Suçlular Çeviri Portekizce
2,765 parallel translation
Burada her türden suçlular var.
Esta é a População Geral.
Suçluları veya şüphelileri tutuklayabilirim.
Das duas uma : ou os apanho, ou me transformo num deles.
Sıradan suçluların tersine ajanlar, kendi şartlarına uygun olarak salıverilmeleri için kendilerini hapis tutanlarla iyi geçinmek için eğitilirler.
Ao contrário dos criminosos, os espiões treinam para colaborar com os seus captores para negociar a libertação.
- Ben suçluları yardım edemem.
- Eu não ajudo criminosos. - Isso é bom, não somos criminosos.
Şu suçluların gittiği şelale mi?
É para onde vão os delinquentes?
Sadece suçluların ve fahişelerin o kamplardan kurtulduğunu düşünüyorlar.
Eles acham que só criminosos ou putas é que podiam ter sobrevivido aos campos.
Aptallıkla asla bağdaştırılamayacak bir şey onu 20. yüzyılın en büyük suçlularından biri olma yoluna soktu.
"- algo em nada parecido com a estupidez - " que o predispôs a tornar-se num dos maiores criminosos do século XX.
Durumun terörist bir saldırı olmadığı suçluların peşinde... Burada işler Amerika'dan farklı.
Um ataque terrorista está excluido, e as agencias federais suspeitam que... a supremacia aqui não muda muito da America.
Demek istediğim, çoğunluğu çocuk suçlular gibi duruyor.
A maioria parecem uns delinquentes.
Cinayet suçluları.
A lei procurava-os por assassínio.
Suçlular.
Pessoal.
Sayın Yargıç, şunu dikkate alınız Bay Emmerson, Polmont Çocuk Suçlular Kurumu'ndan tahliyesini takip eden on ayda bu olay dışında başını büyük bir derde sokmamıştır.
Vossa Excelência vai notar que, desde a libertação do Sr. Emmerson da Instituição de Polmont para jovens delinquentes, nos últimos 10 meses, Meritíssimo, não teve mais nenhum problema, excepto obviamente este incidente muito sério.
Cinsel suçluları soruşturduğumuz bölgede dört adet karavan bulundu.
Temos quatro caravanas na mesma área onde procurámos por violadores.
Adımı kirletmenin yollarından biri,... artık o suçlular benim en yakın arkadaşım.
É outro modo subtil de manchar o meu nome. Agora, estes criminosos são os meus melhores amigos.
İlginç! Ama suçlular cezalandırılmalı.
Os criminosos devem ser punidos.
Bunun yerine suçluları savunmayı tercih ediyorsunuz.
Então, ao contrário disso, passa o dia a defender criminosos.
Hepimiz suçluları savunuyoruz, Brad.
Ambos defendemos criminosos, Brad.
Oldukça basit, Eyalet ölüm cezası suçlularının vücutlarının öldükten sonra ne olacağını yönlendirecek bütün sistemlere karşı çıkmaktadır.
O Estado da Virgínia simplesmente opõe-se a qualquer sistema que permita que os reclusos no corredor da morte indiquem o que acontece aos seus corpos depois da morte.
Sana suçluların avukatlarına neden güvendiğini açıklamama gerek var mı?
Preciso de te explicar porque é que os criminosos precisam de confiar nos seus advogados?
Suçlular, savaşçılar değil.
Bandidos, não combatentes.
Hapishane suçlular içindir.
A prisão é para os criminosos.
Projenin merkezinde Viktorya Dönemi'nin adi suçluları ile ilgili bir araştırma vardı.
A natureza do projecto necessitava de investigação sobre criminosos hediondos da era Victoriana.
İnsanların sahip olmadığı şekilde ince bir ruha sahip olan suçluların da olduğunu bilmez misiniz?
Não sabem que há criminosos com alma... e homens que não a têm?
Suçlular başkasının adına hesap açtıklarında faturasını ödemezler.
Criminosos não solicitam cartões e pagam a factura dos outros.
Suçluları bildirmekten rahatsızlık duymam.
Não tolero criminosos.
En azından suçlular senden bir şey aşırınca onları tutuklayabiliyorsun.
Pelo menos quando os criminosos ficam com as tuas coisas, podes prendê-los.
Kıyafetimin suçluları korkutacağından emin misin?
