Süpermen Çeviri Portekizce
1,103 parallel translation
Kriptonitte bilinmeyen bir element vardı ve Süpermen ölmedi.
Havia um elemento desconhecido e o Super-Homem não morreu.
Süpermen'i öldürmeni istedim... ... ve sen bu basit işi bile yapamadığını söylüyorsun.
Peço-te que mates o Super-Homem e dizes-me que nem essa simples coisa conseguiste fazer.
"Genel Kurul özel oturumunda... ... 178 ülke Süpermen'in kınanmasını istedi. Kolombiya çekimser kaldı."
"Numa sessão especial da Assembleia Geral 178 países aprovaram uma censura ao Super-Homem apenas com a abstenção da Colômbia."
Artık Süpermen, iyi adam işinde olmadığına göre...
E agora que o Super-Homem já não é bonzinho...
Süpermen sarhoş!
O Super-Homem está bêbado!
Süpermen?
Super-Homem?
Süpermen, lütfen iyileş!
Super-Homem, por favor, melhora!
Süpermen, bir krizdesin!
Super-Homem, estás só num mau momento!
Başarabilirsin, Süpermen!
Tu consegues, Super-Homem!
Süpermen beni duyuyorsun, değil mi?
Super-Homem, estás a ouvir, não estás?
Süpermen, bir krizdesin.
Super-Homem, estás só num mau momento.
Başarabilirsin, Süpermen.
Tu consegues, Super-Homem.
Süpermen gelince, asıl eğlenceyi göreceksin.
Espera até que o Super-Homem nos encontre. Verás o que é diversão.
Hadi, Süpermen!
Vá lá, Super-Homem!
Bu ilk adı. "Süpermen" denilmesinden hoşlanır.
Isso é só o último nome. Ele gosta que lhe chamem "Super-Homem".
Ben onlarla değilim, Süpermen.
Sabe? Não estou com eles, Super-Homem.
Tarihe Süpermen'i öldüren adam olarak geçeceksin!
Ficarás para a História como o homem que matou o Super-Homem!
Süpermen!
Super-Homem!
- Tabii, Süpermen.
- Claro, Super-Homem.
- Süpermen, değil mi?
- É o Super-Homem, não é?
"Süpermen miymiş?"
"Se é o Super-Homem?"
Süpermen'le mi?
Com o Super-Homem?
Süpermen'i hiç görmediniz mi?
Já tinham visto o Super-Homem?
Ben ve Süpermen.
Da minha e do Super-Homem?
Süpermen'le!
Com o Super-Homem!
Süpermen senden özür diliyor. Bir sorun çıkmış ve seninle yemeğe çıkamayacakmış.
O Super-Homem manda dizer que lamenta mas surgiu um problema e não pode jantar contigo.
Süpermen'den bir yüzük!
Uau, um anel do Super-Homem!
Başkan, Süpermen'in özel bir barış arama göreviyle bilim adamlarının birkaç yüz milyar yıl uzakta olduğunu tahmin ettiği bir galaksiye gittiğini doğruladı.
O Presidente confirmou a informação de que o Super-Homem partiu numa missão especial de paz para uma galáxia que os cientistas estimam que possa estar a vários biliões de anos-luz.
Süpermen'in en iyi dostu musun?
És a amiguinha do Super-Homem?
- Süpermen'i mi?
- O Super-Homem?
- Süpermen gibi.
- Como o Super-Homem.
Ayrıca süpermen olmak da isterdim.
Gostaria mesmo.
Mighty Mouse, Süpermen'i yener mi hiç?
Achas que o Super-Rato venceria o Super-Homem?
Süpermen sahici adam.
O Super-Homem é real.
Süpermen öldüğünden beri yok.
Não desde que morreu o Super-homem.
- Süpermen kıyafetini giyebilirdin.
- Bem, devias ter usado a tua capa.
- Süpermen'i yok etmek!
- Destruir o Super-Homem!
- Hayır, Süpermen!
- Não, ao Super-Homem!
Süpermen yeni sergimiz için saçının bir telini müzeye bağışladı. Gerçekten ne kadar güçlü olduğunu görmemiz için.
O Super-Homem, na nossa mais recente exposição doou generosamente um cabelo seu ao museu para podermos ver a força que ele tem.
O saç Süpermen'in genetik malzemesi.
O cabelo é uma amostra do material genético dele.
Süpermen'e bir mektup aldım. Benim elimden gidecekmiş.
Chegou uma carta para o Super-Homem, ao meu cuidado.
- Süpermen'in posta kutusu muyuz?
- O Super-Homem recebe correio aqui?
" Sevgili Süpermen. Öğretmenim başkanın silahlanmayla ilgili konuşmasından söz etti.
" Super-Homem, a minha professora falou do discurso das armas nucleares.
Dünyayı nükleer silahlardan kurtarmasını Süpermen'den isteyelim dedim. Çünkü bir tek o yapabilir.
Sugeri pedirmos ao Super-Homem para livrar o mundo das armas nucleares porque só ele pode fazê-lo.
Süpermen kendi kendimizi havaya uçurmamamızı sağlayabilir.
O Super-Homem pode impedir que nos destruamos.
Dünya Süpermen'in yanıtını merak edecek.
Vão ficar todos à espera da resposta do Super-Homem.
Süpermen keşke kabul etse dedim.
Preferia que o Super-Homem tivesse dito que sim.
Süpermen keşke kabul etse dedim.
Preferia que o Super-Homem tivesse dito que sim!
Karar artık Süpermen'in.
Agora, a decisão compete ao Super-Homem.
- Süpermen!
- Super-Homem!
- Bol şans Süpermen.
- Boa sorte, Super-Homem.