English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ R ] / Raya

Raya Çeviri Portekizce

2,888 parallel translation
Bu yüzden gösteri fikrini ilk sıraya koydum.
Por isso é que aprovei a ideia para começar.
Eğer onları listede ilk sıraya alabilirsek onlara ileriye bakabilecek bir şey verebiliriz.
Se os puséssemos em primeiro lugar na lista para lhes dar esperança...
- Hastayı sıraya alın.
Informem a doente.
Hiçbir zaman en üst sıraya çıkamazsınız ve her zaman biri gelip ilk sırayı kapar.
Nunca no topo. E havia sempre alguém que conseguia o transplante primeiro.
Hadi, sıraya girin.
Vamos, meninos alinhem-se.
Eroin kamyonları saldıraya uğrasa sence ne olur?
O que aconteceria se uma das carrinhas deles fosse atacada?
Bu ikinci sıraya gelir.
Isto demorá só um segundo.
Başka bir sıraya geç güzelim.
Tenta outra fila, querido.
Sonra bizi en ön sıraya oturturdun. Bok kokuyordu.
Meteste-nos na primeira fila, e cheirava a merda.
Yalakalarını yardıma çağırınca hepsi birer birer sıraya girmiş.
Ele chama e a carneirada segue-o.
Uluslararası sulara vardığımda diğer yarısını 12 numaralı şamandıraya bırakırım.
Saio em águas internacionais, deixo o resto na bóia 12.
- Bak. - Sıraya geçin.
Olha!
Onun gibi tatlı bir kız kampüste ağlayarak dolaşırsa yüzlerce adam ve en azından altı kadın sıraya dizilir. Baban doğru söylüyor.
O teu pai tem razão.
- Sıraya geç.
Vais ficar aí
Ayrılalım, herkes bir sıraya baksın.
Vamos dividir-nos pelos corredores.
Ancak Polislere Saygı Günü'nde en arka sıraya oturabilmiştim. Teşekkürler.
Eu só me sentava lá atrás, nas comemorações da policia.
Şu ana kadar yaptığın en salakça on öneri içinde bu birinci sıraya kazık çakar.
Das 10 piores ideias que já tiveste, esta, sem dúvida, é a campeã.
Zola'yı bırakıp alma işini sıraya bindirdik.
Nós fazemos turnos para a trazer e a vir buscar.
Pardon ama hayatımda ilk defa, Kendimi ilk sıraya alıyorum.
Desculpa, mas por uma vez na vida, vou fazer o que eu quero primeiro.
Hanımlar, ilk üç model sıraya girsin.
Quero as primeiras três modelos alinhadas.
.. böylelikle işlemleri sıraya koymaya başlayabilirler.
Para que possam começar a colocar as coisas em ordem.
Etkinliklerle talipleri sıraya diziyor.
Ele organiza estes leilões, reúne os pretendentes...
Kitap Amazon'da 4'üncü sıraya yükseldi, ve bugün Union Meydanında Barnes ve Noble'deki okuman için hızla bütün yerler tükeniyor.
O livro está em número 4 na Amazon e a tua leitura de hoje na Barnes and Noble da Union Square está a encher rapidamente.
O zaman sıraya gir... cesaretin varsa.
Então vai para a linha... Se é que te atreves.
Şimdi, sıraya geçin!
Agora alinhem-se!
Her şeyi alfabetik sıraya göre düzenlemiş.
Ela põe tudo em ordem alfabética.
İlk tura başlamamızla birlikte kalabalık sıraya dizildi.
A multidão foi à loucura quando abrimos nossa primeira volta.
Diğer alıcılar sıraya girmeye başladı.
Estão a aparecer outros compradores.
- Sıraya girmesek ne olur?
- E se não conseguirmos entrar?
- Sıraya gireceğiz.
- Vamos conseguir.
İlaç için sıraya girin!
Hora dos medicamentos!
Tek bir zayıflık belirtisiyle, gözüme sivri bir dış fırçası saplamak için yirmi kişi sıraya girer.
Um sinal de fraqueza, e 20 gajos juntam-se para me enfiar uma escova de dentes no olho.
Kolleksiyoncular ondan mal satın almak için sıraya dizilmişlerdi resmen.
Os coleccionadores faziam fila para lhe comprar as coisas.
Doktoru arayıp dışarı çıkış için herkesi sıraya sokmasını söyledik.
Contactámos por rádio o doutor, e dissemos-lhe para alinhar todos para a extracção.
Seni buradan çıkarmak için sıraya giren başkasını göremiyorum.
Não vejo mais ninguém na fila para o tirar daqui.
Geçen perşembe kulüpte, sıraya kaynamaya çalışmıştın.
Na quinta-feira passada na boate, tentou furar a fila.
- Sıraya kaynak yapmak yok!
- Não podes passar à frente.
Gerçekten, sıraya kaynak yapmaya aşırı tepki vermeyi bırakın!
Sinceramente, tenham lá calma com as passagens à frente.
Sıraya dizin onları.
Alinha-os.
Her yıl bahçe girişimde sıraya girip garajımın önünü kapatıyorsunuz.
Todos os anos, fazem fila na minha relva e tapam-me a entrada.
Sıraya bindirebiliriz.
Podemos meter-vos na rotação.
Mahkûmları sıraya sokun!
Alinhem os prisioneiros!
Üzgünüm, efendim. Sıraya geçmelisiniz.
Perdão senhor, vai ter de esperar na fila.
Hadi sıraya girelim. Noel Diyarı'nı hep sevmişimdir.
Vamos para a fila, sempre adorei a aldeia do Pai Natal.
Özellikle Noel arifesinde O'Brien ailesinin bir geleneği olarak yedi kız ve erkek kardeşim yepyeni Noel pijamalarımızla merdivenlerde sıraya girer ve fotoğraf çektiririz.
- Sobretudo a véspera de Natal. É tradição familiar dos O'Brien, dos meus sete irmãos e irmãs, alinharmo-nos nas escadas no pijama de Natal novo e tirar a fotografia.
Sivilleri sıraya dizip babama ve askerlerine seçim yapmaları gerektiğini söylerken.
Quando alinharam os civis e disseram ao meu pai e aos seus soldados, que tinham de escolher.
Albüm billboard listelerinde 50. sıraya yakın bir yere yerleşti. Ama Michael bir numara olacak bir albüm istiyordu.
Chegou a meio da tabela nos 50, e nós queríamos algo que fosse número um.
Bir kadının, kendisini birinci değil de ikinci sıraya koyan biriyle birlikte yaşadığını
Não me parece que uma mulher consiga viver com um homem que a põe em segundo lugar
Sıraya gir.
Põe-te na fila.
Bu salaklar anlaşma için sıraya giriyor.
Estes burros assinam contratos por dinheiro, poder, cabelo...
Sıraya girin Atlıkarıncaya
É a tua vez Dá uma volta

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]