Tens a certeza que os criminosos vão sentir-se intimidados pela minha farda?
Hiç düşündün mü acaba bazı suçlular yakalanmak için fazla zekidir diye?
Já pensaste que há alguns criminosos que são demasiado espertos para serem apanhados?
Aranan suçlular listesine girmezsen en zengin on adam listesine giren sen de olabilirsin.
Se não te tornasses um criminoso procurado, uma nova adição ao top 10 dos homens mais ricos deve ser você.
İyiler için savaşacaktım masumiyeti koruyacak, suçluları hapse tıkacaktım.
Pensei... Pensei que lutaria a luta justa proteger o inocente e processar o culpado.
- Harvard, onur derecesiyle bu arada - ve devletin düzenlediği suçlular çalışmasında yer aldım.
Harvard, com honras, a propósito... E participei de um estudo do governo sobre mentes criminosas.
Bu ülkenin bilinen en tehlikeli suçluları geri dönüyor.
Os piores criminosos que o país conheceu voltaram.
Suçluları bulamamıştık bu da aynı zamandaydı!
Sempre foi boazinha. Até me deixou ficar na lavandaria da escola de Enfermagem.
Randall kendi valisini kullanarak, bizim valimizin bizi tutuklayıp Kentucky'ye teslim etmesini mi istiyor? Buna suçluların iadesi denir Elias. Ancak valimiz Wilson'un bunu kabul edeceğini sanmıyorum.
O Randall quer que o seu Governador faça o nosso Governador prender-nos e nos envie para o Kentucky? e não me parece que o nosso Governador Will vá concordar.
Bence şimdilik suçluları boş verelim.
A partir de agora, devíamos deixar os patifes serem patifes.
Kendilerini kurtarmak için diğer suçluları ele veren suçlular.
Criminosos que se bufaram de outros criminosos para salvarem o couro.
Bu ülkenin bilinen en tehlikeli suçluları geri dönüyor.
Os piores criminosos que este país conheceu estão de volta.
Hayır, suçlular!
Não, criminosos.
Bu ülkenin bilinen en tehlikeli suçluları geri dönüyor.
Os piores criminosos que este país já conheceu, estão a voltar.
polislerle suçlular ölür.
Polícias e condenados morrem.
Bu ülkenin bilinen en tehlikeli suçluları geri dönüyor.
Os piores criminosos que o país conheceu estão de volta.
Bu ülkenin bilinen en tehlikeli suçluları geri dönüyor.
Os piores criminosos conhecidos no país estão de regresso.
Sadece suçlular hapiste uyur derler.
Dizem que só os culpados dormem na prisão.
Katolik Kilisesi, bu mekânı 1962 yılında satın alarak akli dengesi bozuk suçlular için bir sanatoryuma dönüştürmüş.
"A Igreja Católica comprou a casa em 1962 " e transformou-a num hospital para criminosos doentes mentais.
Bu gece sen ve babaannenin sokakta olduğunu duyan... -... çocuk suçlular korkudan titriyor.
Os delinquentes juvenis vão tremer de medo consigo e a avozinha à solta.
Suçluların ilk lafının ne olduğunu sen de bilirsin dedektif. "Ben yapmadım."
Sabe o lema de um criminoso, detective : "Eu não fiz isso."
Federal mahkeme emrine uygun olarak şiddet eğilimi olmayan suçlular erken salındığından beri şiddet suçları arttı.
Desde a prematura liberação sobre infractores não violentos para cumprirem ordem do Tribunal Federal, os crimes violentos aumentaram.
Suçluları bir an önce şehir meydanında getirip, aynı asit saldırılarını onlara da yapmak lazım.
Os culpados devem ser imediatamente trazidos para a praça pública e ser-lhes feita a mesma coisa.
Ve mahkemelerimiz suçluların hakettiği cezaları vermekte başarısız oluyorlar.
E os nossos tribunais têm falhado ao não darem aos criminosos o castigo que eles merecem.
Çok sıkı şuçlular olduk.
- Se foi.
Suçlular zeki olsalardı işsiz kalırdık.
Se os bandidos fossem espertos, estaríamos sem emprego.
suçlu 258
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu değilim 34
suçlu mu 45
suçlu değil 30
suçluluk mu 16
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu değilim 34
suçlu mu 45
suçlu değil 30
suçluluk mu 16