını söyleyecek.
Vai falar-lhe sobre parlamentarismo negativista.
İfade şekli çok olumsuz.
A formulação é demasiado negativo.
Olumsuz.
Negativo.
olumsuz düşünme herşey iyi olacak... inşallah...
Não seja negativo. Tudo vai ficar bem. Se Deus quiser.
Hastalığı gittikçe ilerleyecek ve halk sağIığını olumsuz etkileyecek.
Ela vai ter reforma por invalidez e segurança social.
Cidden, Amazon'daki her olumsuz görüşle savaşan tarzda bir yazar mı olacaksın?
Não estás a ser o tipo de autor que responde a todas as críticas negativas na Amazon?
Umarım bunu olumsuz bir şey olarak algılamamışsındır.
Espero que não o vejas como algo negativo.
Bu da sorun çıkarmaya kalkarsa olumsuz tanıtım- -
Ou seja, se decidir agir, não temos como evitar a publicidade negativa.
Olumsuz Kırmızı Echo.
Negativo, Red Echo.
Ben de tedirgin ve olumsuz mizaçlıyımdır.
E eu sou agitado e comporto-me mal.
Biliyor musunuz, buradaki olumsuz hava Charlie'nin Melekleri fantezimi tamamen mahvediyor.
Este "clima" negativo aqui está a arruinar a minha fantasia com os "Anjos de Charlie".
- Olumsuz.
- Negativo.
Onu olumsuz etkilediğini görebiliyordum.
Percebi que estava a desgasta-la.
Olumsuz. Tüm tesisi kaplayan bir tür kubbe var.
O campo estende-se como um domo por todo o complexo.
Olumsuz.
- Negativo!
Bayan Kwiatkowski ve kızı için olumsuz yanıt geldi.
A Sra. Kwiatkowski e a filha dela foram comprovadas negativamente.
Olumsuz.
Nada feito.
- Kitaptan öğrendiğime göre yaşadığım tüm talihsizlikler, olumsuz tavrımdan ötürüymüş.
- E esse livro disse-me que todos os meus azares recentes foram resultado da minha atitude negativa.
Bir şey var mı? Balistik ön inceleme olumsuz.
Resultados preliminares da balística deram negativo.
Olumsuz.
São incompatíveis.
Olumsuz efendim.
Negativo, senhor.
- Olumsuz. Evrak çantasında ne var?
O que está na mala?
Biçimsiz bir sesle kızınız hakkında olumsuz şeyler söyleyen birinden?
Alguma de alguém com voz distorcida a dizer coisas más sobre a sua filha?
Olumsuz. Güvenlik kodları NSA uçaklarınca iletiliyor... -... ve demin bağlantıları kesildi.
Os códigos de emergência passam pelos pássaros da NSA, que ficaram sem ver.
- Olumsuz. Onlar da gitti.
- Negativo, estão inutilizadas.
- Olumsuz. Böyle bir durumda boğuşma izi olmaması alışıldık bir şey değil. Tabii kurbanlar işbirliği yapmadıysa.
É muito raro não ver sinais de luta, a menos que estivessem a fingir estarem presos.
Hayır, olumsuz.
Negativo.
Olumsuz, Yüzbaşı.
Negativo, Capitão.
General Skywalker, biyolojik taramayı iki kez yaptım. ... Ancak sonuçlar olumsuz.
General Skywalker, corri o bioscan duas vezes mas os resultados deram negativo.
Max, bu kadar olumsuz düşünme. Nereden geldiği önemli değil, işe yarıyor.
Não sejas tão negativa, não importa de onde veio, está a resultar.
Olumsuz.
- Negativo. Está tudo limpo aqui.
Müzik sektörü için son derece olumsuz tavsiyeler almıştı.
Deve ter sido o pior conselho do mundo da música.
Uçak bileti yok, sağlık kayıtları olumsuz resmi görevlendirme de yok, hiçbir şey yok.
Nenhum bilhete, vacinação, ou registos do Dep. de Estado... Nada.
Şimdi, kâr önceliğinin olumsuz sonuçlarına daha derin girmeden önce, birçoklarının sistemin iyi olduğunu düşündüğü tarafına bir göz atalım.
Agora, antes de nos adiantarmos mais nas consequências negativas da prioridade do lucro, vamos primeiro considerar o que muitos pensam ser o lado bom deste sistema.
Şimdi gelen adamın bize karşı olumsuz bir tavır takınması için iyi bir sebebi var.
Um homem acaba de entrar e tenho uma boa razão para considerar que nos está a olhar sob uma perspectiva negativa.
- Elbette personel sicilleri için mahkeme celbi çıkarabiliriz çünkü ki etkisinin olumsuz olacağını biz zaten biliyoruz.
Claro, porque podemos requisitar os arquivos pessoais, que já sabemos conterem informações prejudiciais.
Eğer olumsuz propaganda olacağını düşünürlerse özellikle de New York Times'da her şeyi mümkün olduğunca hızlı ve sessiz bir şekilde yatıştırmak isteyeceklerdir.
Se acharem que vai haver publicidade negativa, especialmente no The New York Times, vão querer resolver de imediato, o mais rápido possível e discretamente também.
Senin için fark etmeyebilir ama benim geldiğim yerde 350,000 $ deli para ve bana göre tüm bu trajedinin yalnızca olumsuz sonucu değil, olumlu bir sonucu var.
Pode não ser importante para si, mas de onde venho, 350 mil dólares é muito dinheiro... e considero um resultado positivo... de toda esta tragédia e não apenas negativo.
Olumsuz! Olumsuz!
Negativo, negativo.
Olumsuz. Devam etme.
Negativo, não prossigas.
Olumsuz efendim. Bombacıyı bulamadım.
Negativo, Sr., não consegui descobrir o terrorista.
Bence kendimizi olumsuz düşünceye o kadar kaptırıyoruz ki bu eşi görülmemiş bir zehire benziyor.
tantas vezes nos deixamos envolver por um espírito de pessimismo, que se torna num veneno sem igual.
Onları çok olumsuz bulmana üzüldüm ama ben öyle düşünmüyorum.
Lamento que os aches negativos, mas discordo.
Olumsuz, olumsuz Solo.
Negativo, negativo, Solo.
İnsanların porno yıldızı olan birine olumsuz tepkileri var bence. Nedenleri de çok çeşitli.
Acho que as pessoas podem ter uma reacção negativa a alguém que é uma estrela pornográfica por várias razões.
Senin gibi olumsuz Joshy-Zlerden elimde bir sürü var.
Estou por aqui com a tua atitude negativa, Joshy-Z.
Olumsuz. Batman'i izleyin.
Negativo, persigam o Batman.
- Olumsuz.
Negativo.
Olumsuz.
Não conseguimos restabelecer contacto por rádio com o Medevac 3. Negativo.
Olumsuz, efendim.
- Não temos sorte nenhuma, senhor.
- Olumsuz, Yargıç.
- Negativo, juiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]