English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sekiz yıl

Sekiz yıl Çeviri Portekizce

964 parallel translation
Sekiz yıl. Beraber büyüdük. Niçin evlenmediniz?
Se tivesse que voltar a fazê-lo, me casaria.
Sekiz yıl Riviera'da içimdeki yazarın çıkmasını ve derin bir şey söylemesini bekleyerek sırt üstü yattım.
Durante oito anos, estive na Riviera, com a minha fonte de inspiração, à espera que o grande artista emergisse e dissesse alguma coisa de grande importância.
Neşelen, David. Öğrenmek için sekiz yılımı harcadım ben.
Anime-se, David, eu levei 7 anos.
Çıktıktan sonra elini ayağını bu işlerden çekti. Bu yedi, sekiz yıl kadar önceydi.
Regenerou-se depois de sair, há uns sete ou oito anos.
Ben biraz acele ettim ve evlendik,... bu sekiz yıl önceydi.
Ele voltava de um carregamento de gado. Nunva estive no Oeste antes de casar.
Sekiz yıl sonra görüşürüz.
Até daqui a oito anos.
Margo, Bill senden hepi topu sekiz yıl küçük.
Margo, Bill é oito anos mais novo que tu.
Indian Falls adındaki kasabada da sekiz yıl önce benzer şeyler oldu.
O mesmo aconteceu há oito anos em Indian Falls.
Sekiz yıl oldu gideli...
Passaram oito anos...
Seni kırıyorsam beni affet ama oğlum öleli sekiz yıl oldu ama sen hâlâ onun fotoğrafını saklıyorsun.
- Permites-me um reparo? - Claro... O meu filho já morreu há oito anos, e ainda tens a foto dele.
- Sekiz yıl önce.
- Há oito anos.
Hani yedi sekiz yıl önce.
Há sete ou oito anos?
Sekiz yıl hapis yatmıştı ve aniden suçlunun bir başkası olduğu ortaya çıkmıştı.
Preso por oito anos, de repente descobriram que o culpado era outro.
Kocam sekiz yıl önce öldü.
O meu marido morreu há oito anos.
Sekiz yıl önce denizaltısının bütün mürettebatla birlikte... Meksika açıklarında kaybolduğu bildirilmişti.
O submarino dele desapareceu ao largo do México, há cerca de oito anos, com toda a tripulação.
Herbert, Bay Spilett Nautilus'un sekiz yıl önce Meksika açıklarında... battığını söylememiş miydi?
O Sr. Spilett não disse que o Nautilus se afundou há oito anos, ao largo do México?
- Sekiz yıl önce hikayenizi... - Sizi tanıyorum.
- Escrevi sobre a sua história há 8 anos...
Bir insan sekiz yıl böyle bir adada ne yapar?
O que faz um homem numa ilha destas durante oito anos?
Rusya'da sekiz yıl boyunca üzerinde çalışıldı.
Foi preparado cá e na Rússia, alternadamente, por mais de oito anos.
Sekiz yıl önceydi.
Foi há oito anos.
Karısı ve oğlu sekiz yıl önce bir tren kazasında ölmüş. Ve John...
Morreram ambos num acidente de trem, na Bélgica, há 8 anos, e o John...
- Yetmiş sekiz yıl uzun bir hayat.
Setenta e oito anos é uma longa vida. Sim.
Sadece altı, yedi ya da sekiz yılını ormanda, yalnız başına geçirme talihsizliğini yaşamış.
Não o acho idiota. Teve apenas o infortúnio de passar seis, sete ou oito anos na floresta, completamente só.
Sekiz yıl önce.
Há oito anos.
Yirmi sekiz yıl.
28 anos.
Yirmi sekiz yıl mı?
28 anos.
Son sekiz yılımı burada harcadım, kendimi bu projeye adadım.
Passei os meus últimos 8 anos aqui dedicado a este projecto.
Aradan sekiz yıl geçti.
- Foi há 8 anos.
Dünyadaki tüm kedi ve köpekler, sekiz yıl önce öldüler.
Há oito anos, em poucos meses, morreram todos. Todos os gatos e cachorros do mundo.
Son sekiz yıl boyunca efendim.
Os últimos oito anos.
Sence bu sekiz yılını geçirmesini kolaylaştıracak mı?
E achas que isso vai tornar mais fácil aguentar os 8 anos?
Bu sekiz yıl önceydi.
Isso foi há oito anos atrás.
Sekiz yıl bazı şeyleri değiştirir.
Oito anos fazem diferença.
Sekiz yıl önce, bende hepsinin akıllı olduğunu sanırdım.
Há oito anos, achava-os todos giros.
Sekiz yıl Kasım'da dolacak.
8 anos no próximo novembro.
- Olsun, sekiz yılım var.
- Bem, tenho oito anos para ouvi-la.
Sanırım yedi sekiz yıl önceydi.
Há sete ou oito anos. Crê-o.
Sekiz yıl önce yemek yerken uydurdum.
lnventei-o para ai há 8 anos quando estava a jantar.
Annen öleli sekiz yıl oldu.
Passaram-se oito anos desde que a tua mãe morreu.
Ona ulaşmaya çalışarak sekiz yıl harcadım ve sonra onu kilit altında tutmaya çalışarak da yedi yıl. Çünkü farkettim ki bu çocuğun gözlerinin ardında yaşayan kötülüktü.
Passei 8 anos a tentar chegar a ele, e depois mais 7 a tentar mantê-lo preso, porque me apercebi que o que vivia por trás dos olhos daquela criança era pura e simplesmente... o mal.
Sekiz yıl. - Harika.
Cerca de oito anos.
Pekala, Bayan Kramer sekiz yıl evli kaldığınızı söylediniz. Doğru mu?
Srª Kramer... diz que esteve casada oito anos, certo?
Sekiz yıl sonra...
Oito anos mais tarde.
Bir buçuk yıl boyunca haftada sekiz oyun.
Oito espectáculos por semana, durante ano e meio.
Sekiz yıl.
Oito anos... não são poucos.
Rotamızdan sekiz ışık yılı sapıyoruz.
Desviamo-nos oito anos-luz da nossa rota.
Tam olarak 10 yıl, üç ay, sekiz gün.
Dez anos, três meses e oito dias.
Yılın sekiz ayı boyunca donuyorsunuz.
Passa frio.
Büyük ihtimalle iki yıl alır ve sekiz ay yatıp çıkarsın.
Bem, provavelmente apanhas 2 anos... e fazes só oito meses.
Hapishanedeki tüm şartları yerine getirdikten sonra hapishanede sekiz veya daha fazla yıl geçirenler Guana'da çarptırıldıkları ceza süresi kadar işçi ve kolonici olarak kalacaklar.
Cumprida a vossa pena, ficarão em Guiana os que foram condenados a oito ou mais anos. Passarão, então, a operários e colonializadores durante novamente um período equivalente ao da respectiva pena.
Bak sersem, Reykjavík'te yılın sekiz ayı karanlık ve dondurucu soğuktur.
Ouve, labrego, em Reiquejavique, fica escuro durante oito meses e o frio quase nos congela as mãos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]