Profesor Çeviri Portekizce
7,777 parallel translation
Cihazı, Profesör Stein'a taktıktan sonra olabildiğince hızlı bir şekilde oradan uzaklaş.
Leva este dispositivo ao Prof. Stein e sai de lá o mais depressa possível.
Profesör Stein!
Professor Stein!
Lütfen Profesör, kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.
Por favor, Professor, não tem nada mais a perder.
Sizle bizzat tanışmayı dört gözle bekliyorum Profesör.
Fico à espera de o conhecer pessoalmente, Professor...
Sizi yine bizzat görmek güzel, Profesör Stein.
É bom vê-lo no seu corpo, Prof. Stein.
- Profesör Stein, sizsiniz sanırım.
- Professor Stein, presumo. - Harrison Wells.
- Bu taraftan, Profesör.
Por aqui, professor.
Profesör üzerinde, tam kapsamlı tetkik yaptım. Ronnie ile tamamen ayrılmış görünüyorlar. Artık, nükleer enerjiyi kullanma yeteneğine sahip değiller.
Examinei o professor, constatei que estão separados e já não têm a capacidade de absorver energia nuclear.
Profesör Stein, sizin de biraz ateşinizin olduğu görülüyor.
Professor Stein, também está um pouco quente.
Sonra görüşürüz, Profesör.
Vejo-o em breve, professor.
Bayan Stein, rahatsız ettiğim için özür dilerim ama Profesör Stein evde mi şu an?
Sra. Stein, desculpe incomodar, mas o Prof. Stein está cá?
Profesör... Annem, 15 yıl önce öldürülmüştü. Yakın zamanda bulduğumuz bazı delillere göre o gece ben de oradaymışım.
Professor, a minha mãe foi assassinada há 15 anos e, recentemente, descobrimos provas de que estive lá naquela noite, não como criança, mas como adulto.
- Profesör? - Martin?
- Professor...
Profesör Stein'a, Firestorm araştırmasında yardım eden Jason Rush Profesör Stein ortadan kaybolduğunda bütün araştırmalara ordunun el koyduğunu söylemişti.
O Jason Rush, o aluno que ajudou o professor Stein na pesquisa do Firestorm, disse que o exército apreendeu a pesquisa do professor quando ele desapareceu.
Sizce Eiling, Profesör Stein'ı nereye kaçırdı?
Para onde pensas que o Eiling levou o Prof. Stein?
Orduya, 20 yaşımdayken katılmıştım, Profesör.
Fui para o exército quando tinha 20 anos, professor.
Sizin projenizle geliştirilmiş askerlerin, Profesör. Çıplak elleriyle enerji patlamaları oluşturabilen askerlerin. Uçabilen askerlerin.
São soldados melhorados pelo seu projeto, professor, soldados capazes de disparar energia com as mãos, soldados capazes de voar.
Güzel. Çünkü öleceksiniz, Profesör.
Ainda bem porque vai morrer, professor.
Profesör Stein... Korkarım, size canlı ihtiyacım varmış gibi berbat bir varsayımda bulundunuz.
Professor Stein, acho que teve a péssima presunção de que preciso de si vivo.
- Profesör?
- Professor?
Bay Raymond, Profesör Stein, ikiniz de iyi birer Amerikan vatandaşısınız.
Sr. Raymond, Prof. Stein, sois americanos bons.
- Pittsburgh'a belki. Profesör Stein'ın, bize yeteneklerimizi öğrenmemizde yardım edeceğini düşündüğü bir meslektaşı varmış.
O Prof. Stein tem um colega que nos pode ajudar a aprender mais sobre as nossas capacidades.
En son komutanı, Ronnie ile Profesör Stein'ı kurtarmaya gittiğimiz askeri tesiste görmüştüm.
A última vez que vi o General foi quando o Ronnie e eu libertámos o Professor Stein daquelas instalações militares.
Ne var ya? Dalga geçiyorum. Ayrıca, profesör alışsa iyi olur.
Além do mais, terás que te habituar a isso, especialmente, se eu for promovido a próximo Capitão.
Kendini ne kadar sıradan, inekleyen bir profesör olarak görsen de... Çok sağ ol.
Podes apresentar-te como esse professor "cliché" e nerd...
Bilmiyorum, belki de hayatımın yarısını sıradan inekleyen bir profesör olarak geçirdiğimdendir.
Não sei, talvez porque gastei metade da minha vida a ser um professor nerd e "cliché"?
Profesör, solucan deliğini kapatmıştım ben. - Neler oluyor?
Professor, eu desliguei o portal.
Geçerli bir sebep olmadan Stacy Dover'ı tutuklarsan bir Profesör Ahmadi sorunuyla daha karşılaşırız.
Se a prendermos sem causa provável, arriscamos outra situação como a do Prof. Ahmadi.
Annesi de profesör müydü neydi.
A mãe dava aulas de alguma coisa.
Profesör Davies'i arıyordum.
Procuro o Professor Davies.
Neredesiniz? - Ben Profesör Cecily. - Inca, Peru'daki SETI yerleşkesindeyim.
- Sou a professora Cecily... numa instalação SETI em Inca, no Peru.
Harika, Profesör X geldi yine.
Boa, aí vem o Dr. X.
Profesör, ben sadece bu kitaplarda ne bulmayı umduğunuzu merak ediyordum.
Professor, eu estava... a imaginar, o que espera encontrar nesses livros?
Profesör Setrakian?
Professor Setrakian?
Nihayet sizinle tanışmak büyük bir onur Profesör Setrakian.
É uma honra finalmente conhecê-lo, professor Setrakian.
Kitabı bana bulursan sana burada profesör olarak yer ayıracağım.
Se o encontrar, vou providenciar uma cadeira aqui, como professor efectivo.
Sınıfta Profesör Dawes adım.
- É Professora Dawes, na sala de aulas.
Terapist, baskın bir kadın şimdi de profesör.
Terapeuta, dominadora, professora.
Teşekkür ederiz Profesör ama New York'un en iyilerini bu işe verdik.
Obrigado, Professora. Mas, temos os melhores agentes de Nova Iorque a trabalhar nisso.
Baskın kız arkadaşın olan mı? Profesör olan.
Como na tua companheira dominadora?
Cinsel fantezilerini bir kenara bırakıp Profesör Dawes'e psikolojik açıdan bakarsak ne olur?
E se envolvêssemos a Professora Dawes para traçar um perfil psicológico com uma inclinação para fantasias sexuais?
Profesör Dawes bana eşlik etti.
A Professora Dawes acompanhou-me.
Profesör Dawes?
Professora Dawes?
- Profesör?
- Professora?
- Profesör Dawes nasıl?
Então, como é que está a Professora Dawes?
Profesör Simpson, bugün sizinle iş saatleri hakkında konuşmalıyım.
- Professor Simpson? Preciso falar com o senhor sobre o meu estágio.
Merhaba Profesör Simpson.
Olá, Professor Simpson.
Profesör Simpson, lütfen içeri geçin.
Professor Simpson, graças a Deus. Entra.
Profesör Ahmadi'nin taciz edilmesi gibi.
Como quando assediamos o Professor Ahmadi.
- Yönetici kim? Profesör Ahmad Ahmadi.
Quem é?
- Profesör Ahmadi.
- Professor Ahmadi.