English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sebastien

Sebastien Çeviri Portekizce

62 parallel translation
Sebastien, kardeşimin başına gelen benim de başıma gelebilirdi.
Sebastien, o que aconteceu ao meu irmão podia ter-me acontecido.
Sebastien!
Sebastien!
Sebastien.
Sebastien.
- Bir ikiz kardeşim var, Jean-Sebastien, aynı bana benziyor...
Eu tenho um irmão gémeo, o Jean-Sebastien, ele é como eu...
Şey, San Sebastien daki kira kontratını fesh ettik.
Well, o aluguer em san sebastien estava em cima.
Akim, Sébastien, evet.
Akim... Sebastien, depressa.
Gel, Sebastien!
Venha, Sebastien!
Sebastien Inlet Ulusal Parkı kıyı şeridi boyunca geniş bir balık katliamı yaşandı.
Uma grande matança de peixes atingiu a costa ao longo de Sebastian Inlet State Park.
Sebastien de pek konuşmayı sevmez.
O Sébastien também não fala muito.
Sebastian Boucher olarak teşhis edilen şahıs, Evans'ın kaçırılmasından bu yana Matlock'ın ödeme yaptığı eski bir yabancı ordu askeriydi.
Ele foi identificado como Sebastien Boucher, ex-legião estrangeira, um dos mercenários de Matlock desde o sequestro do Evans.
Fernando mendiguiri, Sebastien dubigny,
Fernando Mendiguiri, Sebastien Dubigny,
Sebastien! Lütfen gerçekten parmak ısırtacak bir şey bul.
Sebastien, por favor, encontra algo realmente surpreendente.
- Az önce orada ne oldu, Sebastien?
O que aconteceu, Sebastien?
Şimdi de yeni evliler için, Jeanne ve Sebastien!
Agora vamos receber os recém-casados... Jeanne e Sébastien!
Jean Sebastian Bach.
Jean-Sebastien Bach,
Talia Kleinhendler Yapımcılar : Osnat Handelsman-Keren, Diana Elbaum, Sebastien Delloye
Tradução do inglês e legendagem Nuno Ventura Barbosa
Beni dinle Sebastien, ben böyle köpekleri iyi bilirim.
Ouve-me. Conhe � o c � es maltratados.
"Ona Saint Sebastien gibi poz verdireceğim." dedi.
"Vou pô-lo a pousar como São Sebastião."
Ona Saint Sebastien tablosunun bir örneğini gösterdim. Vücudu diriydi ama kafasına işkence ediliyordu.
Mostrei-lhe um postal com uma pintura de São Sebastião onde o seu corpo estava em paz, mas a sua cabeça em tormento.
"Evet, Saint Sebastien."
Sim, é o São Sebastião. "
Silahşorların Sebastian'dan haberi var.
Os mosqueteiros sabem do Sebastien.
Sebastien.
- Sebastien...
Marie-Jeanne, Sebastien'ı üç yıl avlamaya çalıştı. Ta ki 1767 yılında onu köşeye sıkıştırana kadar.
Marie-Jeanne caçou Sebastien durante três anos até que finalmente ela o encurralou em 1767.
Tarih seni hatırlayabilir Sebastien.
A História poderá recordar-te, Sebastien.
Kapa televizyonu Sebastian.
Desliga a televisão, Sébastien...!
Televizyon Sebastian!
A televisão, Sébastien!
Sébastien'ı kullanıyorum çünkü... böylesi hayatımı kolaylaştırıyor.
Digo que me chamo Sébastien, por... Por ser mais fácil, no dia-a-dia.
Ve onun adı Fabien değil Sébastien.
E não é Fabien, é Sébastien.
- Sen Mathieu'sun, değil mi?
Mathieu, certo? - Não, Sébastien.
Sébastien. - Bulmak zor olmadı değil mi?
Foi difícil, encontrar o caminho?
Vincent'la Sébastien nerede?
O Vincent e o Sébastien?
Sébastien gelmek istemedi mi?
Não quis vir, o Sébastien?
- Hayır, Sébastien.
- Com o Sébastien.
Sébastien mı?
Ao Sébastien?
Hayır. - Sébastien.
Não é Fabien...
- Doğru.
- Sébastien.
Ona Michelet'i aramasını söyle. Benim gönderdiğimi söylesin. Birine ihtiyacı var.
Pois diz ao Sébastien que ligue ao Michelet da minha parte, anda à procura de alguém neste momento.
Hayır Sébastien...
Não, Sébastien...
Sébastien gelmiş.
Está ali o Sébastien...
- Sébastien sana söylemedi mi? - Hayır.
O Sébastien não te disse?
- Sébastien nerede?
O Sébastien? - Sei lá dele.
Bu Sébastien.
- Guillaume. - Este é o Sébastien.
- Sebastian.
- Sébastien.
Bugün Véronique et Sébastien'ın hiç takmadığı kırmızı peruğu gibi nadir bulunan şeyler dağıtıyorum.
E estou a distribuir objectos raros como a peruca que a Véronique e o Sébastien nunca usaram.
Bu ilginizi çekmiyor mu, Sébastien?
Não te interessa, Sébastien?
Khadija için bir kez vurun, Sébastien için iki kez vurun.
Discar 1, para Khadija. Discar 2, para Sébastien.
Şimdi Mouss'la Sébastien'in de bizimle gelmesini isteyelim ve...
Vamos fazer isso. Vamos pedir ao Mouss e ao Sébastien que venham connosco...
Ben Sébastien, fizik tedavici.
Sou o Sébastien, o fisioterapeuta.
Merhaba Sebastien.
Olá, Sebastien.
Sebastian,? Düşme ha.
Sébastien, deixa-te estar aí.
Sonra J. S. Bach dinlemesini tercih ettiler, on gün dayanmıştı.
Depois disseram-lhe que preferiam que ele ouvisse Jean Sébastien Bach durante os dez dias que lhe restavam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]