Sorgulama Çeviri Portekizce
1,303 parallel translation
- Boş ver, beni sorgulama.
- Coisas. Não apertes comigo.
Sorgulama şansımız yok.
- Sim, não me cabe a mim questionar.
Seni ve antikalaşmış sorgulama yöntemlerini...
Só não quero usar os teus métodos de investigação antiquados.
Niye bu sorgulama?
Porquê o interrogatório?
- Binbaşı Sacco'yu sorgulama için al.
- Então vamos interrogar o Sacco.
Düğün planlayıcım müzik zevkimi sorgulama cüretini gösteren pasif agresif bir kuş beyinli çıktı.
O meu organizador é um cretino passivo-agressivo que tem a audácia de questionar o meu gosto em música. O Bob Seger não está "acabado".
Ben derim ki ; yukarı çıkalım tüm bahçeyi kökünden söküp sorgulama için getirelim.
Proponho que arranquemos o jardim inteiro e o levemos para interrogatório.
Bilgi almışsınız, sorgulama niye?
Já sabem o que aconteceu. Para que querem falar comigo?
Sorgulama için sana ihtiyacımız olabilir.
Podemos ter de chamá-lo para fazer mais perguntas.
- Nedense pek endişelenmiyorum. İddiaya girerim yöneticilerin eşsiz sorgulama metotlarını öğrenince çok ilgileneceklerdir.
Eu não estou tão preocupado e gostaria de saber o que o teu superior vai achar do teu método de interrogar as pessoas.
Müthiş bir sorgulama elemanı yaratmaya uğraşıyorduk.
Tentámos criar o interrogador final.
Ben bir görüşme bekleyerek buraya geldim... bir sorgulama değil.
Vim aqui para uma entrevista. Não um interrogatório.
Evime gelip beni sorgulama!
Não venhas a minha casa interrogar-me.
Sorgulama inancını güçlendiriyor sanki.
Questionares-te significa que tens fé e torna essa fé mais forte.
Polis sorgulama için aranan şahsın robot resmini yayınladı.
A polícia acaba de emitir um retrato-robô do homem procurado para interrogatório.
- Beni sorgulama!
- Não me contradigas!
Bir daha beni sorgulama.
Não me questiones.
Sorgulama için geri getirilmeleri gerekiyor.
Precisamos de os trazer de volta. Para interrogatório.
Sorgulama başlamak üzere. Sorgu odasına geçelim.
O interrogatório está prestes a começar.
Sorgulama da mı yapılmamış?
- Nem sequer na audição?
Seni orada bıraksaydım, şu anda Creedy'nin sorgulama hücrelerinden birinde olurdun.
Se eu a tivesse deixado lá, você estaria agora numa das celas de interrogatório de Creedy.
Bazı sorgulama teknikleri kullandıklarını söylediler.
Disseram-me que usaram técnicas de interrogatório.
Lee'yi tutuklayıp sorgulama için CTU'ya getiren kişi sen olursan sevinirim.
Gostaria que prendesse pessoalmente o Lee e o trouxesse para a UAT.
Onunla ilgilenin ve sorgulama için hazırlayın.
- Tome conte dela e interrogue-os.
Curtis, henüz Marianne'yi Paul hakkında sorgulama fırsatı buldu mu?
- O Curtis questionou a Marianne?
LAPD Richard'ı sorgulama için getiriyor.
O LAPD vai trazer o Richard para interrogar.
- Onu da yaptım. - Peki ne yapmadın? Henüz Ordu Suç Sorgulama Bölümü'ne bir hat açmadım.
Também já está, ainda não abri a pipe para a Divisão de Investigação Criminal do Exército.
Görev tamamlanınca Vlachko'yu sorgulama için getirebiliriz.
Depois, trazemos o Vlachko para interrogatório.
Bunun bir sorgulama taktiği olduğunu düşünüyorsun.
Pensas que isto é mais uma táctica de interrogatório.
Yoğun sorgulama sonucunda Dmitri ve Ileona Tabakov oldukları öğrenildi.
O subsequente interrogatório revelou tratar-se de Dmitri e Ileona Tabakov.
Markovo Cezaevi'nin eski sorgulama şefi.
Ex-interrogadora-chefe do centro de detenção de Markovo.
FBI'dan'Sorgulama için alıkoyun'emri aldınız dimi?
Tem um pedido de detenção para interrogação do FBI.
- Evet, dedektif ona sorgulama anında bir ebeveyn ya da avukat isteyip istemediğini sormuş.
- Sim, o detective perguntou-lhe se ele queria um parente ou advogado presente durante o interrogatório.
Sorgulama için yolda.
Está a caminho do interrogatório.
Sorgulama konusunda yani. Diğer şeylerle ilgilenme sakın.
Sobre interrogatórios, não ligue ao resto.
Pekala, Seattle Polis Departmanını ve Seattle ajanını sorgulama odasında istiyorum.
Ok, quero um SPD e um agente de Seattle na sala.
İlginç bir sorgulama tekniği.
Interessante técnica de interrogatório.
- Öyleyse beni sorgulama.
- Não, Senhor. - Então não me questione.
Pekala. Sorgulama vakti.
Certo, então é a altura para perguntas.
Archer'ın kapsamlı bir sorgulama yapabileceğinden şüpheliyim.
Duvido que o Archer seja capaz de fazer um interrogatório rigoroso.
Ben senin dostlarını merak etmiyorum, sen de benimkileri sorgulama.
Não estou interessado em seus associados, assim não pergunte por meus
Yıllar önce öğrendiğim şey, Fransız Tostunun kozmik yasalarını asla sorgulama.
Quer saber, aprendi há muito tempo atrás, a nunca questionar a lei cósmica das torradas francesas.
O zaman benim yöntemlerimi sorgulama.
Então, não ponhas em causa os meus métodos.
Bunlardan 5,000 tane çıkarıyorum... "Sorgulama İstendi."
Estou a imprimir 5,000 folhetos "Procurado para Interrogatório".
Gözaltına alıp sorgulama için götürmeliyim.
Bom, tenho de levá-lo sob custódia para interrogatório.
Sorgulama teknikleriyle geçen üç yıldan sonra ne yapacaktım?
O que mais podia eu fazer com três anos de técnicas de interrogatório?
Yeri gelmişken, Antony, kararlarımı düşmanlarımızın önünde asla sorgulama.
A propósito, António, nunca questiones a minha decisão na presença dos nossos inimigos.
Şimdi ben. Sorgulama için sizi getirebilecek yeterli kanıtım yok, ama bir açıklamaya minnettar kalırım.
Eu não tenho provas suficientes para levá-lo a interrogatório, mas certamente apreciaria uma explicação.
Gibbs özel sorgulama istedi, ses ve görüntü alınmıyor.
Sem som, nem imagem.
Sorgulama sırasında bu konuyu onlar açtı sayın yargıç.
- Eles criaram um precedente.
Bu nasıl bir sorgulama böyle?
Que diabos de interrogatório é esse?