Protestan Çeviri Portekizce
424 parallel translation
PROTESTAN KURTULUŞ ORDUSU
EXÉRCITO DE SALVAÇÃO
Tam bir Protestan gibi konuştun, Lord anne.
Assim é que se fala, sogrinha.
Başka kiliselere giden insanlar da vardır ve onlara Protestan denir.
E há pessoas que vão a outras igrejas e chamam-se protestantes.
Amerikalı ve Katolik yada Amerikalı ve Protestan yada Amerikalı ve Yahudi olabilirsin.
Pode-se ser americano e católico ou americano e protestante, ou americano e judeu.
Ama diğer nokta dindir, tıpkı Yahudi, Katolik yada Protestan dinleri gibi, tamam mı?
A outra coisa é a religião, judaica, católica ou protestante.
Pazar istediğin kiliseye git, protestan kilisesi bile olur.
Vá a qualquer igreja ao Domingo, mesmo uma Protestante.
Birleşik Devletler'in hemen her başkanının mason ya da Protestan olduğunun farkında mısınız?
Têm a noção de que praticamente todos os presidentes dos Estados Unidos eram mações ou protestantes?
Daha sonra da katoliği protestanla, protestanı protestanla karşı karşıya getirirsiniz. Ve kendi dininizi insanın kafasına zorla sokmaya çalışırsınız.
E mais tarde teríamos o confronto entre católicos e protestantes protestantes contra protestantes, e tentariam impor a sua própria doutrina na mente do homem!
Protestan Kilise'si patlattı.
Rebentou com uma igreja Baptista.
Anlıyorum, Rahibe Ana... ama bu çok acı ki... yarış bir protestan tarafından kazanılacak.
Compreendo. É uma pena que, assim, a corrida seja ganha por um protestante.
- Protestan mı?
Um protestante?
Matanzas'lı ve bir Protestan.
Nasceu em Matanzas e é protestante.
Beyaz bir Anglo-Saxon Protestanı gibi görünmeme rağmen aslında Kuzeyli bir zenciyim. Latin Amerikalıların tümü her türlü ayrımcılığa maruz kalıyor.
Os latino-americanos todos sâo negros, descriminados, oprimidos, rejeitados, ignorados, estrangeiros dentro dessa nova fraude com pretensões de universalidade :
Annem Protestan mezhebindendi.
Minha mãe era da seita protestante.
Aslında bir Protestan vaiz olmalıymış.
Deveria ter sido um pastor protestante.
Protestan ha? Güney mi yoksa Cumberland mı?
Presbiterianos, não?
- Austin'li Protestan gezginci.
George Garrett, pregador evangélico de Austin, Texas.
- Austin'deki Protestan kilisesine.
- A Igreja Metodista de Austin.
Zaten Protestan bir papaz hakkında, Katolik değil.
Para mais, o padre é protestante, não é católico.
Dikkat. Birleşik Protestan Kardeşlik Kilisesi, 4077. MASH birliğine 34 ilahi kitabı bağışlamıştır.
A Igreja Evangélica Unida de Brethen doou 34 livros de hinos à 4077ª unidade MASH.
O Protestan.
É protestante.
Katolik ya da Protestan, hiç farketmez.
Católica ou Protestante, não faz a minima diferença.
Saxe-Weimar Prensi, Bernard'ın Protestan kuvvetleri ise... burada, güneydeler.
Os protestantes, sob o comando do príncipe Bernardo Saxe-Weimar... estão no sul, por aqui.
Kağıtlarımda "din" kısmına... "Protestan.", yazdım.
Nos papéis, onde dizia "religião" eu escrevi... "Protestante."
O protestan, ben katoliğim, arada dini bir uçurum var.
Ela é protestante e eu católico. Há um grande abismo religioso entre nós.
Ve protestan bir annenin istemesi yeterli olmayabilir.
E só o pedido de uma mãe protestante não bastaria. Ele quer casar?
Bütün, Yahudi, Katolik, Protestan bayramlarını sana veriyorum. Artı, bütün cumartesiler ve pazarlar.
