Sanıyorsun Çeviri Portekizce
23,499 parallel translation
Şu "Yüksek Zümre" olayına gitmezsem ne olacağını sanıyorsun?
O que achas que aconteceria se não fosse?
Bir milyarın altına düştüğüm zaman gidip herkese anlattığımı mı sanıyorsun?
Achas que contei a toda a gente?
Bu şeylerden birine âşık olan ilk enayinin sen olduğunu mu sanıyorsun?
Pensas que és o primeiro palerma a ficar apanhado por uma destas coisas?
Bostonlıların mükemmel olduğunu mu sanıyorsun?
Pensas que os teus "bostonianos" são assim tão bons?
Bu yer bulma büyüsünü öylesine mi yaptım sanıyorsun?
Achas que eu fiz aquele feitiço de localização porque me apeteceu?
Bir şeyler gördüğünü sanıyorsun ama görmedin.
Acha que já viu muita coisa, mas não viu.
Sen hayatı güllük gülistanlık sanıyorsun.
A trotear por aí como se tudo fosse um mar de rosas.
Karısının karanlıkta yalnız yürümesine izin vereceğini mi sanıyorsun?
Acha que ele vai deixar a sua mulher andar sozinha na escuridão?
Fort Rozz Hayalet Bölge'den nasıl kurtuldu sanıyorsun?
- Como é que achas que Fort Rozz conseguiu sair da Zona Fantasma?
- Ne yaptığını sanıyorsun sen?
- O que raio é que pensas que estás a fazer?
- William amcana ne oldu sanıyorsun?
O que é que achas que aconteceu ao teu tio William?
Gerçekten Narcisse ve arkadaşları bu kadar güce sahipken oğlum reşit olduğunda istekleriyle çekileceklerini mi sanıyorsun?
Achais mesmo que, após terem conquistado o poder, que o Narcisse e os amigos irão entregá-lo de bom grado quando o meu filho atingir a maioridade?
Geride kalanların kurtarıcısı olduğunu mu sanıyorsun?
E o quê? Acha que é o salvador de todos aqueles que ficaram para trás?
Kim olduğunu sanıyorsun?
Quem diabo achas que és?
Kim olduğunu sanıyorsun sen?
Quem diabo julga que é?
Bu kasaba senin sanıyorsun.
A agir como se fosse o dono desta vila.
O adamlara birlikte, oraya ait misin sanıyorsun?
Tu achas que o teu lugar é entre aqueles homens?
Köprü yapımı ne kadar sürecek sanıyorsun?
Quanto tempo pensas que vai demorar a obra do viaduto?
Hayır, sadece bildiğini sanıyorsun.
Não, apenas achas que sabes.
Ramse, lanet olsun sana! Ne yaptığını sanıyorsun?
Ramse, raios partam!
- Ne yaptığını sanıyorsun?
- O que pensa que está a fazer?
Pardon ama komik olduğunu mu sanıyorsun?
Desculpa. Achas que és engraçado?
Onun durumundaki birine yardım etmek kolay mı sanıyorsun? Kız vatan haini.
Ela é uma traidora.
Elizabeth'i kaçıran insanlara sessiz kalma haklarının olduğunu söyleyebilmen için bizim peşimize takılmana izin vereceğimi mi sanıyorsun?
Acha que vou deixar você sair por aí e informar às pessoas que sequestraram a Elizabeth que elas têm o direito de permanecer caladas?
- Bunu para için yaptığımı mı sanıyorsun?
- Achas que fiz isto por dinheiro?
Ölmüş kardeşim üzerinden para kazanmaya çalıştığımı mı sanıyorsun?
Que estou a tentar ganhar dinheiro com a morte do meu irmão?
Kendini ne sanıyorsun, bilmiyorum ama iznim olmadan ofisime giremezsin.
Eu não sei quem tu pensas que és, mas não entras no meu escritório sem minha autorização.
Dalga geçtiğimi mi sanıyorsun?
Tu julgas que estou a brincar?
Neden bu zahmete girdiğimi sanıyorsun?
Porque é que achas que me dei a este trabalho todo?
Kızımı incitebileceğini mi sanıyorsun?
Achas que podes magoar a minha filha?
Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
Achas que não sei disso?
Bana yeni bir şey söylediğini mi sanıyorsun?
- És como um botão ambulante.
Ne sanıyorsun, UMD'den nefret ediyorum da ondan.
O que é que achas? Eu odeio a porra da DEA.
- Ne yaptığını sanıyorsun?
Que raio de porra estar a fazer?
Bunu bilmiyor muyum sanıyorsun Aynştayn?
Achas que eu não sei disso, Copernicus?
Neden buradayım sanıyorsun, Klaus?
Porque achas que estou aqui, Klaus?
Bu kitabı hoşlandığım için mi sakladığımı sanıyorsun?
Pensas que tenho este livro... porque gosto dele?
Kim sanıyorsun beni?
Quem é que pensa que eu sou?
Kim sanıyorsun beni?
Quem é que pensa que eu sou? - Desculpe!
Özür dilerim! - Kim sanıyorsun beni?
- Quem é que pensa que eu sou?
Sen kim olduğunu sanıyorsun?
Quem é que pensas que és?
- Walter, sen kendini ne sanıyorsun be?
Walter, quem diabos pensas que és?
Seni burada vuracağım ve olay bitecek mi sanıyorsun?
Achas que só vou atirar e pronto?
- Ne cehenneme gittiğini sanıyorsun?
Onde raio pensas que vais?
O Moğol askerlerden başka kimsenin peşine düşmeyeceğini sanıyorsan yanılıyorsun.
Enganas-te se achas que aqueles soldados mongóis são os últimos que vais encontrar.
- Sanırım kalacak yer arıyorsun.
Estás a oferecer-me pensão completa de novo?
Sanırım esas konudan sapmaya başlıyorsun.
Acho que sentes prazer com isto.
Onu gözümü bile kırpmadan öldürürüm mü sanıyorsun?
Achas que o matava a sangue frio?
Sanırım endişemi anlıyorsun.
Tenho a certeza que podes adivinhar a minha preocupação.
Kim olduğunu sanıyorsun?
Quem pensas que és?
Genç bayan, inatçı ve bencil bir erkekle yaşamanın nasıl olduğunu bilmediğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
Senhora, se pensa que não sei o que é viver com um homem, teimoso, egoísta, então está enganada.