Rainer Çeviri Portekizce
86 parallel translation
Ve ofisimde çalışan Rainer adındaki sarışın, güzel göğüslü kızla yemek saatinde projeksiyon odasına kaçıp seviştim.
E, sabe, aquela loura, Rainer, que trabalha comigo no escritório... Ela tem... A de cabelos longos e peitos grandes?
Bu, Yüzbaşı Rainer Mueller.
Este é o Hauptmann Rainer Mueller.
Rainier Wolfcastle!
Rainer Wolfcastle.
Rainier Wolfcastle'i tanıyor musun?
Conheces o Rainer Wolfcastle? Sim.
Rainier, adamım.
Então, então, Rainer, meu irmão.
Rainier Wolfcastle mı?
- É o Rainer Wolfcastle?
İş bulamayan aktör Ranier Wolfcastle geldi.
E aqui vem o actor desempregado Rainer Wolfcastle.
Yeni kankamla tanışmaya ne dersiniz? Ranier Wolfcastle! Tanrım!
Querem conhecer o meu novo melhor amigo Rainer Wolfcastle?
Oyuncu, yazar, barbekü sosu sözcüsü Rainier Wolfcastle ile tanıştık. Şimdi de McBain ile tanışabilir miyiz?
Conhecemos o Rainer Wolfcastle, actor, romancista, porta-voz do molho de churrasco, será que podemos conhecer McBain?
Uykusu Ariane'nin yeni erkek arkadaşının evimize taşınmasından onu korudu. Rainer, sınıf düşmanı ve barbekü adam.
O sono livrou-a de ver a mudança para o novo namorado da Ariane, Rainer, inimigo das aulas e homem do barbecue.
... ve Rainer'in oryantal kostümlere ve yaşam tarzına olan büyük ilgisini kaçırdı.
... e o entusiasmo do Rainer pelos costumes e estilo de vida orientais.
Çok cömertsin Rainer!
- Muito generoso, Rainer! - Pelo apartamento todo!
Bugün Rainer'i annemle tanıştırmak istiyorum.
Eu queria apresentar hoje o Rainer à mãe.
Ve Rainer... bu Ariane'min yeni erkek arkadaşı.
E o Rainer... é o novo namorado da minha Ariane.
Teşekkürler Rainer.
Obrigado, Rainer.
- Teşekkür ederiz, Rainer!
- Obrigado, Rainer!
Kaçıranlar, ondan Wallace Rainer'ı onaylamasını istiyor.
Os raptores querem que ele confirme Wallace Rainer.
Wallace Rainer hükümet yargıcı,... bana bu ilişkiyi bitereceğine söz ver,... ve ben de bundan babana bahsetmeyeyim.
Wallace Rainer é um Juiz Federal. Prometa que vai acabar com isto e eu não vou contar para ele que foi você
Dün olanların ardından,... eşimin kaçırılmasıyla gölgelenen,... Yüksek mahkeme seçimlerindeki,... durumun farkına vardım,... bu bir mazaret değil ama onun kayboluşu benim duygusal ve zihinsel olarak karar vermemi güçleştirdi,... ve umarım Yargıç Rainer onun karakteri hakkında yaptığım yorumlar nedeniyle beni affeder.
Em face dos eventos de ontem entendi que a minha posição na audiência sobre a nomeação para a Suprema Corte foi alterada pela rapto da minha esposa.... e, apesar de que isto não é uma desculpa o seu desaparecimento deixou marcas em meu bem estar mental e emocional... .. e eu esparo que o Juiz Rainer possa perdoar meus primeiros comentários sobre a sua pessoa.
Wallace Rainer'ın Yüksek Mahkemenin adalet dağıtıcısı olmasını onaylayacağım.
Eu vou confirmar o nome de Wallace Rainer Como Ministro da Suprema Corte.
Hakim Rainer'ın aleyhine oy vereceğini sanıyordum.
Pensei que ia votar contra o Juiz Rainer.
Wallace Rainer telefonda sizinle görüşmek istiyor.
Wallace Rainer no telefone para o senhor.
