Restore Çeviri Portekizce
243 parallel translation
Bu film 1973 yılında "MOSFİLM" stüdyolarında restore edildi.
Este filme foi restaurado nos estúdios "Mosfilm" em 1973.
Tabii sizi daha yakından tanıyabilirsem, benzerliğinizi sembolizm kaybı yaşamadan restore edebilirim.
Quando a conhecer melhor talvez eu seja capaz... de restituir a sua imagem, mas sem perder o simbolismo.
Tabloyu restore etmişsin.
Restauraste a pintura.
Mesela restore etmeye çalıştığımız müzemiz.
Museus que tivemos que reconstruir.
Bir ressam bazı sanat eserlerini restore ediyor.
- Sim mas é o pintor que está restaurando a igreja. - Mas sim é urgente...
İskoç Anıtlarını Koruma Derneği tarafından restore ediliyor.
Restauro pela Sociedade para a Preservação dos Monumentos Escoceses.
Birkaç yıl önce kale restore edildiğinde, pek çok gizli oda buldular.
Quando restauraram o castelo, há alguns anos... encontraram vários quartos secretos.
- Öyle, restore ediliyor.
- Ou seja, estão-a restaurando.
Polisi yeniden organize ediyorduk. Ve düzeni restore ediyorduk.
Reorganizamos a policia e restabelecemos a ordem.
Ya taklit olanı restore edeceğiz ya da denize gömülecek.
As opções são restaurar o falso ou deixá-lo cair no mar.
Restore ettiği pencerelerle orjinalleri arasındaki farkı anlatamam.
e os seus restauros não são diferentes dos originais.
Benim kocam burayı restore ediyor.
- Meu marido está a restaurar a igreja.
Atımdan indiğim zaman, yat ve Cap D'Antibe'de restore etmekte olduğumuz bir 13. yüzyıl şatosu var.
Quando desço do cavalo, tenho o iate e... um palacete do século XIII que vamos reconstruir em Cap D'Antibe.
Burasi bir zamanlar kütüphanenin bir uzantisiydi, ve daha sonra restore edilerek yapilan, ve tapinak olarak kullanilan Serapeum idi.
Está num anexo da biblioteca, o Serapeu, um antigo templo, posteriormente consagrado à sabedoria.
Yeni projem Morgantown mezarlığının restore edilmesi.
O meu próximo projecto... restaurar o cemitério da estrada Morgantown.
Restore ettiğim takdirde motelden daha fazla para kazanabilirim.
Achei que ganharia muito mais dinheiro com o motel. Assim que eu o recuperar.
Atlıkarıncayı restore ediyorum.
Estou a restaurar um carrocel.
- Ev alıp restore eden birine satmış.
- A uns tipos que restauram casas.
- Evet. Restore ediyoruz.
- É, estamos a restaurá-la.
Bir tane bulup, restore etmenin iyi olabileceğini düşünüyoruz.
Vamos comprar uma para restaurar.
Dikkatlice, sanki bir Rönesans resmini restore edermiş gibi.
Com cuidado... como se restaurasses um quadro da Renascença.
Ama hala ayakta. Kurtarılıp restore edilebilir.
Mas este ainda está aqui e pode ser salvo...
Demek kocanız avukat... siz de Hirshenson Koleksiyonu için tablo restore ediyorsunuz.
Então, o seu marido é advogado... e você restaura peças de arte da Hirshenson Collection.
Waverlylerin konağını restore etmişsiniz.
Andou a recuperar a mansão de Waverly?
Hayır. Burası eskiden tuvaletti. Restore ettirdik de.
Oh não... a casa de banho era aqui... antes de termos feito obras.
Onu bu işe bulaştırmak hoşuma gitmedi. Bu kent için çok şey yaptı. French Quarter'ı restore ettirdi.
Odeio vê-lo metido nisto, fez tanto pela cidade, restaurando o Bairro...
Resimi eve getirdi ve restore ettirdi.
Ele o levou para casa e o restaurou.
.. 16.yy'dan restore edilmiş bir değirmen
Foi adaptada.
Komuta fonksiyonları restore edildi.
Funções de Comando restauradas.
- Tabii, restore edildi.
- É claro que teve nova decoração.
Şapeli restore ettiler.
Eles restauraram a Capela.
Andrew, 15 yıl önce restore ettirmişti.
O Andrew restaurou-o há uns 15 anos.
Evet. Merkezde, güzelce restore edilmiş Viktoryan tarzı bir ev.
É uma casa vitoriana lindamente restaurada.
Elimde, merkezde, güzelce restore edilmiş Viktoryan tarzı bir ev.
Uma bela casa vitoriana lindamente restaurada...
Kendince bir bedel biçecekti ki.. ... kendimi korumak amacıyla senin sanat eserlerini restore eden güvenilir bir adamın olduğu aklıma geldi.
Ele vai fazer uma estimativa, mas... lembrei que você conhece um bom restaurador.
Konuşma safhasına ne tür bir psikoloji kullanıldığından konuşalım Unit 01 2 gün içinde restore edilecek
As reparações do Eva-01 acabarão depois de amanhã.
Türk banyosunu restore etmek istiyorum.
Eu quero tentar reabrir o banho turco.
Evimin yarısı restore ediliyor. Çocukların aktiviteleri var.
A minha casa está a ser remodelada e os meus filhos têm actividades.
Burayı Bay Williams restore etti.
Foi o Sr. Williams que restaurou esta casa.
Restore edildikten sonra tabii.
Restaurado como deve ser, claro.
Sanat eserlerini restore ediyormuş... dini kalıntılar.
Relíquias religiosas.
Galina öldürülmeden önce, kilise için birkaç tanesini restore etmişti.
A Galina restaurou vários aqui na igreja antes de ser morta.
- 8 aydır kiliseyi restore etmeye çalışıyorum, seni kurtarmak için geldim.
Passei 8 meses a restaurar aquela igreja, e deixei-a para o vir salvar...
Naziler güneş tanrısına adanmış Externstein gibi antik pagan tapınaklarını da restore etmeye başladılar.
Os Nazis começaram inclusive a restaurar antigos templos pagãos, como Externstein, que era dedicado a uma divindade solar.
Yeni restore ettirdik.
Obrigado. Basicamente, só a restaurei.
Restore mi ediyorsunuz?
Está a restaurá-lo?
Hayır, restore ediyorum.
Não. Estou só a restaurá-la.
Sen restore etmeden önce de bu çirkinlikte miydi?
Como era antes de a restaurares?
Gelecek hafta restore ettiğim bir binanın açılışını kutlayacağız.
Para a semana, vai haver uma festa de inauguração de um edifício que restaurei.
2008 yılındaysa, gelişen teknoloji sayesinde Cinematheque grubu, Max Ophüls'ün arzusuna kayıtsız kalmamış ve filmin tamamen restore edilmiş halini renkli, stereo sesli ve asıl formatına uygun bir şekilde piyasaya sürmüştür.
Em 2008, graças à tecnologia digital... a Cinemateca Francesa pôde lançar uma versão totalmente restaurada... fiel às intenções de Ophüls, com as cores, o som e... o formato originalmente idealizados.
Bir taklidi restore ediyorum.
Estou restaurando em falso.