Tico Çeviri Portekizce
189 parallel translation
- Gümrük Şube ) Çok isterdim ama küçük kardeşim Tico'yu izlemeye gitmem lazım.
Não posso. Vou encontrar-me com o Tico, o meu irmão mais novo.
Tico bu akşam bayağı ısınmış..
O puto hoje está no seu melhor.
Bu oyunun güzelliği "tadını çıkarmak" Ticp için bu bir spor değil, bu bir sanat..
A beleza do Jai-Alai está no jogo. Para o Tico não é um desporto, é arte.
[Announcer On P.A.] Bayanlar ve baylar gecenin kazananı 13.Devrenin galipleri Hamleleriyle göz kamaştıran Tico ve Vinnie.
Senhoras e senhores, os vencedores do décimo terceiro jogo de hoje, com um ponto muito disputado, são Tico e Vinne!
Blessa, Tico nerede?
- Blessa, onde está o Tico?
Senin derdin ne, Tico?
O que foi, Tico?
[Tico] Bayan Batista, bana yardım edin.
- Sra. Batista, ajude-me.
Bana neden bunları söyledi? Oh, Tico.
- Porque é que ela me disse aquilo?
Önceleri çok iyiydik.
- Tico... - Ela foi sempre compreensiva.
Tico.
Tico...
( Morales ) Tico'nun fahişeler ile bu kadar içli-dışlı olduğunu bilmiyordun değil mi?
Não sabias que o grande Tico gostava de prostitutas?
Tico karıncayı bile incitmez.
O Tico não podia ter matado aquela rapariga.
( Tico Arriola ) Böyle olsun istemedim, Frank.
Foi sem intenção.
( Tico Arriola ) Benimle alay etti.
Ela não parava de rir de mim.
( Tico Arriola ) - Böyle olsun istemedim.
- Foi sem intenção.
( Tico Arriola ) Ve sen de bana hep küçük bir çocukmuşum gibi davrandın!
Trataste-me sempre como um rapazinho.
( Tico Arriola ) "Git Jai Alai oyna." "Şampiyon ol" bilmemne..
Vai jogar Jai-Alai. Torna-te um campeão.
( Tico Arriola ) Ağabey, ben birisini öldürdüm!
Frank, eu matei aquela rapariga.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Frank, yapma — Dinle beni, Tico
- Frank, tu não... - Ouve-me, Tico...
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) [İspanyolca] Tico kendini nakavt ettiriyorsun!
Tico, estás a ver se te matas? !
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Naber, Tico.
Olá, Tico. Como estás, miúdo?
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Tico profösyönelliğe adım attığından beri.
Desde que o Tico se profissionalizou.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Tico 11 yaşındayken Annem ile Babamı öldürdüler.
Acho que ele tinha onze anos quando mataram os nossos pais.
Hala o pis şeyleri mi kullanıyorsun, Tico?
Ainda tomas disso, Tico?
Benny'i dinlesen iyi edersin, Tico.
É melhor ouvires o Benny, Tico.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Sorun yok, tamam mı?
Ele está bem. Tico...
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Orasını bana bırak, orası senin sorunun değil ( Tico Arriola ) Evet, benim sorunum!
- Não te preocupes. - O problema não é teu. - É, sim.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Tico — ( Tico Arriola ) Bunu yapmana izin veremem, ağabey!
- Tico... - Não te posso deixar fazer isso.
( Tico Arriola ) Seni öldürecekler, Frank.
- Vão matar-te, Frank.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Tico, bana söz ver!
- Tico, promete-me.
( Tico Arriola ) Sana bir şey olmasından korkuyorum, ağabey.
Receio por ti.
( Tico Arriola ) - Hayır, buna söz veremem!
- Não, não posso.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Evet, verebilirsin!
Tem de ser, Tico.
Vermen lazım Tico, vermen lazım! ( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Sözüne ihtiyacım var!
Preciso da tua promessa.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Tico.
- Tico, promete.
( Tico Arriola ) Söz veriyorum, ağabey.
- Prometo.
( Teğmen Martin Castillo ) Tico Arriola'nın geçen günkü fahişe öldürülme olayıyla ilgisi varmış.
O Tico Arriolla foi relacionado com o homicídio da prostituta.
Arra ile Tico şimdi başa baş mücadele ediyorlar.
Arra e Tico jogam frente a frente.
Arra sert bir vuruş yaptı Tico kaşıladı, sevgili seyirciler.
Arra lança uma potente direita. Tico apanha a bola.
Tico sağ eliyle karşıladı topu ;
Tico lança a sua própria direita.
Arra içeri hamle peşinde.
Arra vai para dentro. Tico salva bem a jogada.
Tico'dan iyi bir müdahale. Karambol vuruşu, Arra dışardan karşıladı ve
Arra passa para fora.
Topu Tico'ya fırlattı.
Tico faz um bom lançamento.
Tico'dan iyi bir karşı tepme! Arra karşıladı!
Arra tem agora a bola.
Tico neredeyse Arra'yı engelliyordu. Ama Arra gene de atışını yaptı!
Tico quase interfere com o lance de Arra, mas ele consegue lançar.
( Tico Arriola ) Bu bir kazaydı.
Foi um acidente.
( Tico Arriola ) İyidir, Sonny.
Olá, Sonny.
( Tico Arriola = Başın benim yüzünden dertte mi, ağabey?
- Estás em apuros?
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Bak, Tico.
Ouve, Tico.
( Tico Arriola ) Bunu nasıl yapacaksın ki?
- Como vais fazer isso?
( Tico Arriola ) Gitmem lazım, ağabey!
- Tenho de me ir embora.