Hakim Rainer'dan nefret ediyor, ama yine de ona oy verecek.
Ele odeia o Juiz Rainer, mas ele vai votar nele, assim mesmo.
Ben, Rainer'la telefonda konuşurlarken duydum. "Eğer onu incitirlerse, seni öldürürüm" dedi.
Mas, eu ouvi ele falar no telefone com Rainer ele disse : "se eles machucarem ela, vou te matar".
Siz hiçbir zaman fikirlerinizi kendinize saklayan biri olmadınız, .. ve partinizin çizgisinin dışına çıktınız. Bunun anlamı, Wallace Rainer'ı nasıl destelediğiniz konusundaki tüm dünyaya söylediğiniz bu yalan sizi öldürüyor olmalı.
Você nunca foi de guardar as suas opinões para si mesmo..... e você não se prende á linha do partido quando discorda dele..... quer dizer que deve ser terrível mentir para o mundo que agora apoia Wallace Rainer.
Bu sabah, Yargıç Rainer'la konuştuğunu duydum.
Eu ouvi você falando com o Juiz Rainer, esta manhã.
Yargıç Rainer da bunun bir parçası, değil mi?
Judge Rainer faz parte disto, não faz?
Senatörün kendisinin düzenlediği bu sabahki basın toplantısında, Jeffrey Collins, Adli Komite yeniden toplanır toplanmaz,... Wallace Rainer lehine oy vereceğini belirtti,... başkanın komite için kendi adayıydı.
Qunato ao senador em uma declaração para a imprensa, nesta manhã Jeffrey Collins declarou que assim que a Comissão do Judiciário reiniciar, ele votará para confirmar Wallace Rainer nomeado para a Corte Suprema pelo presidente.
- Sen umduğumdan da ufaksın
- És mais novo do que eu, Rainer. Foi isso que quis dizer.
Senin ehliyetin bile yok, arabaları park ettiğin için kendini şanslı say
Rainer, não tens carta. Foi uma sorte deixar-te estacionar o carro.
- Ne olduğumu biliyorsun
Já é mau o Schmitty e o Rainer saberem quem sou.
Kardeşim Ford'u almış ve hala gelmedi
O Rainer levou o Ford e ainda não regressou.
Aman Tanrım
Rainer, meu Deus...
- Bana yardım eden o
O Mike ajudou-me a mim e ao Rainer quando precisámos.
Ameliyat iyi geçti..
A cirurgia do Rainer correu bem. Está no recobro.
- Taze mi hepsi, Rainer?
- Tudo bem, Rainer?
- Günaydın, Rainer.
- Bom dia, Rainer.
Rainer, başka bir şey yapamaz mıyız? - Ne?
Rainer, não podíamos fazer qualquer outra coisa?
Rainer, sen ol.
Rainer, seja você.
Heil, Rainer!
'Heil Rainer'!
- Sakin ol, Rainer.
- Tenha calma, Rainer.
Dersten sonra bana Rainer diyebilirsin.
Depois da aula podes chamar-me novamente de Rainer.
Rainer iyidir.
O Rainer é porreiro.
Ayrıca seni Rainer atmadı, Bay Wenger attı.
Além disso, não foi o Rainer que te pôs para fora, mas sim o Sr. Wenger.
Rainer bizimle gerçekten güzel şeyler yaptı.
Mas o Rainer fez a coisa certa conosco.
Üzgünüm Rainer, ama artık kontrolün sende olmadığını düşünüyorum.
Desculpe, Rainer, mas acho que já não tem a coisa sobre controle. Não mais.
- Rainer, bir saniye konuşabilir miyiz? - Evet, tabii ki.
- Rainer, posso falar contigo.
Rainer henüz öyle bir karar vermedi, Tim.
O Rainer não decidiu nada, Tim.
Rilke, Rainer Maria.
Rilkes, Rainer Maria.
Sence Sara'nın kaçırılmasına Rainer'ın parmağı mı var.
Você acha que o Rainer tem algo a ver...
Sen, Rainer Luftwaffe Wolfcastle,
Tu, Rainier