Pauli Çeviri Portekizce
75 parallel translation
23 : 45'te onu St Pauli Oteli'ne götürdü ve onu orada öldürdü.
Às 23 : 45, levou-a ao Hotel S. Pauli, onde a assassinou.
Sağ olun. İki tane Pauli alalım.
Dois "Paulis", despacha-te.
Almanya Hamburg'un St. Pauli bölgesi genelev mahallesidir.
O setor St. Pauli de Hamburg, Alemanha é o distrito da luz vermelha.
Bu Pauli'nin, bu benim, ve... bu da senin.
Essa é a de Paulie, esta é a minha, e... esta é a tua.
Pauli itme gücünün nasıl tersine döndürüldüğünü pek anlayamadım.
Embora não entenda como a repulsão de Pauli seja tão revertida.
Aziz Pauli Girl Katedrali. [5]
- A catedral St. Pauli Girl.
- Ne? Ben teyzen Sole.
- Pauli, é a tua tia Sole.
Hey, Pauli ne oluyor?
Oh!
Dilimizi konuş Pauli, o ne demek?
Fala inglês, Paulie! merda de "cordial"...
Pauli beni arayıp evleneceğini söylediğinde inanamadım. - Pauli gibi insanlar bilirsin.
Eu não cria acreditar quando o Paulie me descobriu... e disse-me que ia casar, pá.
Pauli nerede dostum?
Onde está Paulie, pá?
Bak Pauli senin ağabeyin, her zaman pisliğin teki olmuştur.
ok, Paulie... O teu irmão sempre foi meio otário, certo?
Pauli'nin bu hafta evlendiğini biliyor muydun? Evet Mike.
Eu cheguei a contar-te que o Paulie vai casar-se esta semana?
Pauli'ye sevgilerimi sun olur mu?
Diz ao Paulie e à Sue, que lhes desejo tudo de bom.
Zor zamanlar geçiriyorum Pauli.
Estou a passar um mau momento, Paulie,
Sen ne düşünüyorsun Pauli?
o que pensas, Paulie?
Eğer bu zorunluluktan yaptığın bir şeyse unut gitsin Pauli.
Se te vais casar por obrigação, Paulie, então podes esquecer.
Burada ne yapıyoruz Pauli?
Desculpa? ! Então o que estamos aqui a fazer, Paulie?
Karnımın içinde de kağıt var Pauli.
Isto não é uma merda de uma "mão" de poker
Hey Pauli unutma. Orayı salladığımızda gömlekler çıkabilir.
É realmente importante que façamos isto.
- Hadi Pauli, Pauli.
Vamos lá, Paulie! Paulie!
Tabi Pauli. Görürsem söylerim.
Está bem, Paulie, se eu souber dele, eu digo-lhe.
Pauli'yi aradın mı?
Não quero que o leves a casa.
- Pauli'yi bununla uğraştıramam.
Ligaste ao Paulie? O Paulie não precisa de se preocupar com esta merda agora.
Gerçekten iyi yapmışsın Pauli. Yatak odasını çok beğendim.
Fizeste tudo muito bem, Paulie.
Hey Pauli merhaba. Dinle sen bir şey söylemeden önce.
Paulie, hei escuta... antes de dizeres alguma coisa,
Pauli'yle konuş. Sana "Adil" in ne olduğunu anlatsın.
- O Paulie pode dizer-te o que é justo!
Pauli'nin tomografi sonuçları geldi, ve Dr. Straley'le görüştüm.
Recebemos o resultado da ressonância magnética do Paul. E eu consultei o Dr. Straley, do Sloan-Kettering.
Harika olduğum şey, Pauli'nin karısı olmaktı.
Sou muito boa em ser a mulher do Paul.
İlk olarak Bohr'un yükselen yıldızlarından Wolfgang Pauli tarafından geliştirildi.
Começou a ser desenvolvida por Wolfgang Pauli, uma das novas estrelas ascendentes de Bohr.
Pauli, Bohr'un tuhaf kuantum atlamaları fikrini alıp bütün bilimin en önemli kavramlarından birine çevirdi.
Pauli pegou na ideia bizarra dos saltos quânticos de Bohr e transformou-a num dos conceitos mais importantes de toda a ciência.
Pauli'nin fikri Dışlama İlkesi gibi sönük bir isimle geçer.
A ideia de Pauli tem o nome aborrecido de "Princípio da Exclusão".
Pauli'nin fikrinin cevaplamaya çalıştığı soru buydu :
A questão que Pauli tentou responder foi a seguinte :
Pauli'nin yaptığı başka bir kuantum ilkesi uydurmaktı.
O que Pauli fez foi tirar outra regra quântica do nada.
Pauli kabaca, her katın yalnızca belli bir sayıda elektrona yeri olduğunu belirten başka bir kuantum kuralının olduğunu söyledi.
Pauli afirmou que existia outra regra quântica, que, em termos simples, diz que cada andar só pode acomodar um número fixo de electrões.
Bu şekilde, Pauli'nin prensibi tüm kimyaya, ileri biyolojiye ve geri kalanlara temel oluşturur.
Então, o princípio de Pauli é realmente a base sobre a qual toda a Química, e em última análise, a Biologia, se baseiam.
Pauli'nin Dışlama İlkesi Bohr'un kuantum mekaniği için önemli bir atılımdı.
O Princípio da Exclusão de Pauli foi um avanço muito importante para a Mecânica Quântica de Bohr.
Pauli, ilkesinin neden işe yaradığını açıklayamadı. Sadece öyle olduğunu söyledi.
Pauli não explicou o porquê de o seu princípio funcionar, afirmou apenas que funcionava.
Bohr ve Pauli matris mekaniğinden ürkmüşlerdi.
Bohr e Pauli ficaram deliciados com a Mecânica Matricial.
İşte Pauli, tuhaf görünen adam.
Aqui está Pauli, um tipo estranho.
Heisenberg ve Pauli.
Heisenberg e Pauli.
Schrödinger'in ötesindeki Pauli bir hayli kendini beğenmiş gibi görünüyor, süt bulmuş kedi gibi...
Pauli está a olhar de modo convencido para Schroedinger, um pouco como o gato que ficou com o leite.
Pauli Dışlama Prensibi'nin temeli iki objenin aynı anda, aynı uzayda yer alamayacağına dayanır.
O princípio de exclusão de Pauli diz que dois objectos não podem ocupar o mesmo espaço ao mesmo tempo.
Balık pazarı, oyuncu Hans Albers ve FC St Pauli futbol kulübü.
Mercado do peixe, o ator Hans Albers e o clube de futebol St. Pauli.
Rahat ol, Paul.
- Tem calma Pauli.
Evet, Paul kesinlikle kız.
Sim, Pauli, é uma menina!
TC ve Pauli'ye.
Paulie!
Nasıl hissediyorsun Pauli?
Quero dizer, pensa lá, ele não se ajusta ao papel. Como te sentes, Paulie?
- Tamam Pauli.
tu vais ao meu casamento.
- Hadi Pauli!
Vamos, Paulie, faz a tua função!
Hey Joanna ben Pauli.
Hei Julianna, é o Paulie,