Pink Çeviri Portekizce
357 parallel translation
- Hayır pink falan yok.
- Não, não tem "pink".
Pink yok.
Não tem "pink".
Pink değil.
Não tem "pink", nem...
- Pembe Kaniş.
- O Pink Poodle.
Pembe...
Pink...
- Pink Floyd hakkında.
- Sobre Pink Floyd.
Biraz Heath Robinson gibi oldu ; Biraz da "çılgın mucitin laboratuvarı" yapıyoruz sahneyi. Pink Floyd'la çalıştığın için çok para kazandığını söyleyebilir misin?
É um pouco de Heath Robinson, um pouco de "laboratório do cientista maluco" no palco.
Bir sanat eseri oluşturmaktan ve Pink Floyd kayıtları yapmaktan bahsediyorsun.
Estás a falar de produzir trabalhos de arte ou discos dos Pink Floyd?
Şarkılarımızı dinleyen herhangi biri "bu Pink Floyd" diyebilir.
Quem ouvir as nossas músicas, sabe que é Pink Floyd.
Bu gerçek'Pink Lady'değil!
Isto não é um dama rosa!
En iyi'Pink Lady'i Rudy Hiden'ın barında içmiştim.
Sabe onde bebi os melhores damas rosas? No bar de Rudy Hiden na Rue Magellan.
- O canlı pembe.
- Cretinas. - Essa não é a tickle Pink.
Pekala, süt koyma. Bu bayana da Pembe çatlak getir.
E um Pink Squirrel para a senhora.
Pembe Bulut Oteli nerede biliyor musunuz?
Sabe onde fica o Motel Pink Cloud?
Pink Lady'ler mükemmel olmaya ant içti
As Pink Ladies Comprometem-se a ser fixes
Ölüm bizi ayırana dek Think Pink!
Até que a morte nos separe Rosa para sempre!
Stephanie Zinone bir Pink Lady.
A Stephanie Zinone é uma Pink Lady.
Pink Lady maskotu olmayı önerdim.
Propus-me para mascote das Pink Ladies.
Son sınıfa geldiğimde, Pink Lady'lerin başı olacağım.
Quando eu estiver no 12º ano, serei a líder das Pink Ladies.
- Bak, Pink Lady yasası var, tamam mı?
- As Pink Ladies têm um regulamento.
Pink iyi değil, o yüzden otelde kaldı.
O Pink não se sentiu bem Ficou no hotel
En sevdiğin yemek lazanya. En sevdiğin müzik grubu Pink Fred.
O seu prato favorito é lasanha e a banda rock favorita são os Pink Fred.
Zaten Pink Fred değil, Pink Floyd, değil mi Jessie?
Creio que é Pink Floyd e não Pink Fred. Não é, Jessie?
Pink Fred takma isimleri.
Pink Fred é a alcunha deles.
Tam Pembe Flamingo tarzı. Tanrım. Tatlım, müthiş göründüğümü söyledi!
Isso é tão " "Pink Flamingos" ".
'Karanfilli Cin'siparişi verme sanatını tekamül ettirmek, ve Savahilice, "Domalır mısın?" demekten müteşekkil, 15 yıllık askerlik deneyimim vardı.
Tinha 15 anos de experiência militar, a aperfeiçoar a arte de pedir um gin pink e a dizer, "Fazes isso à canzana" em Swahili.
"Pembe Kedi" mi yoksa "Şeker Kedi Kulübü" mü?
O Pink Pussy ou o Kitten Kandy Klub?
- Neden ben Bay Pembe oluyorum?
- Porque é que eu sou o Sr. Pink?
Ben seçiyorum ve sen Bay Pembe'sin.
Tu és o Sr. Pink.
Bay Pembe, Bay Kedi gibi duruyor.
- Sr. Pink é para paneleiros.
Bay Pembe olmak senin için sorun değilse değiştirmek ister misin?
Se não achas "Sr. Pink" mau, podemos trocar.
Şimdi, beni dinle Bay Pembe.
Escuta, Sr. Pink.
Sadece bana yakışmadı.
Sou o Sr. Pink.
Ben ve Bay Pembe?
O Sr. Pink e eu?
O değil, gülpembe olan.
Princesa Pink.
Gülpembe.
Princesa Pink.
- Pink, gidiyoruz! Haydi, gel!
Eram uma banda de rock que visitam uma ilha...
- Profesör seksi ama. - Pink!
O professor é muito sexy.
Haydi, çocuklar!
Pink! Vem cá. Vamos fazer um escândalo.
- Neler oluyor burada? - Pink, kaçırdın!
Pink, perdeste o espectáculo!
Çok güzeldi! - Sıra sende, Pink.
Calma, és o próximo, Pink?
Başımın derde girmesini istemem.
Eu não quero sarilhos. Queres, Pink?
Ya sen, Randall Pink? Bilmem Tony.
Eu não sei, Don.
Bu, hayatının hatası olur.
Será o maior erro da tua vida, Pink.
Ama önemli olan sen değilsin, Pink, biziz önemli.
Lembra-te de uma coisa, Pink. Não se trata apenas de ti, amigo. Mas de nós todos :
- Olmak isterdim!
Caro "Wood". Pink, amigo.
- Pink, kağıtlarım sende mi?
Pink, tens os meus papeis?
Kimle karşılaştırdığına bağlı.
Diria que ganhou muito dinheiro trabalhando com os Pink Floyd? Depende de com quem o senhor os compara.
- Ve Bay Pembe.
Sr. Pink.
Gülpembe!
Princesa Pink!
- Pink, içme maratonundan ne haber?
Sabes de alguma "cervejada"?