Titriyorsun Çeviri Portekizce
356 parallel translation
Titriyorsun.
Estás a tremer.
Sen kendine bak, yaprak gibi titriyorsun.
Olha para ti, estás todo a tremer.
Neden titriyorsun?
Por que tremes?
- Yaprak gibi titriyorsun.
- Estás a tremer muito.
Sevgilim, yine titriyorsun.
Querida, estás de outra vez.
Titriyorsun.
Estás a tremer!
Neden titriyorsun? Korktuğunu söyleme. İnanmam.
Não diga que treme de medo, porque não acredito.
Hala titriyorsun.
Ainda treme...
Yine titriyorsun.
Está a tremer outra vez.
Şimdi de sen titriyorsun.
Quem treme agora és tu.
Titriyorsun. Betin benzin uçtu.
Tremes e estás pálido?
Sevgilim, titriyorsun.
Querida, estás tremendo.
Kelebek gibi titriyorsun.
Está a tremer como uma borboleta.
- Titriyorsun.
- Você está a tremer.
Titriyorsun John.
Estás a tremer, John.
- Titriyorsun.
- Estás a tremer.
Titriyorsun.
Está a tremer!
Üstünü örtelim, titriyorsun.
É melhor tapares-te, estás a tremer.
Bir midilli gibi titriyorsun.
Pega, ficas constipado.
Zangır zangır titriyorsun.
Estás a tremer.
Sonuna kadar gidecek cesaretin yok, korkudan titriyorsun, vazgeç.
Não vais ter a coragem de chegar ao fim, estás a tremer de medo.
Benden korkuyor musun yoksa neden titriyorsun böyle?
Não grites... Ninguém te pode ouvir.
Titriyorsun.
Você está a tremer.
Canım, titriyorsun.
Está a tremer...
Evet titriyorsun.
Sim, estás a tremer.
Titriyorsun, Billali.
Está a tremer, Billali.
Sevgilim, titriyorsun.
Meu amor, estás a tremer.
- Titriyorsun sen.
- Estás a tremer.
Richard, titriyorsun sen.
Credo, está tremer.
Yaprak gibi titriyorsun.
Está tremendo como uma folha.
Titriyorsun.
Está a tremer.
Ama üşütmüş, titriyorsun.
Mas estás gelado e a tremer.
Titriyorsun.
Estás tremendo.
Titriyorsun.
- Estás a tremer.
- Rahat ol. Yaprak gibi titriyorsun.
- Estás a tremer como uma folha.
- Öyleyse neden titriyorsun?
- Então por que estás tu a tremer?
Neden titriyorsun?
Porque estás a tremer?
Neden titriyorsun?
Porque tremes?
O zaman niye titriyorsun?
Então porque estás a tremer?
Titriyorsun, işte şimdi mutluyum çok mutlu...
Estás a tremer, agora estou muito feliz. Tão feliz...
Titriyorsun ha?
Nervosa?
Şeftali çekirdeği sıçan köpek gibi tir tir titriyorsun.
Estás a tremer como um cão a cagar caroços de pêssego.
- Su çok soğuk. - Çok titriyorsun sen.
- Esse lago está gelado.
- Bana bırak, titriyorsun!
Não podes! Estás a tremer!
- Titriyorsun. Elini tutayım. - Sağ ol.
Está a tremer, eu seguro-lhe na mão.
- Bir yanık kokusu alıyor musun? - Hayır. - Titriyorsun.
No seu caso, sua selvageria não é assim, estão muito atrasados na arte da guerra,
- O halde neden titriyorsun?
- Então porque é que está a tremer?
- Solgunsun, titriyorsun.
- Morris, vamos. Estás pálido, e estás a tremer...
Hala titriyorsun, Rick.
Ainda estás tremendo, Rick.
Titriyorsun.
Está tremendo.
- Neden titriyorsun Sahala?
Porque tremes, Sahala?