Tavuklar Çeviri Portekizce
985 parallel translation
Tavuklarımızda var, tamam mı?
Os nossos têm, não têm
İnek ve tavukların arkadaşlığı Paris'te tanıştığım herkese yeğdir.
As vacas e as galinhas dão melhores amigas do que as que fiz em Paris.
Sanırım tavuklar.
Galinhas, suponho.
Sığırlarım, atlarım, tavuklarım, yonca tarlalarım ve...
Tenho gado, cavalos, galinhas, alfafa e...
Tavukları da mı?
As galinhas todas?
Barbarina, her tarafta fırtınalar kopuyor... hayvanları ve senin tavukları korkutuyor.
A fazer a barba. Uma tempestade eléctrica anda à nossa volta a assustar os animais e as tuas galinhas.
- O kadar da kötü görünmüyor, değil mi? - Evet. Pebble, bırak yaşlı tavuklar gibi didiklemeyi de, yatağına git!
Pebble, pare com isso e vá dormir.
- Peki ya Katie büyükbaba ve tavuklar?
- Então e a Katie o avô e as galinhas?
Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki, tavukları kastediyordum.
Sabem que estava a falar das galinhas.
- Tavukları öldürmediğimi kastetmemiştim. - Söylediğin buydu.
Foi o que disseste.
- Tavuklar, horoz gibi ötmeye mi başladı?
- As galinhas começam a cantar de galo?
Tavuklar bu şeylerin üzerine yatarlar.
As galinhas põem disto.
İlk destek verme onurunu yumurtalarıyla siz... tavuklarındır.
Vocês, galinhas, têm a honra de fazer dar o primeiro contributo. Todos os vossos ovos.
Görünüşe göre tavuklar İhtiyar Önder'in... "Yumurtalar asla alınmamalı" dediğini anımsıyorlardı.
Os frangos pareciam lembrar-se do'Velho Major'dizer... que os seus ovos nunca lhes deveriam ser tirados.
Masumlar kendilerini suçlu hissettiler ve tavukların isyanı kısa sürdü.
As inocentes sofreram pelas suas culpas e a rebelião das galinhas teve vida curta.
Bankacılar, tavukların şahinlere karşı olduğu gibi hırsızlığa karşı hazırlıklı olmalıdır.
Um banqueiro deve esperar um roubo da mesma forma que a galinha espera o falcão.
Bir sığır ve at sürüm var ve en güzel kuzular, domuzlar ve tavuklar.
Tenho uma manada de gado e cavalos... e as melhores ovelhas, porcos e galinhas do país.
Tavukları kim korkutuyor?
Quem está espantar as galinhas?
Tavukları korkuttuğunu görmüyor musun?
Não vê que está a espantar as galinhas?
Tavukların kümesleri soyuluyor.
Rouba as galinhas e os ovos.
Dedim ki : " Bunlar etli tavuklar.
Eu disse-lhe :
Tahıl depoları korunuyordu, fakat tavuklar hariç!
Guardaram os depósitos de cereais, mas não as galinhas!
Bir ara, Jim Bridger ve ben Rocky Dağları'nın eteklerindeki tepelerde tavuklar gibi keşfe çıkmıştık.
Jim Bridger e eu começámos a trepar por uma das colinas das Rochosas.
Rahip tavuklarının yan gelip yatmasından şikayet etmek için uğradı.
O reverendo passou para reclamar de suas galinhas.
O kısa bacaklı tavuklar nasıl bu kadar pahalı yumurta veriyorlar?
As galinhas põem os ovos tão caros?
Tavuklar yemek yemiyor.
As galinhas não comem.
Hayır, seçici tavuklar değildirler.
Não são galinhas esquisitas.
Onun tavukları da yemiyormuş.
As galinhas dele também não comem.
Artık, gerçek birer subayız. İnsanlar tavuklarını çalacağız diye korkmuyor!
Aqui somos oficiais a sério, já não somos considerados ladrões de galinhas.
Tavuklar, cin, likör ve tüfekler. Bilemiyorum.
Galinhas, bebidas, armas, não sei mais.
- Tavuklar da ne?
- Para que são as galinhas?
Tavuklar zayıf görünüyor.
As galinhas parecem esqueléticas.
Tavukları beslemeyi unutma.
Não te esqueças de dar de comer às galinhas, ouviste?
- Tavuklarım yavrularımdır.
- Os meus frangos são filhos, idiota.
Tavuklarım yumurtlamayı kesti, ineğim sütü kesti.
As galinhas deixaram de pôr, as vacas secaram.
- Şuradaki tavukları görüyor musun?
Vês ali aquelas galinhas?
Buraya ayılar için dolu geldim, tavuklar için değil.
Tenho muito mais. Vim preparado para ursos não galinhas.
En olmayacak zamanda tavuklar ilgini çekmeye başladı.
Só te importas com as galinhas quando não deves importar.
Vietkong'un bütün pirinçlerini domuzlarını ve tavuklarını aldığını ve bütün genç adamlarını onlar için savaşmaya zorladığını söylüyüyor.
Ele disse que os vietcongues roubam arroz, porcos e frangos e forçam os jovens a lutar para eles.
Arkada tavuklar vardı.
As galinhas estavam no banco de trás.
Tavuklar düşünmeye başladığında.
Aquele comedor de chilli tem cérebro.
Domuzum yok Bayan Simple, tavuklarım var ve onları, saçıp savurarak edinmedim.
Não tenho porcos, Miss Simple,... tenho frangos. E não os crio esbanjando dinheiro!
Sana tavukları sevmeyi öğrettim.
Ensinei-a a gostar de galinhas.
Ardıçkuşları, dolgun tavuklar, katı kuşlar!
Tordos, galinhas gordas, músculos de pássaro!
Yaşlı adam onu kendisi için korur. Tavuklar, kuzular, domuzlar...
Galinhas, cordeiros, porcos.
Tavuklar 15 dakikada bir tünemeye başlayacak.
Todos eles!
Size yem verilmedi mi tavuklar?
Hoje comeram tarde, galinhas!
Tavukların hiçbir şeyi yok.
Não há nenhum problema com as galinhas, Mitch.
Tavuklar yemiyor.
As galinhas não a comem.
Benim tavuklarım- - Oh, anlıyorum.
Estou a perceber.
Herkes tavuklar gibiydi.
Todos gostam de galinhas.