Travers Çeviri Portekizce
383 parallel translation
O, Bay Travers değil mi, meşhur Amerikalı bey, efendim?
Será a estrela do meu espectáculo. É a sua estreia em Londres.
İzninizle kendimizi tanıtalım efendim. Biz, Bates efendim.
Somos o Jerry Travers.
- Sağolun efendim.
O Sr. Travers está em apuros.
- Peki efendim. Bay Travers'in başı dertte.
A minha irmã meteu-se num ninho de vespas e esfregámo-la com manteiga.
Ama eşekarısı yuvaları ağaçlarda olur efendim.
O Sr. Travers está em apuros. Isto pode desencadear um escândalo.
Hayatımın en önemli gecesi ve o burada yok.
Um minuto, Sr. Travers.
Affedersiniz efendim, Bay Travers ve Bayan Tremont bir gondolün içinde körfeze doğru sürükleniyorlar efendim. İşte.
Desculpe, o Sr. Travers e a menina Tremont vão em direcção à baía numa gôndola.
Sorun nedir Travers, dedim.
" Perguntei qual era o problema?
İngiliz Karşı İstihbarat özel ajanı Colin Travers ertesi sabah İstanbul bağlantılı uçakla Londra'dan ayrıldı.
Colin Travers, um agente especial da contra espionagem Britânica deixou Londres por avião na manhã seguinte com destino a Istambul.
Travers ve Albay von Richter aynı akşam İstanbul'a vardılar ve Anadolu Ekspresi'ne bindiler.
Travers e o Coronel von Richter chegaram a Istambul na mesma tarde, e ambarcaram no Expresso de Anatólia.
Travers istasyonun dışında, Keith McFadden tarafından karşılandı Ankara'daki elçiliğe bağlı bir İngiliz ajanı.
Travers foi recebido fora da estação por Keith McFadden um agente britânico adido à Embaixada em Ankara.
Dilimin sürçmek gibi bir huyu yoktur bay Travers.
Os meus lábios não costumam ter deslizes, senhor Travers.
Bay Travers, sizi temin ederim ki, Kontes tarafsız bir ülkede tarafsız bir yaşam sürmek için elinden geleni yapıyor.
Senhor Travers, a Condessa está a fazer o seu melhor para viver neutralmente num país neutral.
Travers, giderek ilk varsayımının doğru olduğuna inanıyordu ortada yakalanacak bir casus yoktu.
Travers aumentou a certeza de que a sua primeira idéia estava correcta que não existia nenhum espião a quem apanhar.
Söylesene Travers, kim olabileceği hakkında bir fikrin var mı?
Diga-me, Travers, tem alguma idéia de quem pode ser?
Bay Travers, gösterdiğiniz ihtimamdan çok etkilendim.
Senhor Travers, emocionou-me a sua amabilidade.
- Travers, Jim.
Travers, Jim.
Jeff Megan ve SuzieTravers.
Foram o Jeff Megan e a Suzie Travers.
Callie Travers'e ne yaptığın bir sır değil.
Não é segredo o que você fez à Callie Travers.
Bırak onunla Travers ilgilensin.
Certo. O Travers que trate disso.
Komutan, Gerry Travers aradı.
Comandante, ligou o Gerry Travers.
- Merhaba. Tim Travers.
Tim Travers.
- Bayan Travers.
- A Sra. Travers.
Merhaba ben Nikki Travers.
Sou Nikki Travers.
Çok memnun oldum Bay Travers.
Muito prazer, Sr. Travers.
Çok memnun oldum Bayan Travers.
Prazer em conhecê-la, Sra. Travers.
Missoula, Montana'da alabalık nehirlerinin kesişme noktasında yaşardık.
Vivíamos no limite de Great Travers e Missoula, no Montana.
İlgili kesin umutlarımız var a travers notre Seigneur Jesus Christ,
E entregamos o seu corpo à terra. Compreendemos a incerteza da nossa vida na terra.
Travers, 10 dakika içinde yakıtımız doldurulacak ve gitmeye hazır olacağız.
Partimos dentro de dez minutos, sr. Travers.
Bay Travers.
Sr. Travers.
Travers.
Richard Travers.
Travers, buraya transfer edildiğini söyledi.
O Travers disse que foi transferido.
- Travers!
Travers!
- Travers, pozisyonunuzu söyle.
Qual a sua posição, Travers?
- Acele et, Travers.
Despacha-te, Travers.
Hadi! - Travers, sakın düşürme!
Puxa essa merda para cima!
Travers, bir izleme cihazı getirecek kadar akıllıymış.
O Travers teve a inteligência de trazer um detector.
- Doğru mu Travers?
Não é assim, Travers?
Sınırı geçtin, Travers, ve geri dönüş yok.
Já chegaste a um ponto em que não podes voltar atrás.
Bu işi sen yönetmiyorsun, Travers.
Não és tu que mandas, Travers.
- İyi akşamlar, Bay Hardwick.
O Sr. Jerry Travers já chegou?
- Bay Jerry Travers geldi mi?
Tem estado à sua espera toda a noite. Toda a noite?
- Biz de Jerry Travers.
- Obrigado, Bates.
Bay Travers'in başı dertte. Hepimizi içine çekebilecek bir skandalın eşiğinde.
Fique descansado.
- Birinci perde olağanüstüydü.
Claro que não, aqui não há inconveniente. Vai começar o segundo acto, Sr. Travers.
İkinci perde başlıyor, Bay Travers. Sağol. Hemen geliyorum.
Diz que ela está em Londres no meu hotel e que se chama Tremont.
Bir dakika, Bay Travers.
- Um que tenha asas.
Bay Travers!
Sr. Travers...
Bay Travers, sizi aramak için peşinizden gittiler, sürat teknesiyle.
Sr. Travers!
Kumandan Travers'le hoşça vakit geçireceksin.
Vai gostar do Comodoro Travers.
Travers.
Travers.