English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ R ] / Rol

Rol Çeviri Portekizce

5,110 parallel translation
Danny'nin küçük filmindeki o rol ne kadar da acınası.
Um papel no filmezeco do Danny. Que triste!
Zaten büyük bir film yapımcısıyla yattıktan sonra neden Danny ile o rol için yatasın ki?
E por que haverias de comer o Danny para teres o papel quando já comeste um grande produtor?
Gerçekten Gümüş Çığlık isimli bir filmde rol almak için yapımcıyla yattın mı?
Tu chupaste mesmo a piça a um velho produtor para teres o papel nesse tal filme "O Grito de Prata"?
Ama bu bulguların çözülmesinde bir rol oynamayacağından ve bu kasabadaki herkes bir şekilde birbiriyle bağlantılı gibi gözüktüğünden bunun üzerine olmayacağım.
Mas como não influenciará na resolução deste veredicto e visto que toda a gente desta cidade parece estar ligada, de certa forma... abrirei uma excepção.
Bu rol için siyahi bir aktörle ilerlemeye karar verdik.
Decidimos fazer o papel com afro-americanos.
Bana rol lazım.
Preciso mesmo muito de um papel.
Rol yapmayı mı?
Como serem actores?
Seks sonrası rol yapma diye bir şey duymamıştım ama hoşuma gitti.
Nunca ouvi falar de representação pós-sexo, mas gosto.
Seninle konuşana kadar bekledim fakat Hell's Kitchen'da rol kapabileceğin konusunda emin gibiyim.
Estava à espera para falarmos, mas tenho a certeza que te conseguir colocar no "Hell's Kitchen".
Bir rol yani.
- É uma representação.
Çok hareketli biriyimdir ve çok iyi bir rol model değilimdir.
Tenho muita personalidade... e não sou nada um exemplo a seguir.
Rol nedir?
Qual é o papel?
- Gerçekten iyi bir rol.
É um papel muito bom.
Neden ben? Rol için biçilmiş kaftansın.
És perfeito para o papel!
- Rol nedir?
Para que papel?
Kelimeler ağzından dökülüyor. Rol yaptığına inanmazsın.
- Nem parece um actor.
Başka hiç kimsenin bilmediği bir şeyi biliyormuş gibi rol yapıyor değil mi? - Evet. - Evet.
Ele actua como se soubesse algo que todos os outros desconhecem.
Herkesin bildiği şeyi ben bilmiyormuşum gibi rol yaparım. - Doğru.
Actuo como se todos soubessem algo que eu desconheço.
Gerçek bir Amerikan filminde rol alacağım ve Los Angeles'a gidiyorum.
"Vou entrar num filme americano!" "Vou para LA, vou para Hollywood."
- Filmin birinde rol aldım. - Muhteşem!
Vou entrar num filme.
Blade eskiden rol icabı hayat kurtarıyordu. Şimdi ise gerçekten kurtarıyor.
O Blade costumava fingir que salvava vidas.
Tanıştığımızda sen de az teheyyüç içinde rol kesmiyordun.
Quando nos conhecemos, estava a declamar de forma apaixonante.
Çünkü seni farkettirebilecek bir rol, Ve ben farkedilmek istiyorum.
Porque é o tipo de papel que te faz notada e quero que reparem em mim.
Bu rol için seninle sevişirim.
Fodo-te por este papel.
Birkaç tiyatro ve reklamda rol aldım,
Fiz algum teatro e anúncios, mas não era muito boa.
Rath benim için uygun olabilecek küçük bir rol olduğunu söyledi.
O Rath disse que tinha um papel pequeno para o qual podia ser boa.
Evet, küçük bir rol. Ama karakoldaki sekreter olacak.
Sim, é um papel pequeno, mas ela seria a secretária na esquadra da polícia.
- Ama sadece rol yapıyordum.
- Estava só a fingir.
Hangi rol?
Que papel?
Rol yapmayı bırak.
Pára de fingir.
Bak dostum, rol kesiyordu.
- Olha, ela estava a fingir. - Por quê?
Artık rol yapmanın bir anlamı yok.
Não vale a pena fingir mais. Eu sei sobre a Amber.
Senden rol yapmanı istiyorum.
Preciso que desempenhes um papel.
- Evet, bir rol aramak için Kwik-E-Mart'da çalıştım.
Sim, trabalhei no Kwik-E-Mart para fazer pesquisa para um papel.
Belli ki olumlu bir erkek rol modele ihtiyaç duyuyorsun.
Apenas precisas de uma presença masculina positiva.
Aslında, o olmasa bu işi başaramazdım ve acaba ufak bir rol için seslendirme yapabilir mi diye merak ediyorduk. - Evet.
Não teria conseguido se não fosse ele, e estávamos a pensar se poderia fazer uma audição para um papel pequeno.
Bana karşı rol yapmana gerek yok.
Não precisas de te fazer de forte comigo.
İşin iyi tarafı gayet güzel bir rol kapmış.
Pelo lado positivo, parece que tem um bom papel.
Bana karşı rol yapmana gerek yok.
Não precisas de fingir comigo.
- Yani demek istediğin bunların hepsi rol müydü?
- Então estás a dizer que tudo aquilo foi uma encenação?
Rol yapmaya çalışıyorum!
Estou a actuar!
1860 civarında oyunlarda çok sayıda küçük rol aldı ve bazı akşamlarda da yatağına pek çok âşık!
Em 1860 essa jovem coleccionava pequenos papéis no teatro e em algumas noites, amantes Espero
Amerika kurumlarının endüstri standardı olmasına ramak kalan IBM PC'nin dünyaya açılmasında önemli rol oynamıştır kendileri.
Teve um papel fundamental na estreia mundial do IBM PC, que está hoje na eminência de se tornar o standard industrial da América das corporações.
İnternet'teki bir rol üstlenme oyunu.
É um jogo RPG na Internet.
Eğer daha iyi bir rol modeli olsaydın burada olmazdım.
Eu não estaria aqui se fosses mais um modelo a seguir.
Şimdi, unutma, kendin gibi olmazsan, hayatın boyunca rol yapman gerekir.
Lembra-te, não ajas como costumavas fazer e mantém-te assim para o resto da tua vida.
Rol yapmayı kes.
Deixa-te de tretas.
Rol yapıyor.
Ele está a fingir.
Daha önce hiç ekranlarda yer almadı ve onu oynayacak ilk kişi, Donal Logue olacak ve bu rol için gerçekten de çok uygun biri.
Nunca foi concretizado em imagem real, e o Donal Logue é a primeira pessoa a interpretá-lo, e é absolutamente perfeito para o papel.
Hazırlandığım rol için.
Para um papel para o qual estou a preparar-me.
Tanrım, belki de rol teklifini geri çevirmeliyim.
Talvez devesse recusar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]