Standart Çeviri Portekizce
2,417 parallel translation
Trilsetum Coronis'in standart sapmaları üzerinde.
Desvio padrão na Trilsettum coronis.
Evet. Standart ameliyat sonrası protokol listesiyle sorumluluklarımı arttırabilirim.
Sim, o protocolo padrão do pós-operatório com uma lista de verificação que eu criei.
- Çifte standart!
- Regras duplas.
Standart...
Um furgão...
Standart, restoran sınıfı bir balık kamyonu.
Um furgão-restaurante de peixes padrão.
"Standart." "Evening Standard."
CHRISTIAN MASON ESTÁ MORTO MORTE MISTERIOSA
Standart DRE.
Descarrilador padrão.
O olayı standart bir "birbirini tanıma" iş oryantasyonu olarak görüyorum.
Encaro esse incidente como o típico processo empresarial de "conhecer melhor os outros".
- Standart uygulama, efendim.
- É o procedimento normal.
- Tamam, bu gayet standart.
- Bem, isso é bastante normal.
Pekala, bu Kermit'in 30 sene önce imzaladığı standart sözleşmeye ait dosya içinde de...
Aqui está o contrato habitual dos ricos e famosos, que o Cocas assinou há trinta anos, que contém...
- Bunlar artık standart donanım.
Eles agora são padrão.
Pasifik standart saatine göre 14 : 46'da Dünya üzerinde işgal edilen 12 farklı noktada bilinmeyen düşman tarafından koordineli bir saldırı başladı.
Às 14h46, hora local, 12 locais diferentes em todo o globo foram invadidos, no que parece ter sido um ataque coordenado de um inimigo desconhecido.
Pasifik standart saatine göre sabah 4 : 42'de...
Cerca das 4h42, hora local...
Standart prosedür. Tamam mı?
- É o procedimento normal.
Modern seyirciler orijinallerinin kurallarını biliyorlar yani tersine çevirme işi yeni standart oldu.
As pessoas se prendem nas regras do original. Então o oposto se torna o novo padrão.
Standart sekizinci seviye.
De série, nível 8.
- Standart evraklar.
- Papelada padrão.
Standart.
Dos normais.
Yani demek ki, bizim kanımız döküle bilir ve hayatımızı kaybede biliriz. Bizim standart kodumuzu değiştiremezsiniz!
Por assim dizer, podemos perder nossas vidas e derramar o nosso sangue não pode mudar o nosso código padrão!
Çalışma saatleriniz standart olacak.
Falamos de um horário normal.
Standart ambalaj kağıdı!
Embrulho de presente padrão!
Neden? Standart basma kilit.
É uma fechadura bem simples.
Standart bir hikaye değil mi?
História inédita oficial, não é?
Standart banka soygunu prosedüründe bir uzman olarak...
Como perito em procedimentos padrão em assaltos a bancos...
Bu soygunun standart bir yanı yok.
Este assalto não tem nada de padrão.
Evet, 1.2'ye 2.4. Standart. Evet.
Sim, 1 metro por 2.
Standart adli tıp.
- As pistas forenses normais.
Duvara dayanın. Ve kalemimle, hepimizin kendimizi tarttığı Stanley Minor gibi cesur adamların standart olduğu bir dünya yaratabilirim.
E com a minha caneta, consigo criar um mundo onde homens corajosos como Stanley Minor são exaltados como o padrão pelo qual nos medimos a nós mesmos.
Bugüne kadar muhasebe kayıtlarımızda yer almış her şeyin bir dökümü. Ama Eric'in asıl yapmaya çalıştığı şey bu sayıları standart riske maruz değer modelinin dışına düşen dalgalanma kademelerine göre değerlendirmekti.
Isto é a nossa carteira habitual de activos, aos quais o Eric aplicou níveis de volatilidade acima do habitual montante financeiro máximo de perda esperado ( VAR ).
Küçük, standart güvenlik.
Segurança pequena e básica.
Cinayet gerekçesini standart aksesuar olarak veriyorlar sanki, değil mi?
Vem com um motivo por homicídio em anexo, não é?
Damien Westlake için standart bir geçmiş taraması yaptım.
Verifiquei os antecedentes do Damian Westlake.
Belki de standart protokol böyledir.
Talvez seja apenas o protocolo padrão.
Bunu kullanan herhangi bir fabrika, kontrol ekipmanlarının nezdinde standart dışı olarak görülür.
Qualquer fábrica que a use, tem os picos de sinal a extrapolar todos os gráficos, aos olhos dos equipamentos de detecção.
Zaman, mekan, standart ajan hareketi.
Horários, lugares e padrões de procedimentos operacionais.
Standart odanın geceliği iki ay.
Dois meses por um quarto normal.
Çifte standart.
- Dupla moral.
Standart zehir testinden çıkmaz o.
Não aparece nos testes padrão.
Ama bu MomCorp ürünü standart bükme robotu üstelik de 12 sene eski model.
Mas ele é uma velha unidade de dobragem da MãeCorp, e está fora de validade há 12 anos.
Buradaki yanık izlerinden anlaşılıyor ki kurban sersemletici bir silah ile etkisiz hale getirilmiş. Görünüşüne bakılırsa standart sivil modelinden.
As queimaduras aqui indicam que a vítima foi subjugada com uma arma de choques... um modelo civil, pela a aparência.
Evet, standart prosedür.
Sim, coisas básicas.
Bunu standart wad cutter mermilerle değil 10 gramlık ucu delik mermilerle dolduracaksınız. Durdurma gücü çok yüksektir.
Carregue com balas de.158 de ponta fina, em vez das wad cutters normais, tem bastante poder de parada.
İkincisi ; buna çifte standart denir.
Segundo, que duplo critério.
Yanlış bir şey yapmadılar. Bu standart bir operasyon protokolüdür, Deniz Yarbay.
É o procedimento habitual, comandante.
Standart operasyon protokolünü yesinler senin!
O procedimento habitual! Porque está a brincar comigo?
Onu gösterisine hazırlıyorduk. JUSTlN BlEBER YARDlM KONSERİ Dört standart caz kalıbı öğrenmeliydi.
Na preparação para o espectáculo, teve de aprender quatro músicas de jazz.
Standart yörüngeden çıkış başlatılıyor.
A executar o padrão de órbita.
Ben kenara yapılacak vuruşları kesmek için buradayım yönetici müdahalesi veya bu tür şeyler. Bunun dışında standart ölüm maçı. Bu harika.
Estou aqui para evitar golpes nas virilhas, intervenção de treinadores, esse tipo de coisas, tirando isso é um combate normal até à morte.
Bu yüzden, standart Amerikan beslenmesinin yol açtığı hasarları yakından ve bilfiil görürüz.
Vemos em primeira mão a destruição causada pela dieta padrão americana.
Birinci test standart bir testti.
Bem, o primeiro teste foi uma análise toxicológica normal.