Rakam Çeviri Portekizce
1,930 parallel translation
Rakam çok fazla değil belki ama 10 sene öncesinin 2 katı.
Não é muito, mas é duas vezes mais do que há dez anos.
Teklif ettiğimiz rakamın oldukça cömert olduğunu düşünüyoruz.
Acreditamos que a quantia a que chegamos... é bastante generosa.
İyi şans rakamı.
Número da sorte.
Neden beni yalnız bırakamıyorlar?
Porque não me deixam em paz?
Mümkünse birkaç rakamı karşılaştırmak istiyorum.
Gostava de comparar alguns números.
Dünya çapında can kaybı 7 binler civarında seyrediyor ancak bu rakam artabilir.
As baixas em todo o mundo rondam as 7 mil, mas o número pode subir.
John bu rakam çok fazla.
John, essa é uma ampliação bem alta.
Düşündükleri rakamı ortaya sürdüm.
Só afirmarei o que já sabem.
Biz de buna uyan bir rakam sunarız.
Daremos números que os convençam, então.
Bir rakam!
É figurado!
Eğer onu şimdi durdurmazsak, o rakam artmaya devam edecek.
Esse número continuará a crescer se não o pararmos agora.
İsteyerek evlenmedi. Şimdi de bırakamıyor.
Ele não quis e agora está entalado.
Bunlar sadece bir kaç rakam...
Portanto, não será...
"Amerikalılar genel olarak 1 ile 33 arasında hangi rakamı seçerler?"
'Que número entre 1 e 33 os americanos escolhem normalmente?
Aynı rakamı seçemezsin.
4. - 4... - Mas tu não podes escolher o mesmo número.
Birleşik Devletler ordusu geçtiğimiz hafta 148 askerini kaybetti. Bu sayı son 6 ayın en düşük rakamı.
O Comando dos U.S. reporta 148 Americanos mortos na guerra durante a semana passada é o número mais baixo nesta semana no período de 6 meses.
Latin Amerika'yı ele almadan önce rakam alışverişi yapmakta anlaşmalıyız.
Antes de lidarmos com a América Latina, temos de concordar que vamos trocar números.
Orada rakam bile görmüyorum.
Nem vejo ali números.
- Altı rakam olmalı.
- Preciso de seis dígitos.
Çocuklar Günü olduğunda bu rakam 10'a yakın olur.
Perto de dez, se estamos falando da cobertura do Dia da Criança.
Rakamı söyle.
Atire um número. Veremos.
Boşa zaman kaybı bu. Benim önerdiğim rakamı sen reddedersin, senin önerdiğini ben reddederim sürüp gider.
Eu ofereço um número, a senhora rejeita, depois atira outro número, eu rejeito e por aí em diante.
İntikam alacaksın, bu yüzden de rakam ne olursa olsun anlaşmak istemiyorsun.
Eu percebo a vingança, por isso sei que não quer chegar a acordo, seja qual for o preço.
O zaman bu ismi patronuna sor ve anlaşma için kafasındaki rakam her neyse, bunu üçle çarpmasını söyle.
Bem, mencione esse nome ao seu chefe, e seja qual for o preço que ele autorizou, diga-lhe para o triplicar.
İlk iki rakam santralin yerini gösteriyor ikinci iki rakam saati üçüncü iki rakam ise haftanın günü.
O primeiro número é a localização das instalações, o segundo número é a hora, o terceiro número é o dia da semana.
Bana rakam söyle.
Dê-me um número.
11 rakamına benziyorsun.
Parece o número 11.
Onu bırakamıyor.
não pode abrir mão dela.
Son rakam da 41.
- E o número complementar o 41.
- Hayır, sadece 5 rakam tutturduk.
Não, só temos 5 números certos.
5 rakam mı?
Cinco números certos?
Bırakmak istiyorum, ama bırakamıyorum, çünkü doktor ücretini ödeyecek param ve sigortam yok.
Quero demitir-me, mas não posso, porque não tenho dinheiro para as contas do médico e para o seguro, e assim.
Seni hissettiği sürece acı içinde olacak. Çünkü seni bırakamıyor.
Enquanto ela te conseguir sentir, vai sofrer, porque não te consegue libertar,
Rakamı memnuniyetle aşağı çekerim. Tabii kapıya geçip taşaklarınızı ezerseniz.
De bom gosto cubro aquele preço, se for até aquela porta e entalar os tomates...
Sosyal güvenlik numaranın ilk üç rakamı ne?
Quais são os três primeiros números do teu seguro social?
Üçüncü rakam, kırılması en zor olanıdır.
O terceiro número é obviamente o mais difícil de descodificar.
İlk iki rakam 1'di. Buna da 1 gireceğim.
Os primeiros dois números já estão, agora só falta um.
Dünyanın en iyi rakamını hatırlıyor musun?
Ainda és o melhor do mundo em lembrar-te de números?
Bana sadece rakam ver.
Dê-me um número.
Bana işe yarar bir rakam ver.
Dê-me um número para que isto funcione.
İğrençsin ve polisler cinsel organına kelepçe vurmalılar ama bu rakam çok daha yüksek olmalıydı.
És nojento e a polícia devia apreender-te os genitais, mas o número deve ser mais alto.
Kahraman. Bu genel toplam. Önemli olan tek rakam bu.
Só o total é que importa.
Aynı rakamı iki kez kullanmışsın.
Usaste-o duas vezes.
Yeni bir hamisi var, ve onu bırakamıyor.
É padrinho de uma menina, não pode deixá-la esperando.
Pekala.Bana kesin rakamı söyleyin.
Certo. Passe o valor exato.
Aslında, rakamı yüksek sesle duyunca, yaptıklarının karşılığında, bana da biraz az gibi geldi.
Sabes, agora que ouço o número em voz alta, parece-me baixo, depois de tudo o que fizeste. 25 mil deve ser mais justo.
Evet, Bir rakam seçiyorsun, mesela 6... Parayı üzerine koyuyorsun.
Bom, escolhes um número, por exemplo o 6, e pões lá a moeda.
Sanırım hiçbir zaman bırakamıyorsun.
Acho que vocês nunca deixaram.
Rakamların yerini değişik algılamak, rakam algı bozukluğunun klasik bulgusudur.
Transposição de dígitos. É um sinal clássico de confusão com números.
Bırakamıyorum!
Não posso!
Rakam nedir?
Quantos?