E dou-lhe as festas judaicas, as festas católicas, as festas protestantes, mais todos os Shabbat e domingos.
Bay Bruno, siz Fransa Kralı'nın bir hayranısınız.. Protestan olduğunu söyleyen, hatta muhtemelen ateist olan o kralın.
Senhor Bruno é um admirador do rei da França, que declara ser protestante e talvez seja ateu.
Protestan bir kadının oğlunun evliliği yürümeseydi toplanır ve çocuğu büyütmesine yardım etmek için yanına taşınırdı. Ona Protestan anne mi derdiniz?
Se o casamento do filho de uma Protestante falhar, e ela decidir ir viver com o filho para criar a criança, chamar-lhe-iam uma mãe Protestante?
Böyle bir cenaze törenine sahip olabilmen için Protestan olman gerekir.
Você teria que se tornar protestante para ter um funeral assim.
Protestan kiliseleri iş dünyasına kapalı olacak kadar sadeler.
As igrejas protestantes estão tão mal, que parecem à beira da falência.
Kuzeye gideceğim, Özgürlükçü ve Protestan denilen beyazların zencilere özgürlük verdikleri yere.
Vou para Norte onde uns brancos chamados abolicionistas... e Quakers ajudam os negros a serem livres.
Bir papaz olmak üzere eğitim görmek için, Maulbronn'daki bir protestan okuluna gönderildi.
Foi mandado, ainda rapaz, para o Seminário Protestante da cidade de Maulbronn, para receber educação sacerdotal.
Kimi insan protestan, kimisi katolikti benim babam ise hurdakolikti.
Alguns homens são baptistas, outros católicos. O meu pai era um homem de carros velhos.
Protestanız ve bununla da gurur duyuyoruz.
Protestantes e muito orgulhosos de o ser.
Hayır. 16. yüzyılda Papanın despot gücüne başarıyla meydan okuyan... Islahatçı Protestan Kilisesi'ne mensup olduğumuz için... korunmak maksadıyla o küçük lastik aletleri takabiliriz.
Quero dizer que como pertencemos à lgreja Protestante Reformista, que com sucesso desafiou o autocrático poder do Papado... a meio do séc.
İşte Protestan olmanın anlamı bu.
É esse o fulcro de ser Protestante.
"Aslında bugün Fransız Gıdıklayıcı alacağım, çünkü ben bir Protestanım."
"Hoje vou querer um preservativo francês, porque sou um Protestante."
Protestan.
Protestante.
Bir kızla yatmak istiyorsan bir Protestan bulacaksın.
Se queres sexo, tens de arranjar uma protestante.
Bu ne berbat bir Protestan İncili?
Que Bíblia protestante negra é esta!
Ben Protestanım.
Sou protestante.
Bonnet, bir Protestan ismi değil.
Bonnet não é nome de protestante.
Bu WASP ( Beyaz Protestan )'lar hakkında hatırlaman gereken bir şey.
Não te esqueças de uma coisa sobre os brancos protestantes.
Protestan bir futbolcu yapsam!
Farei dele um quarterback.
İstersen zengin bir Protestan olduğunu söyleyelim.
Ou podemos dizer-lhes que você é um rico protestante. Pode ser esportivo.
Protestan mezarlığındaki Katolikleri yakacaklarmış. Adamlar zaten ölmüş.
Estão enterrando Católicos e Protestantes no cemitério... claro, estão mortos.
- Ne bir Protestan, ne de bir Katolik.
- Não como um protestante, nem um católico. - Not as a Protestant, nor a Catholic. - That's right!
Sonra Billy Graham kalkmış ve bir saatlik ilham dolu konuşmasından sonra 1 0 bin kişi Protestan olmuş.
Então, Billy Graham levantou-se, e depois de uma hora de pregar inspirado, 10 mil pessoas converteram-se ao protestantismo.
Lutherci Protestan mı?
Luterano protestante?
Calvinist Protestan mı?
Calvinista protestante?