Prés Çeviri Portekizce
315 parallel translation
Sanırım kardeşin Pres en şanslı adam.
O teu irmão Pres é um felizardo.
Julie, sana Pres'le birlikte mutluluk dolu sağlık dolu...
Julie, desejo-te a ti e ao Pres toda a felicidade saúde...
Pres ve ben son nişanlandığımızda da tam olarak aynı şeyleri söylemiştin.
Disseste o mesmo, a última vez que o Pres e eu estivemos noivos.
Pres bir bankacı, tüccar değil.
O Pres é banqueiro, não é comerciante.
- Pres'in olduğu her yerde mutlu olurum.
- Estarei feliz ao lado do Pres.
Tıpkı şuan Pres'in yapmaya çalıştığı gibi, ki hiç umut yok.
Tal como o Pres está a tentar fazer, sem sorte nenhuma.
- Evet, Bay Pres.
- Sim, Mr. Pres.
Evet, efendim, Bay Pres.
Sim, Mr. Pres.
Zannederim, hatta umarım gelmez.
Eu espero que o Pres não venha.
Şimdi, sen Pres'i dert etme.
Não se preocupe com o Pres.
Pres çok acımasızdı.
O Pres foi incrível.
Köprücük kemiğini kırdın ve de Pres nişanı attı.
Partiste a clavícula e o noivado.
Bay Pres böyle mi dedi?
Mr. Pres disse isso?
- Pres seni beyazlar içinde görmeye bayılıyor.
- O Pres adora ver-te de branco.
Ama, Julie, Pres'i düşün.
- Julie, pensa no Pres.
- Pres, geldiğine çok sevindim.
- Pres, ainda bem que vieste.
Press'le önemsiz bir tartışma yaşadı.
Teve um desentendimento com o Pres.
- Hayır, Pres.
- Não, Pres.
Julie, ben Pres.
Julie, é o Pres.
Ne oluyor Pres?
Pres.
Nasıl yani, Pres?
- Assim como, Pres?
Ne oluyor Press.
Pres.
Zette, Bay Pres gelirse, bunu O'na ver.
Zette, quando o Mr. Pres chegar, dá-lhe isto.
Sizin Pres ile randevunuz yok mu?
Tinha combinado com o Pres?
Pres bundan hoşlanmayacak.
O Pres não vai gostar.
Pres sizi düelloya çağıracak diye mi korkuyorsunuz?
Tens medo de que o Pres te desafie?
- İyi akşamlar Bay Pres.
- Boa noite, Mr. Pres.
- İyi akşamlar, Bay Pres.
- Boa noite, Pres.
Zette, Bayan Julie'ye Bay Pres'in burada olduğunu söyle.Gitmek için hazırız.
Zette, avisa a Miss Julie que o Mr. Pres chegou. Estamos prontos.
Gidelim mi, Pres?
Vamos, Pres?
- Pres, lütfen...
- Pres, por favor...
Pres, gitmek istiyorum.
Pres, quero ir-me embora.
Pres, bırak beni.
Pres, deixa-me ir.
Hoşçakal, Pres.
Adeus, Pres.
- Pres geri dönüyor.
- O Pres vai voltar.
Pres Dillard bu sebepten dolayı geliyor.
Pres Dillard vai voltar por isso mesmo.
Pres eve dönüyor.
O Pres vai voltar.
Bay Pres eve geri döndüğünü hissedecek.
Mr. Pres vai sentir que voltou para casa.
- Gözün Bay Pres'te olsun.
- Fica atenta ao Mr. Pres.
Pres öğleye doğru bir paketle gelecekmiş.
Disse que o Pres chegava por volta do meio dia.
Pres'i O getirecekmiş.
Ele disse que o trazia cá.
- Bu gelen Pres ve Ted olmalı.
- Deve ser o Pres e o Ted.
- Pres, canım benim.
- Pres, meu querido.
Pres, karın mı?
Pres, a tua mulher?
Pres'in hanımı buraya hoşgeldi şerefler verdi. - Teşekkürler.
A esposa do Pres seria sempre bem-vinda aqui mas você é especialmente bem-vinda.
Pres'in kardeşi beni o kadar içten karşıladı ki.
O irmão do Pres recebeu-me muito bem.
Tekrardan bizimle olmanız büyük mutluluk, Pres.
É muito bom ter-te de volta, Pres.
- İnşallah, Bay Pres.
- Deus seja louvado, Mr. Pres.
Pres...
Mas, Pres...
Ki Pres'in karısı şeref konuğumuz olur.
E a esposa do Pres é um dos mais honrados.
Ama bu hiç uygun olmaz efendim.
Mr. Pres, não sei se devo.